ÖNE ÇIKANLAR :
YAŞAMTÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 28 Haziran 2013 Cuma 15:20

Özal suikastı kozmik odada mı?

Özal suikastı kozmik odada mı?

Avukat Doğan, Özal suikastına ait bilgilerin kozmik odada çıkan belgelerde olabileceğine işaret etti.


Derin devlet, toplum tarafından yıllardır tartışılan bir argüman olsa da devlet eliyle kurcalanması son on yıla tekabül ediyor. Ard arda gelen infazlar, Özal suikastı, Şemdinli olayları, Zirve Yayınevi cinayeti, Danıştay cinayeti gibi toplumu kaos ortamına sürükleyen pek çok olay ister istemez toplumun silkelenmesine, devletin kendini sorguya çekmesine yol açtı.

“Bu olayların ardında kim var?” sorusuyla başlayan bu süreç Ergenekon soruşturmasıyla bir noktaya taşındı. Türkiye’deki derin devletin açığa çıkması açısından pek çok mesafe kat edildi. Bu süreçte Genelkurmay Başkanlığı JİTEM’i kabul etti. Kozmik odaya girildi. TUSHAD adlı bir yapı ilk kez telaffuz edildi. Cinayetlerin birbirleriyle bağlantıları kuruldu.

Tumhaber.com'un haberine göre: Ergenekon davasını, Silivri’yi, Özal Suikastını, Balyoz davasını, Zirve Yayınevi ve Hrant Dink davasını, Gezi Parkı olaylarını kısacası derin devletle ilişkisi olabilecek her şeyi Hrant Dink ve Zirve Yayınevi davalarında müdahil avukat Erdal Doğan açıkladı.

“ERGENEKON’UN SİLAHLI OPERASYON DAİRESİNE ULAŞTIK”

Zirve Yayınevi davasında ilk kez Ergenekon’un silahlı operasyon dairesi olarak iddia edilen bir örgütle tanıştık. Bu yapıyı örgütün içinde yer almış İlker Çınar deşifre etti. Bu örgütün adı Türkiye Ulusal Stratejiler ve Hareket Dairesi (TUSHAD). Ergenekon içindeki bu yapılanmanın ilk defa Zirve Yayınevi’nde gündeme gelmiş olması önemlidir.

“TUSHAD KOZMİK ODADA”

Ergenekon’un sonuçlanmasıyla beraber aynı zamanda TUSHAD’la ilgili bilgilerin Genelkurmay’ın kozmik odasında var olduğunu düşünüyoruz. Mahkeme aracılığıyla bu soruşturmayı yürüten savcılıklardan TUSHAD ile ilgili belgeleri istedik. Savcı Mustafa Bilgili, soruşturmanın selameti açısından bu aşamada istenilen bilgi ve belgelerin gönderemeyeceğini belirtti. TUSHAD’la ilgili yeni bir soruşturmanın açılmasını acil olarak beklemekteyiz.

“TUSHAD KOZMİK ODADAN ÇIKARSA ….”

TUSHAD Türkiye’de pek bilinmeyen bir yapı. JİTEM, beyaz ve siyah kuvvetlerde bu yapının içerisinde yer alıyor. İlker Çınar bu birimlerin TUSHAD’ın koordinasyonunda hareket ettiğini söylüyor. Bunu destekleyecek hususlar da Özel Harp Dairesi’nin kozmik odasından çıkan bilgilerdir. Bu bilgileri çıkan belgeler teyit ettiğinde çok büyük çapta ciddi bir olay gündeme gelecek.

“İLK SAVCI ÖZ SORDU”

TUSHAD’ın kuruluş aşaması 1992’ye tekabül ediyor. 1992 sonrası ve 94’teki bir sürü cinayet (Turgut Özal, Eşref Bitlis, 33 erin öldürülmesi, Sivas Katliamı, Başbağlar Katliamı...) hep bu süre içinde gerçekleşti. İlk olarak İlker Çınar’ın Zekeriya Öz’e verdiği ifadede TUSHAD ortaya atıldı. Akabinde bu yapı Genelkurmay’a savcı Öz tarafından soruldu. TUSHAD’ı Zirve Yayınevi davasında öğrensek de ilk olarak Zekeriya Öz tarafından soruldu.

GENELKURMAY’DAN ÜÇ FARKLI TUSHAD CEVABI

İlk olarak savcı Zekeriya Öz, TUSHAD adında bir yapı olup olmadığını Genelkurmay’a soruyor. Genelkurmay verdiği cevabi yazıda “1999’dan sonra böyle bir yapı Genelkurmay bünyesinde yoktur” diyor. İkinci kez ise Taraf gazetesi muhabiri Genelkurmay’a soruyor. Aldığı cevap yazısında “TUSHAD diye bir yapılanma hiçbir zaman olmamıştır” deniyor. Üçüncü olarak Zirve Yayınevi davasında mahkeme başkanı Genelkurmay’a tekrar soruyor. Gelen cevabî yazıda “TUSHAD adlı yapı yasal mevzuatımız içinde, TSK içerisinde kurulmuş değildir” diyor. Ortada Genelkurmay’dan gönderilen 3 farklı cevap var . Bu cevaplar içinde iddia edilen TSK’da böyle bir yapının yasal mevzuat içinde kurulmuş olması değildir. Böyle bir cevap kaçamak bir cevaptır.

MERAK EDİLEN SİYAH, BEYAZ VE TURUNCU KUVVETLER

Siyah ve Beyaz kuvvetleri kimse bilmiyordu. Genelkurmay, Siyah Kuvvetleri 16 madde içinde mahkemeye açıkladı. Seferberlik Tetkik Kurulu olarak bildiğimiz Özel Harp Dairesi siyah, beyaz veya turuncu kuvvetler içinde bilinen personellerden oluşturulmuş. Bu personeller içinde beyazlar sivillerden, siyahlar askerlerden seçilmiş, deşifre olanlar ise turuncu kuvvetler olarak adlandırılmış. Siyah, Beyaz ve Turuncu kuvvetler savaşta ve barışta operasyonel olarak hareket edebilecek kişiler olarak görevlendirilmişler.

“JİTEM HÂLÂ FAAL DURUMDA”

Beyaz kuvvetler istihbarat toplar. Çalıştığı sahaya homojenize olup girer. Suikast ya da operasyonel eylem yapılacak kişi veya gruplara karşı istihbaratsal veri sağlar ve çalışma yürütürler. Psikolojik heraket biriminin en önemli unsurlarıdırlar. Siyah kuvvetler ise suikast ya da benzeri operasyonel eylemlerler yaparlar. JİTEM daha çok infaz yapar. JİTEM hali hazırda TUSHAD’a bağlı olarak çalışmalarına devam ettiği biliniyor.

“ŞEMDİNLİ’Yİ ELİNE GÖZÜNE BULAŞTIRDI”

İnfazları gerçekleştiren JİTEM elemanlarının iyi planlanmış bir olayı gerçekleştirmesi halinde bile eline gözüne bulaştırmaları kaçınılmaz. Mesela Şemdinli’deki kitap evi baskını JİTEM mensupları tarafından yapıldı. Bu eylemi Siyah ve Beyaz kuvvetlerin yapması durumunda kendi bakışlarınca profesyonel olacaktı. Onun içindir ki Şemdinli’de bir kargaşa çıktı. Orada dikkat çekici bir olay da Jandarma mensubu olan sanık Astsubay Ali Kaya'yı yüzlerce astsubay arasında dönemim Kara Kuvvetleri Komutanın iyi tanıması çok manidardı.

“ÖZAL SUİKASTINI TUSHAD YAPTI”

1993'da Özal'ın ölümünün bir suikast ve bu suikastı siyah ve beyaz kuvvetler yani TUSHAD'ın gerçekleştirdiğine dair çok ciddi iddialar var. Özal’a kamuoyuna yansıdığı üzere birden çok kez suikast girişimi yapılmış. Onlara ilişkin bilgiler eylem ve failin kendisi olsun ve daha sonra uçak düşürme eylemlerine dair bilgiler hakkında tartışmasız somut bilgilere sahibiz. Ayrıca 1988 yılında kendisine suikast girişiminde bulunan kişinin Özel Harp dairesinde eğitim aldığı da kamuoyuna yansıdı. Bunlara ait daha çok somut bilgi ve ayrıntının özel harp dairesi/özel kuvvetler komutanlığa ait Kozmik odadan çıkması kuvvetle muhtemeldir. Aynı şekilde TUSHAD’la ilgili birçok bilgi ve belgelerinden oradan çıkacağını düşünüyorum

ÖZAL SORUŞTURMASI NEDEN ACELEYE GELDİ?

Zirve Yayınevi dosyasını Özal suikastı soruşturmasını yürüten savcının talep ettiğini biliyoruz. Savcı dosya kapsamında Levent Ersöz ve Hurşit Tolon’un ifadelerini aldı. Daha sonra Özal suikastı ile ilgili olmak üzere tek sanıklı olarak Levent Ersöz ile ilgili dava açıldı. Bana göre zayıf bir iddianamedir. Savcının çok ciddi soruları var sanığa ama tek sanık ve olayın çevresini derinleştirmemesi büyük eksiklik. Eğer suikast varsa Levent Ersöz’ün tek başına yapma olasılığı mümkün değildir. Savcı ya Özal suikastını zaman aşımından kurtarmak için böyle bir dava açdı ya da iddia edilen şahısların bu konuyla ilgili bağlantıları araştırılıyor. Özal'ın kalp krizini geçirdiği gün yaşadığı ihmaller zinciri takip edildiğinde bile bu kadar olumsuz tesadüfün bir araya gelmesi mümkün değildir. Ambulans olayı, doktorun bulunmaması, aniden yoldayken hastane değişikliği ve hastaneye bu durumun bildirilmemesi, otopsi yapılmaması, alınan kan örneği şişesinin kırılması...

ERGENEKON’UN OPERASYON DAİRESİ

Ergenekon’un operasyon dairesi TUSHAD’dır. Bu yapı tam anlamıyla ortaya çıkarılmadıkça operasyonlarını devam ettirecek.

Ergenekon’daki en büyük eksikliği ilk baştan itibaren cinayet vakaları üzerinden gitmemiş olmasıdır. Yani işlenen suikast ve cinayetler üzerinden yol almamasıdır. Zirve davası eklendi ama kaç yıl sonra. Aynı şekilde Danıştay'da öyle.

“HAKİM SAVCILAR İNANAMIYORLAR”

Hukuk fakülteleri ve eğitim müfredatı “Mustafa Kemal’in izinden gidiyoruz” anlayışına sahip. Bu yüzden hakim ve savcılar devletin içinde çetelerin olabileceğini, bu şahısların devletin önemli kademelerindeki subayların, bürokratların olabileceğine çoğu zaman ikna olmuyorlar.

Gezi olaylarında derin bir yapı mevcut değildi. Ama gezi olaylarını derin bir yapı rahatlıkla kullanabilir. Baştan demokratik olan bu talepler daha sonra ulusalcı yapılar, Ergenekon sevdalıları tarafından kullanılmak istendi.

Gezi olaylarında en çok dikkat eden husus, psikolojik harekat var. Bayrakla geldiler. Gezi’yle bayrağın ne alâkası var. “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” dediler. Gezi’yle ne alâkası var?

“GEZİ’DEKİ MUHALEFET SİLİVRİ’YE DEVŞİRİLMEK İSTENİYOR”

Gezi’de homojen bir yapı yoktu heterojen bir yapı vardı. İçinde ise Ulusalcı grup da vardı. Oradaki toplumsal muhalefeti Silivri’ye bağlamak isteyecekler. Gezi’deki tüm bileşenlerin Silivri’de olacağını sanmıyorum. CHP ve ulusalcılarla sınırlı kalır. Muhalefeti Silivri’ye devşirme çabası olarak görüyorum.

“TÜRKİYE’DE SUİKASTLAR KAPANMADI”

Bugünlerde bir yazar, sanatçı Mehmet Ali Alabora’ya suikasta kurban gidebileceği uyarısında bulundu. Suikastlar yapmak isteyen yapılar ortaya çıkamazsa bu gibi suikastların gerçekleşmesi mümkün. Bu yapıların başında TUSHAD var. Herhangi demokrat bir insanın, bir sanatçının, adı ön plana çıkmış bir şahsında öldürülmesi de olabilir. Alabora’nın bu kadar hedef gösterilmesi doğru değil. Yarın böyle bir suikast olursa ne olacak? Bunun suikast olma ihtimali Türkiye’de kapalı mı? Hayır, kapanmadı. Çünkü Ergenekon veya TUSHAD gibi örgütlerin suikastlardaki rolleri tam anlamıyla açığa çıkarılmadı. JİTEM suikastları ortaya çıkarılamadı. Türkiye’de JİTEM biliniyordu. Fakat TUSHAD denilen yapıyla halk yeni tanıştı.

“CEZAEVİNDE YARGILAMA OLMAZ”

Silivri’de savunma hakkı ile ilgili mahkemenin tutumu adil değil. Öncelikle yargıma makamı Silivri’de olmaz. Cezaevinin içinde olmaz. Doğal yargıçlık ilkesini aykırı. Bunu İmralı’da da yaptılar. Kimse o zaman sesini çıkarmadı. Onlarca yıldır DGMlerde sonra Özel Yetkili mahkemelerde yapılan hukuksuzlukların çok azı Silivri’de yapılıyor. Ama az yapılması düzgün yürütülüyor anlamına gelmez. İhlal, ihlaldir. Hukukçu herkese adaletli olmalı. Yine Ergenekon yanlısı haber ve taraftarların bu ihlalelere gözleri ve kulakları kapalıydı. Halen de kapalıdır aslında.Yani yargılama pratiklerimiz ve hukuki hassasiyetlerimiz çok problemli.

“DİNK SORUŞTURMASI ERGENEKON KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMELİ”

Hrant Dink ile ilgili soruşturmayı İstanbul Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş yürütüyor. Savcılığa sunulan belgeler soruşturmanın geldiği aşama açısından çok önemli. Zirve Yayınevi davasında çok bilgiler gitti. Aynı şekilde MİT cinayetle ilgili raporu sunuldu. Meclis’te Darbeleri ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu oluşturuldu. Ardından Özel Kuvvetler Komutanlığı’na ait raporu sundu. Ergenekon davası kapsamında değerlendirilmesi gereken bir aşama da Muammer Akkaş’ın yürüttüğü soruşturmadır.
 

KAYNAK:
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER