ÖNE ÇIKANLAR :
SPORTÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 18 Eylül 2013 Çarşamba 15:12

Aydınlar suskunluğunu bozdu

Aydınlar suskunluğunu bozdu

Mehmet Ali Aydınlar şike süreciyle ilgili çok önemli açıklamalarda bulundu.


Kamuoyunun merakla beklediği an geldi... Şike soruşturması başladığında Futbol Federasyonu başkanlığı görevini yürüten Fenerbahçe'nin eski yöneticilerinden Mehmet Ali Aydınlar, yaklaşık bir yıl süren suskunluğunu bozdu.

İşte Mehmet Ali Aydınlar'ın açıklamaları;

Neden böyle bir toplantıya gerek duydum. Takdir edeceğiniz gibi ülkemizin gündemi 3 Temmuz süreci ile ilgili yaşananlar. Sportif anlamda hukuki süreç sona erdi. Bu süreçte çok üzüldüm ve yıpratıldım. Artık ben de belgelerle cevap vereceğim.

GÖZYAŞLARINI TUTAMADI...

"10 BİNLERCE TEHDİT ALDIM"

'3 Temmuz sürecinde TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar olmasa ne olacaktı?' sorusuyla konuşmasına devam eden Aydınlar, "Bana o günkü tabloyu gösterdiklerinde durumun vahim olduğunu görmemek mümkün değildi. Bunu böyle tanımlamayan bu işten anlamıyor demektir. Sonra da ortaya çıktı. TFF Disiplin Talimatnamesi'ni herkesin bilmesini istiyorum. Disiplin Talimatnamesi 72. maddesinde belirtildiği şekilde bir karar alabilirdim. Neden yapmadık? Masumiyet karinesi içerisinde toplantılar yaptık. Sağlıklı bir zemin oluşturmak için çalıştım. Tüm çabam ülkenin en değerli oluşumları olan kulüplerin en az zararla çıkması içindi. Karşılığında hain ilan edildik, hedef gösterildik. 10 binlerce taciz mesajı ve tehdit aldım. İtibarsızlaştırma kampanyası yapıldı." diye konuştu.

KİMSENİN GÖRMEDİĞİ AYRINTI

Bugün kimsenin görmediği bir ayrıntıyı sunmak istiyorum. Tff disiplin talimatındaki kararı alabilirdim. O gün anlatmaya çalıştım. Masumiyet karinesi içerisinde ilgili kesimlerle toplantılar yaptım. Tarihin en ağır şike dosyasıyla karşı karşıyaydık. Amacımız Türk futbolunun en az zararla bu süreci atlatmaktı. Ama karşılığı ne oldu? Tehdit ve itibarsızlaşma kampanyasıyla karşı karşıyaydım. Peki bu yaşananları hak etme adına ben ne yaptım? Eşi benzeri görülmemiş özel bir konu olduğunu unutmayalım. UEFA hemen ertesi gün gönderdiği mektupla konuya duyduğu hassasiyetini bizimle paylaştı.Mektupta UEFA, 2011'de Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'nden çıkarılmasını talep ettiği, Tff'nin bu konuda gerekeni yapmazsa UEFA olarak üzerlerine düşeni yapacağı belirtilmiş.

Fenerbahçeli yöneticiler ellerine gelen bu fırsatı tepti. Yöneticileri çağırdım, kendileriyle paylaştım. Kendilerinden acilen konuyla ilgili karar vermelerini istedim. Cenevre'ye gidip görüşün dedim. Hatta içlerinden biri "başkan tamam Şampiyonlar Ligi'ne katılmıyoruz" diyordu. Biz de katılmıyorlar diye bilgiyi UEFA'ya ilettim. O akşam Trabzonspor'un alındığı haberini duydum. Bunun üzerine UEFA'yı arayıp bu konuyu benimle danışmadan neden karar verdiklerini, Trabzonspor'un da şike davası içerisinde adı geçtiğini belirttim. Bunun üzerine Fenerbahçeli bir yönetici beni arayıp süreci iyi yönetememekle suçladı.

8 YIL CEZA ALACAKTI

Fenerbahçe'yi 8 yıla kadar cezalandıracaktı. Aslında ben Fenerbahçe'yi Şampiyonlar Ligi'ne göndermemekle Türk futboluna yarar sağladım. Ama o günden sonra Fenerbahçeli yöneticiler tribüne oynadı ve beni suçlamaya başladı.

BENİ HAİN İLAN ETTİLER

Disiplin Talimatnamesi 72. maddesinde belirtildiği şekilde bir karar alabilirdim. Neden yapmadık? Masumiyet karinesi içerisinde toplantılar yaptık. Sağlıklı bir zemin oluşturmak için çalıştım. Tüm çabam ülkenin en değerli oluşumları olan kulüplerin en az zararla çıkması içindi. Karşılığında hain ilan edildik, hedef gösterildik. 10 binlerce taciz mesajı ve tehdit aldım. İtibarsızlaştırma kampanyası yapıldı.

KAYNAK:
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER