ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Yaşam koçun, bilen, bildiğini de bilen kişi olmalı

Ömer Baba'nın Gündemi

25 Mart 2013 Pazartesi 15:09
  • A
  • A

Aynanın karşısındaki koltuğuma oturdum. Gün boyunca kritik ve can alıcı sorular hazırlamıştım. İlk adımı atarak ilk sorumu sordum.

- Siz ‘Her yolda bir rehbere diğer ifade ile danışmana ihtiyaç var’ dediniz. Bu yolda rehbersiz gitmek mümkün değil midir?

- Elbette mümkündür, insanlar hayatları boyunca kendi yollarında giderler, bilerek veya bilmeyerek. Bazı yolları alışkanlıkları gereği yürürler niye o yolda yürüdüklerini bilmeden ve hiç sormayı da akıl etmeden. Çünkü kendilerinden öncede o yolda yürüyenler vardır. O yolda yürüyenlerin varlığı onlar için yeterli sebeptir.

- Sizin anlatmak istediğiniz ve rehberle yürünmesi gereken yol nasıl bir yoldur?

- Bu yol bilgi ve bilgiye ulaşmanın yoludur. Bu yolda yürümek için bilgiye ihtiyaç vardır. Bilginin kaynağı, taşıdığı mesaj, insanları yönelttiği hedefler vardır. Bilgi öyle bir şeydir ki onunla her şeyi yapabilirsiniz. Çünkü her şeyin bir bilgisi ve bir bileni vardır. Onun için ‘bir bilene soralım’ derler.

- Sizin danışman dediğiniz bir bilen midir?

- Evet, onunla yola koyulursan senin yolculuk boyunca sorularını cevaplar veya cevaplarını nerede bulacağını söyler, böylece işin kolaylaşmış olur.

- Beni gireceğim yolda o’mu götürecek?

- Sen kendi gücün ve isteğinle gideceksin, o sadece sana danışmanlık yapacak. En önemli bilgi, bilgiyi nerede ve nasıl kullanacağını bilmendir. Ne kadar çok bildiğin değil, önemli olan sahip olduğun bilginin ne kadarını kullanabildiğin. Kullanamadığın bilgi sadece beynine yüklediğin yüktür. Onunla sadece konferans kürsülerinde papağan gibi öğrendiğin bilgileri tekrar eder durursun. Bilgi yaşanmıyor ve yolunu aydınlatmıyorsa gerçek bilgi değildir. Hayatında çok şeyi bilmelisin amma bir konuda da uzman olmalısın.

- Bir konuda uzman olabilmek için eğitim gerek. Bu eğitimi nasıl yapacağım?

- Yaşam koçu işte burada devreye giriyor. Önce sana öğrenmeyi öğretir, sonra öğrenilmesi gereken bilgileri öğretir. Tasavvuf büyükleri bilenleri dört sınıfa ayırırlar.


1- Bilir, amma bildiÄŸini de bilir.
2- Bilir, amma bildiÄŸini bilmez.
3- Bilmez, amma bilmediÄŸini bilir.
4- Bilmez, amma bilmediÄŸini de bilmez.

Yaşam koçun, bilen, bildiğini de bilen kişi olmalı. Her ‘biliyorum’ diyen bilmez, her kıymetli şeyin sahtesi olduğu gibi koçların da sahtesi vardır. Niyazi Hazretleri bizi bu konuda şu beyitleriyle uyarır.

Her mürşide dil verme ki, yolunu sarpa uğratır,
Mürşidi kamil olanın, yolu gayet asan imiş.

Mürşit gerektir bildire hakkı sana hakkel yakin
Mürşidi olmayanların, bildikleri güman imiş.

- Şiirdeki ‘mürşit’ yaşam koçu anlamına mı geliyor.

- Evet tasavvuf ehlinin çok kullandığı bir terim.

- Bu günlük bu kadar yeter. Önce bu öğrendiklerimi sindirmem gerek.

Not: yazete’de ki yazımı okuyan, yorum yazan kardeşlerime teşekkür ediyorum. Ben de sizleri seviyorum. Allah yar ve yardımcınız olsun.

YORUM YAZ
TOPLAM 3 YORUM

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.

  • - arif yıldırım:28 Temmuz 2013, Pazar 02:08

    Allah bizi mürşidimizden ayırmasın..Uzakta olsakta gönüller bir'dir insaallah:D

  • - Asker Adayı:27 Mart 2013, ÇarÅŸamba 23:49

    Peki O güzeller güzeli Mürşid-i Kamil'e ve O güzeller güzeli kardeşliğe biraz uzak mesafede bulunmak, gönlümüzün susuzluğunu nasıl dindirecek? Bu kardeşiniz ne yapmalı?

  • - sultanbayindir@hotmail.com:26 Mart 2013, Salı 11:59