Bursa Valiliğinin, Capital ve Ekonomist dergilerinin iş birliğiyle düzenlediği "Uludağ Ekonomi Zirvesi"nde, "Yeni Dönemde Liderlik" başlıklı oturumda konuşan A Milli Takım Teknik Direktörü Fatih Terim, geçirdiği kalp krizi sonucu vefat eden Bursaspor'un eski oyuncu ve antrenörlerinden Ersel Altıparmak için baş sağlığı diledi.
Liderlikle ilgili 10 yıldır zaman zaman çeşitli platformlarda konuştuğunu belirten Terim, bunun, Galatasaray'ın başında Avrupa şampiyonluğu yaşaması ve İtalya'da önemli bir takımda çalıştıktan sonra daha kolay olduğunu anlattı.
"Çalışma saatim hiç belli değildir"
Terim, sadece bir teknik adam olmadığını, başka konularda da sorulduğu zaman cevaplar verebilen bir teknik adam olduğunu dile getirdi.
Şirket veya kurumlarda aile gibi aidiyet duygusunun gelişmesinden yana olduğuna değinen Terim, şunları kaydetti:
"17 yaşımdayken Adana Demirspor'da oynadım. 20-21 yaşımdayken Galatasaray'da oynadım. O zamanlar böyle yaşlarda oynamak kolay değildi. Şimdi oynatmazsak kızıyorlar ama o zaman öyle değildi. Büyüğünüzden önce duşa giremediğiniz zamanlar bunlar. 23 yaşımda A Milli Takımın kaptanı oldum. Çok genç yaşta Milli Takımın teknik direktörü oldum, gibi, gibi, gibi... Şimdi burada hep şöyle büyüdüm. Zaten çok başarımız yoktu ama olan başarıları da abartmakta üstümüze yoktu. Dolayısıyla hep liderler şöyleydi; liderler ağırdır, oturaklıdır ve de uzaktan kumanda eder, çok da muhatap olmaz, yerine başkasını gönderir, onlar konuşulur ancak ben hiçbir zaman bunu kullanmadım. Hep ekibimin içinde oldum, bire bir oldum, aktif oldum. Tavsiye ediyorum. Statik liderlikten ziyade aktif, efektif liderlik daha doğru geliyor bana. Çalışma saatim hiç belli değildir. Eşim bazen bana kızıyor, saate bakmadan telefon çeviriyorum, 'İnsanlar uyuyordur' diyor. 'Bizimkiler uyumaz' diyorum. Halbuki rahatsız ediyorum aslında ama 'Ben uyumuyorsam kimse de uyumasın' gibi de açıkçası... Bu gerçeği de söyleyeyim yani. Böyle oluyor bazen. Her yerde olabilirim, her dakika olabilirim. Böyle efektif liderliği seviyorum. Hiç kimsenin düşünmediğini düşünmek, hiç kimsenin yapmadığını yapmak ve bir farklılık yaratmak; açıkçası ben böyle elde ediyorum eğer varsa. Bu yaklaşımım inanıyorum ki ekip arkadaşlarımı da mutlu ediyor ve bire birde bundan dolayı arkadaşlarımın performanslarının arttığına da şahidim... Bugüne kadar pansuman yaparak hiç çalışmadım. Daha geniş kapsamlı ameliyata giden ve sonunda bir rönesans veya devim olacaksa onu yapmaya çalışan biriyim."
"Risk almadan başarı olmaz"
Yaşadıkları ve başarılarıyla ilgili tezlerini her yerde kullandığını dile getiren Terim, yakında kitabında da bunları işleyeceğini aktardı.
Terim, söylemlerine getirilen eleştirilere de değinerek, "Herkesin futbolu bir değil. Hele hele bazılarının hobi, bazılarının oyuncak halde kullanmak istediği bu önemli oyunda herkes zaten birer teknik adam olarak gereğini hemen yapar. Böyle baktığımızda benim ortaya koyduğum cümleler, benim söylediğim kelimeler veya söylemler bazen bize çok ağır olarak geri döndü" diye konuştu.
Eleştirilmeye gelmediğinin iddia edildiğine dikkati çeken Terim, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Kazandığınız zaman takdir mekanizmasını işletemeyenler, kaybettiğiniz zaman eleştiri nezaketsizliğini de ifade edemiyorlar. Herkes eleştiriyor; yeter ki nezaketli olsun. Siz yapılmamışı veya kazanılanı, başarıyı iyi ifade ediyorsunuz, nezaket olarak da eleştiriye hakkınız vardır. Onun dışında hiçbir şeye hakkınız yoktur. Son 10-15 senemizde biliyorsunuz neler oldu. Risk almadan başarı olmaz. Sizde de olmaz, bizde de olmaz. Hayallerinizi gerçeğe çevirmek için 'çılgınca' demiyorum ama o statükoyu koruma adına bu ülke bir asrını vermiş. Ben burada farklı olmaya çalışmıyorum, fark yaratmaya çalışıyorum. Çeşitli riskleri aldık, ondan sonra kendimi, dünyanın en önemli takımlarından birinde buldum."
Fatih Terim, yapılan işlere gerekli anlamın yüklenmesinden yana olduğunu söyleyerek, bunu iş verenlerin çalışanlara da sağlayabileceğini önerdi.
Ekibine ve oyuncularına, yaptıkları için çok önemli olduğunu bir anlam ifade ettiğini her zaman anlattığını vurgulayan Terim, şöyle konuştu:
"Bunu ekip arkadaşlarınıza aktarabilirseniz çok başarılı bir iş yapmış olabilirsiniz. Bu sefer de zaten ödül ya da cezaya gerek kalmaz ancak tabii Türkiye'de bazen böyle davrandığınız zaman işinizden de olabiliyorsunuz. Real maçı sonrası, farklı mağlup olmuşuz, bir arkadaşımız geldi bana, 'Prim ne istiyorsunuz?' gibisine. Ben de kendisine, Beşiktaş ile oynayacaktık, 'Yahu tamam da ona maçtan sonra bakarız' dedim. Galatasaray'ın kendi değerleri var. Oyuncular bazen bu değerlere göre oynamalı. Bazen takındığınız tavır ve yaklaşımla para bir arada gitmez. Onsuz da çok şey elde edebilirsiniz. Para vererek bir şeyleri kaybedersiniz ama belki mana ile çok şey kazanabilirsiniz."