ÖNE ÇIKANLAR :
YAŞAMTÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 18 Ocak 2018 Perşembe 14:10

Tazeliği koruyacak teknoloji geliştirildi

Tazeliği koruyacak teknoloji geliştirildi

İTÜ ARI Teknokent'te faaliyetini sürdüren Nanomik Biyoteknoloji CEO'su Örçen: "İsrafı engelleyebilecek, meyve, sebze ve kuru yemişlerin bozulmadan ilk günkü tazeliğinde kalabilmesi için yüzde 100 doğal koruyucular geliştirdik"


İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ARI Teknokent'te faaliyetini sürdüren Nanomik Biyoteknoloji CEO'su Buse Berber Örçen, israfı engelleyebilecek, meyve, sebze ve kuru yemişlerin bozulmadan ilk günkü tazeliğinde kalabilmesi için yüzde 100 doğal koruyucu geliştirdiklerini bildirdi.

Örçen, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Toplantı Salonu'nda gerçekleştirilen "Son yıllarda Tarımda Karşılaşılan Problemler ve Yeni Çözüm Teknolojileri" toplantısında, taze meyve ve sebzelerin hasat sonrasındaki (depolama, paketleme ve nakliye) kayıplarını önlemek için uygulanan yeni nesil teknolojiler hakkında bilgi verdi.

Doğal gıda koruyucuları geliştirdiklerini anlatan Örçen, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin özellikle ihracat sürecinde yaşadığı sıkıntılara çare olmayı, meyve ve sebzede daha tüketiciye ulaşmadan ortaya çıkan kayıpların önüne geçmeyi hedefliyoruz. 13 kişilik bir ekiple 4 yıllık Ar-Ge çalışması sonucunda hedefimize büyük ölçüde ulaştık. İsrafı engelleyebilecek, meyve, sebze ve kuru yemişlerin bozulmadan ilk günkü tazeliğinde kalabilmesi için yüzde 100 doğal koruyucular geliştirdik."

Ürünün üretim aşamasında, marketlerde ve hatta evlerde bile kullanılabileceğini ifade eden Örçen, "Doğal koruyucumuzun, global bir problem haline gelen gıda israfına çözüm olacağını düşünüyoruz. Özetle, daha doğal, kimyasal içermeyen gıdalar ve daha sağlıklı bir dünya hedefliyoruz." dedi.

Örçen, koruyucuların insana da doğaya da zararı bulunmadığını, ürün üzerinde de kalıntı bırakmadığını, ihraç edilen bir ürünün gümrükten dönme ihtimalinin olmadığını belirtti.

- "Çöpe giden sebze ve meyve miktarı minimuma inecek"

Korumayı 8 farklı probiyotikle sağladıklarını aktaran Örçen, şunları söyledi:

"Raf ömrü boyunca bu probiyotiklerin düzgün üreyebilmesi adına farklı teknikler kullandık. Kiraz, kayısı, muz, domates ve üzümde raf ömrünü bir ay uzattık. Kuru ürünlerde ise ilk günkü aflatoksin seviyesini bir yıla kadar stabil hale getirdik. Sıvı formda olan bu ürün püskürtme yöntemiyle marketlerde de kullanılarak ürünlerin çabuk bozulması engellenebilecek. Bu sayede çöpe giden sebze ve meyve miktarı minimuma inecek. Aynı zamanda bu ürünü alıp evde de uygulayıp satın aldığınız ürünlerin ömrünü uzatabilirsiniz."

Örçen, Türkiye'nin ihracatta zaman zaman sorunlar yaşadığını, mevcut durumda ürünlerin daha uzun süre dayanması adına ilaçlama yapıldığını işaret etti.

Çok ilaçlama yapılması halinde ürünlerin gümrükten dönebildiğini vurgulayan Örçen, şunları kaydetti:

"Uluslararası alarmlama sistemi var. Sonrasında da hangi ülkenin kaç alarm aldığını belirten belgeler yayınlanıyor. Türkiye'nin alarmlarının yüzde 77'sinin küflenmeden, aflatoksinden ya da kullanılan koruyucu ilaçlardan kaynaklandığını görüyoruz. Türkiye 2015 yılının en çok uyarı almış 10 ürününden 2'sine sahip. Bunlar fıstık ve kuru incir. Özellikle fındık ve taze meyve sebzede 100'e yakın uyarımız var. 2016 yılına bakıldığında ilk sırada meyve sebzelerdeki pestisit oranlarıyla karşılaşıyoruz."

KAYNAK:
AA
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER