Berrin Dalkılıç Mis, "En büyük avantajım asla vazgeçmemem oldu. Her gün sabah istikrarlı bir şekilde iş yerime geldim. Vazgeçmemek ve sabretmek bana başarıyı getirdi" dedi.
Başarı hikayesi ile ilgili açıklamalarda bulunan Berrin Dalkılıç Mis, en büyük avantajının asla vazgeçmemek olduğunu söyledi. Her gün sabah istikrarlı bir şekilde iş yerine gittiğini belirten Mis, "Vazgeçmemek ve sabretmek bana başarıyı getirdi. Çünkü çocuklarım çok küçüktü oğlum ilkokulu yeni bitirmişti, kızım da ortaokul son sınıftaydı. Sonra kızım üniversiteyi kazandı ve İstanbul’a gitti. 10 sene orada kaldı. Oğlum Melih ile burada mücadeleye devam ettim. 4 sene tek başıma mücadele ettikten sonra erkek kardeşimi aldık yanımıza. Eşini kaybeden bir kadınsan ve evlenmiyorsan insanların çok büyük bir saygısı oluyor. Çocuklarım var ve daha çok bir erkeğin yaptığı işi, üretimi yapıyorum. Sanayi o kadar gelişmiş ki, Mersin bir sanayi kenti olmadığı için dışarıdan çok fark edemiyorsunuz. 2001 yılında sanayinin Mersin’de yeni yeni geliştiği, ayrıca krizin de olduğu bir dönemdeyiz o zamanlar. Herhangi bir kredi ve finansal destekten ben faydalanamadım. Tek başınasın, düzgün duruyorsun, çocuklarının annesisin o sebeple Sabri Tekli’nin, Şerafettin Aşut’un çok etkisi ve desteği oldu bu yıllarda" diye konuştu.
"BU ALLAH’IN BİR HİKMETİ ONA İNANDIM"
İlk başladığında üretimi, pazarlığı, malzemeyi bilmediğini vurgulayan Mis, "Bu Allah’ın bir hikmeti ona inandım. Teknopanel’in sahiplerinden amcamın oğlu Ramiz Dalkılıç bana her şeyi not al dedi. Ben not alma hastalığına o zaman yakalandım. Hayatımda dönüm noktası olan diğer kişi de Kaya Mühendislik Korkmaz Kaya oldu. Bana hesap yapmayı öğretti. Gelir-giderin ne olduğunu, maliyetin nasıl hesaplanması gerektiğini ve çocukların mutlaka buraya gelmesi gerektiğini anlattı. Arkasından Şerafettin Aşut ’İSO yapmak zorundasın Berrin’ dedi ve İSO yapan firmayı aldı getirdi. Her şeyi dosyaladık klasör haline getirdik. Aradığımızı bulmak ne demek onu öğrendim. Yavaş yavaş her gün bir şeyler öğrendim. Biraz komik olacak ama her şeyi öğrenmem 4 sene sürdü. İnsanlar 1-2 senede her şeyi öğrenip oturtamıyor bazı şeyleri. Bir gün bir belgesel izledim. Antepli baklava ustası çıktı ve 10 senede ancak usta oldum dedi. Sonra ben de 10 sene sonrasına baktığımda aynı şeyi söyleyebilirim" ifadelerini kullandı.
"İNSANLARA KENDİMİ ANLATMAK İSTİYORUM"
İlk başladıklarında işe ufak bir yerleri olduğunu belirten Mis, "Yerimizle ilgili bir iki taksitini ödemiştik. Sonrasında rölantiye girdi o borçları ödeyemediğimiz için. Daha sonra yine bu dönemdeki hükümetin yapılandırmalarından yararlandım ve 2011 senesinde hepsini düzgün bir şekilde ödedik. Şu anda MTOSB içerisinde borcu olmayan firmalardan birisiyim. Vazgeçmemek çocuklarımın da beni örnek almasına sebep oldu. Oğlum liseyi bitirdikten sonra yanıma geldi, fakat çevremdeki insanlar okuyup bir mühendis olursa buradaki işi daha rahat devralacağını söyledi. Bu seferde sanki ben emekliliğe sevk ediliyorum gibi bir durum oldu. Aynı gruptaki arkadaşlarımızla en az 60 yaşına burada kalırız diye konuştuk. Şimdi oğlum Melih üretim, planlama, satın alma ve satışa bakıyor. Ben biraz daha arka plana çekildim, muhasebeye bakıyorum. Muhasebeyi de 6 aydır kızıma devrettim. Kızım da işletmeyi okuyup bitirdi. Ben de daha geri planda kalarak daha çok sosyal aktivitelere katılmak istiyorum. Örnek olabilirsem eğer insanlara kendimi anlatmayı istiyorum" şeklinde konuştu.
"ERKEK OLSAM DAHA RAHAT ARAYABİLİRİM"
Kendisinde vazgeçmeme huyu olduğunun altını çizen Mis, sözlerine şöyle devam etti:
"Her şeyimiz vardı, çokta çalışmak zorunda değildim. Ben ilkokuldan beri spor yapan biriydim. Sporun çok büyük faydası var. Kadınsan bile, erkek gibi durmanı sağlıyor. Bir şeylerden korkmuyorsun. Özel okulda okuyordu çocuklarım. Gözümü kapattığımda babaları olduğunda daha iyi bir ortamda yetişeceklerse benimle de aynı şekilde olmalı diye düşündüm. Burayı kiraya versen kirayı alamazsın. Kimse seninle ilgilenecek kadar sana yakın değil, çünkü kadınsın. Erkek olsam daha rahat arayabilirim, sohbet edebilirim. Bu tarz şeyler Türkiye’de hala yanlış anlaşılıyor. Bir miktar paramız vardı o parayla bir süre geçindik. Bazı kurslara katıldım. İşimizle ilgili kullandığımız programda gayet iyiyimdir. Raporlarımı çok iyi alırım, işimi çok iyi takip ederim. Hiç üşenmeden başka şehirlerde iş yapacağımız firmalara gidiyordum. Birçok firmanın işini bu şekilde kazandım."
(İHA)