Eski A Milli Futbol Takımı teknik direktörlerinden Mustafa Denizli, Türkiye Spor Yazarları Derneği'nin (TSYD) Antalya'da düzenlediği 48. Yıl Sporun Zirvesi Semineri'nde 'Neredeydik, neredeyiz, nereye...' başlıklı panelde yaptığı konuşmada, futbolda 45 yılı geride bıraktığını belirtti.
Eski A Milli Futbol Takımı teknik direktörlerinden Mustafa Denizli, Türk futbolunda ters giden 2 grafik bulunduğunu, bu grafiklerin 'futbolun çıkışı' ile 'ilginin düşüşü' olduğunu söyledi.
Mustafa Denizli, 'Futbolla geçirdiğim 45 yılın yarısı sporculuk, yarısı teknik adamlık dönemini içeriyor. Sporculuk yıllarım üzüntülerin, imkansızlıkların çok olduğu dönemi kapsıyordu. Esasında Türkiye, 60 yıldır büyük bir değişimin içinde, ama bu değişime biz ayak uydurabiliyor muyuz? Bunu 'Evet' diyerek desteklemek çok mümkün değil. Futbolun o günlerden bugüne gelişini hem futbolcu, hem teknik adam olarak yaşayanlardan biriyim. Futbolun büyük bir gelişim değişim içinde olduğunu, bunun yanında izlenme oranlarının, takip edilirlik oranının düştüğünü söylemeliyim. Şu anda Türk futbolunda ters giden 2 grafik var: Futbolun çıkışıyla, ilginin düşüşü' şeklinde konuştu.
'YENMEYE GİDİYORUZ' DEYİP 8 YEMEK
Türkiye'nin geçmişte uluslararası başarıların konuşulmasının değil düşünülmesinin dahi 'suç olarak algılandığı' dönemlerden geçtiğini kaydeden Denizli, İngiltere karşısındaki 8-0'lık hezimetlere ilişkin soruyu, 'O dönem itibariyle genç bir teknik adam, İngiltere'yi yenmeye gidiyoruz dediği zaman Türkiye'de bir çok taş yerinden oynayacaktı. Bu doğaldır. İngiltere'den tek farklı mağlubiyetle de dönsem, hele hele beraberlikle de dönsek olağanüstü bir şekilde başarı göstergesi olarak sunulacak, İstanbul'a döndüğümüzde ayaklarımız belki yere değmeyecekti. O gün İngiltere'yi yenmeye ihtiyacımız vardı. Beni ve futbolcuları kurtaracak sonuç değil Türkiye'yi kurtaracak sonuç önemliydi. O dönemde çok eleştirildik, haddini aşan eleştiriler de oldu. Ben o gün o farklılığı göstermeseydim bugün sizle beraber olamayacaktım. Türk sporunda bir nokta olup gidecektim.Yenmeye gidiyoruz deyip 8 yiyince, havaalanında yüzlerinde gülücükler olan çok mutlu insanlarla karşılaştım. Türkiye'de böyle bir çalışma koşullarının zorluğu vardır' şeklinde yanıtladı.
Kocaelispor'da görev yaptığı dönemde de Beşiktaş'tan 7 gol yediklerini kaydeden Denizli, 'O gün 'Siz sahaya 7 gol yiyecek cesareti bulmadan çıkıyorsanız hayatınız boyunca İstanbul'a daha az golü yemek için gidersiniz. Hiç İstanbul'a yenmek için gidemeyiz' demiştim. Ondan bir sonraki yıl Beşiktaş'a belki o kadar değil, ama yediğine yakın gol atmayı başarmıştı' şeklinde konuştu.
Mustafa Denizli, spor medyasının da büyük bir değişim geçirdiğini kaydederek, 'Avrupa kuraları sonrası atılan başlıklarla, oynamadan kaybettiğimiz maçlar vardı. 1990 sonrası bunlar yerini daha olumlu şeylere bıraktı' dedi.
SİYAHTAN BEYAZA
Türk futbolunun 1950 ile 1990 yılları arasında hiçbir uluslararası başarı kaydedemediğini hatırlatan Denizli, 1990 ile 2008 arasındaki süreçte de büyük başarılar yaşandığını kaydederek, 'Siyah, karanlık bir dönemden sonra beyaza geçtik. Şimdi neredeyiz? Beyazın bittiği yer maalesef şimdi. Beyazın bitmesini önleyip, uzatmanın yollarını aramalıyız. Her şeyi planlarsınız, ama futbolcuyu planlayamazsınız. Altyapıya yatırım yaparsınız, ama futbolcu çıkması garantisini veremezsiniz. Deniz bitti gibi bir his var. Geçici bir süre Avrupa, Almanya, Avusturya kaynaklı takviyeye ihtiyacımız var' diye konuştu.
'FUTBOLCU KARDELEN ÇİÇEĞİ GİBİDİR'
Mustafa Denizli, teknik adamların yaş sınırına ilişkin soruya, 'Dünyada çok enteresan örnekler var. 45 yaşında teknik direktörlüğü bırakan, 80 yaşında yapmak isteyen var. Benim saplantım yok. Uzun süre yapma niyetim hiç yok. Bundan sonra görev yaparsam, 3 yıl gibi düşünüyorum. Teknik direktörün fizik olarak da takımının başında, dinç bir görüntü vermesinden yanayım' diye konuştu.
Altyapıya ilişkin bir soruya ise Denizli, altyapı ile uğraşmanın yarışmacı teknik direktörün görevi olmadığını belirterek, 'Ben teknik direktör olarak altyapıya gidip oyuncuları izlerim. Hedeflerime ilişkin futbolcu profili varsa onu değerlendiririm. Altyapı mesleğin öğretildiği yerdir. Aut atışından rakibi ofsayta düşürmeye çalışan oyuncular gördüm. Bunu öğretmek altyapının işidir. Yarışmacılıkta parayla satın alamayacağın olgular var. Altyapıda çalışmam için aldığım ücretin minimum iki mislini vermeli. O zaman bunu yaparım. Beşiktaş teknik direktörüyken, 2 maç üst üste kaybetsem ve dönüp 'Ben altyapıyla ilgileniyorum. Haftada 3-4 saatimi buna ayırıyorum. Bunun meyvelerini 3-4 yıl sonra alacağız' desem bana takımda kalmam için ne kadar yardımcı olabilirsiniz?' dedi.
Altyapı imkanlarının geliştirilmesinin her zaman daha çok yetenekli futbolcu çıkarılması anlamına gelmeyeceğini ifade eden Denizli, 'Futbolcu kardelen çiçekleri gibidir. Yetenekli futbolcu kar da yağsa, kaya da olsa bir yer bulur çıkar, ama az çıkar ama çok çıkar... Bilardo masası gibi sahalarda yıldız futbolcu çıkmaz. Bu nedenle dünya mahalle futbolunun sırlarını çözmeye çalışıyor. Çünkü mahallede futbola başlayan çocuk, araba çarpmasın, cam kırılmasın diye çevre kontrolünü geliştirir' diye konuştu.
