ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Türkiye’nin Dönüşümü

Sadık Yalsızuçanlar

21 Eylül 2012 Cuma 11:01
  • A
  • A
Türkiye dönüşüyor. Dönüşümün yavaş ve ağır aksak yürüdüğünden bahisle eleştirenlerin eleştiri haklarının saygıdeğer oluşunda kuşku yok. Eleştirinin zorunlu oluşuna ilişkin de en küçük bir tereddüt olmamalı. Bu bağlamda Hükumet’in uygulamalarının eleştirilmesinden daha doğal bir şey de olmamalı. Ne ki eleştirinin eleştiri olması, haybeden olmaması, kör bir muhalefete, ahlaki sınırları taşan bir saldırğanlığa dönüşmemesi gerekir. Bu, eleştiricinin inandırıcılığına ve adilliğine gölge düşürür. Nitekim eleştirilmesi gereken olumsuzluklar söz konusu edildiğinde de eleştiricinin bu tutumu eleştirinin bizatihi kendisini inandırıcı olmaktan çıkarıyor.

Türkiye dönüşüyor. Yakın geçmişi birazcık hatırlayalım, bunun ne kadar süratli ve olumlu biçimde seyrettiğini rahatlıkla görebiliriz.

Türkiye’nin kılcal damarlarına değin inmiş bir kara kuşatma, yüzyılı aşkın bir süredir ne türden berbat şeylere yol açmıştı, hep birlikte görüyoruz.

Darbelere ve sonrasında yaşayan o korkunç olaylara bakalım. Altı bağlanan başbakanlarımızı hatırlayalım. Anayasa kitapçığı fırlatılınca depreme maruz kalan kırılgan ekonomiye…Askerin siyaseti boğuşuna. Tutukevlerine haksız biçimde tıkılmış olanlara yapılan işkencelere…İsrail’in hırçın, küstah ve zalim tutumunu haklı, meşru hatta ahlaki bulan, koyun gibi başını uzatan, kör bir hayranlıkla davranan politik seçkinlere…ABD’nin bir sıfatının Kadir olduğuna inananlara…Kız öğrencilerin başındaki örtü dışında bir şeyle uğraşmayan hırsız rektörlere…Jitem veya başka adlarla oluşmuş olan cinayet şebekelerine…Faili meçhullere…beş sente muhtaç oluşa…Bir bakalım. Türkiye bu korkunç yerden demokratik, müreffeh, onurlu ve güçlü bir konuma doğru evrildi…Bu süreç tamamlanmadı kuşkusuz. Alınması gereken daha çok mesafe var. Ama artık o berbat şeyler geride kaldı. Bu süreç, ‘devlet’in adeta el değiştirmesiyle, derinlerde değişimle gerçekleşti. Asker-siyaset ilişkisi daha normal, daha demokratik bir yapıya evrildi.

Siyasal-toplumsal yaşamın her alanının demokratikleşmesi yönünde kararlı bir yürüyüş gözleniyor. Siyasi ve ekonomik istikrarla yürüyen Türkiye’nin iktisadi parametreleri son derece olumlu görünüyor. Düne kadar dilencilik ettiğimiz IMF’ye borç veriyoruz. Diplomasi paradigmamız dönüşüyor. Diplomasi bürokrasisi değişiyor. Darbeler dönemi tümüyle kapandı. Bu süreci devletin derinlerindeki olumlu değişimin yanı sıra siyasi iktidar da kararlı biçimde yönetti, yönetmeye çalışıyor. Lakin her şey çok güzel, çok olumlu yürümüyor. Ciddi sorunlar da baş gösterebiliyor. Son derece yanlış kimi uygulamalar da görülebiliyor. Yeni anayasa hayli gecikti. Hükumet özellikle eleştiri ve muhalefete yönelik daha tahammüllü, daha saygılı ve duyarlı olabilir. Bunlar eleştirilmelidir de. Fakat belirttiğim gibi, eleştirinin de samimi, insaflı ve gerçekçi olması lazım. Aksi halde olumlu amacına hizmet edemez, edemiyor da.

Türkiye tümüyle dönüşecek. Medeniyet mirasına yakışır biçimde kendisini tümüyle yeniden kuracak. Büyük bir umut içindeyim. Türkiye, bölgenin ve dünyanın en demokrat, en saygın ve en müreffeh ülkesi olacak. Eleştirilen konular bir süre sonra tarihte kalacak. İnşallah o günleri birlikte göreceğiz. Bendeniz, samimi biçimde bu toprakların daha onurlu ve daha huzurlu bir yaşama kavuşması için eleştirenleri önemsiyorum, onlara şükran borçlu olduğumuzu düşünüyorum.
YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.