İspanyol basını, Sandro Rosell'in, Neymar'ın transferinde usulsüzlük yapıldığına ilişkin iddianamenin, İspanyol yargıç Pablo Ruz tarafından kabul edilmesinden sonra sanık olması halinde, Barcelona Kulübü başkanlığından istifa etmeyi planladığını ileri sürdü.
Katalonya'nın saygın gazetelerinden La Vanguardia'nın ''Sandro Rosell, Barcelona'yı korumak için uzun sürecek adli mücadele sırasında kulüp başkanlığını bırakma olasılığını kabul ediyor'' iddiası, İspanyol spor kamuoyunda yankı uyandırdı.
Haberde, kulüp başkanlığını 1 Temmuz 2010 tarihinden bu yana yürüten Rosell'in ilerleyen günlerde yönetim kurulunu toplayıp, istifa etme olasılığını diğer üyelerle görüşeceği öne sürüldü. Rosell'in, Neymar'ın sözleşmesinde hiçbir yasa dışı durum olmadığına kesinlikle ikna olduğu ve konunun açıklığa kavuşacağına ilişkin inancının tam olduğu belirtilen haberde, Rosell'in her şeye rağmen tartışmalar nedeniyle kişisel tehditler aldığı, hem kendisinin hem de kulübün baskı altında tutulmaya çalışıldığını düşündüğü kaydedildi.
''Barcelona'nın imajını öncelikli olarak düşünen Rosell'in, Neymar'ı Barça'ya getirdiği için sanık olarak yargılanması halinde, ahlaki açıdan kulüp başkanlığını bırakmaya kendisini zorunlu hissedeceği'' yorumu da haberde yer aldı.
SORUŞTURMA MADRİD'DEN BARCELONA'YA GETİRİLSİN
Öte yandan Barcelona Kulübü sözcüsü Toni Freixa da aynı gazeteye verdiği demeçte, Neymar'ın sözleşmesiyle ilgili adli soruşturmanın Madrid'den Barcelona'ya getirilmesini istediğini bildirdi. Freixa, kulüp avukatlarının yargıç Ruz'un kararına itiraz edip, soruşturmanın Barcelona'daki mahkemelere sevkini talep etti. Toni Freixa, soruşturmanın Barcelona'ya getirilmesiyle ''daha iyi korunacağını ve daha az medya baskısının olacağını'' belirtti.
''En büyük hatamız, 57 milyon avroya mal olan bir futbolcuyu sunarken, bu 57 milyonun nasıl dağıtıldığını net olarak açıklamamak oldu'' diyen Freixa, ''her şeye rağmen en ufak bir suç işlenmediğini, her kulübün uyguladığı prosedürün izlendiğini'' kaydetti.
Freixa ''daha savunmamızı yapmadık'' ifadeleriyle, "ön yargılı davranıldığını" savundu.
