ÖNE ÇIKANLAR :
SAĞLIKTÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 27 Mart 2017 Pazartesi 18:09

"Türkiye'de son 10 yıldır tüberküloz görülme sıklığı azaldı"

"Türkiyede son 10 yıldır tüberküloz görülme sıklığı azaldı"

Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesinden Doç. Dr. Babalık: "Sağlık Bakanlığının 2016 raporlarına göre, 2015'te ülkemizde toplam olgu sayısı 12 bin 772'dir. Son 10 yıldır ülke genelinde hastalığın görülme insidansı azalma eğilimindedir".


Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Aylin Babalık, Sağlık Bakanlığının raporlarına göre 2015'te toplam tüberküloz olgu sayısının 12 bin 772 olduğunu belirterek, son 10 yıldır ülke genelinde hastalığın görülme insidansının azalma eğiliminde görüldüğünü bildirdi.

Babalık, yaptığı yazılı açıklamada, halk arasında verem olarak da bilinen tüberkülozun, bulaşıcı bir hastalık olduğunu ancak tedavisinin de yapılabildiğini belirtti.

Hastalığın, tedavinin yarım bırakılması ya da ilaçların düzgün kullanılmaması sonucunda ilaca dirençli hale geldiğini ve öldürücü olabildiğini aktaran Babalık, veremin insanlık tarihi kadar eski bir sorun olduğunu aktardı.

Doç. Dr. Babalık, "Tüberküloz tüm dünyada önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya devam etmektedir. Dünya nüfusunun üçte biri verem basilini vücuduna almıştır. Tüberküloz basilini vücuduna alan kişilerin yüzde 10'unun yaşamlarının bir döneminde verem hastası olma ihtimali vardır. Dünya'da 2015'te tahmin edilen yeni tüberküloz olguları 10,4 milyondur. 1,8 milyon tüberküloz hastası ölmektedir." ifadelerini kullandı.

Yeni olguların yüzde 60'ının Hindistan, Endonezya, Çin, Nijerya, Pakistan ve Güney Afrika'da bulunduğunu belirten Babalık, şunları kaydetti:

"Sağlık Bakanlığının 2016 raporlarına göre, 2015'te ülkemizde toplam olgu sayısı 12 bin 772'dir. Son 10 yıldır ülke genelinde hastalığın görülme insidansı azalma eğilimindedir. Hastanemiz 68 tüberküloz yatağıyla Türkiye'de, tüberküloz ve dirençli tüberküloz hastalarının refere edildiği dört büyük referans hastanesinden biridir. İlaca dirençli tüberküloz, hastalığın tedavisinde önemli bir sorundur. İlaca dirençli tüberküloz hastaların tedavisi, daha uzun sürmesi, daha çok yan etki yaratması, daha pahalı olması ve bazen ameliyat da gerektirmesi nedeniyle daha zordur. Dirençli tüberküloz hastalarının tedavileri sadece bu konuda uzmanlaşmış göğüs hastalıkları eğitim ve araştırma hastanelerinde, konunun uzmanları tarafından yapılmaktadır. Hastanemize Türkiye'nin tüm illerinden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve yabancı uyruklu çok ilaca dirençli tüberküloz ve yaygın ilaç dirençli tüberküloz hastaları tedavi edilmek üzere refere edilmektedir."

- "Mikrop, güneş görmeyen, havalandırılmayan yerlerde saatlerce havada kalabilir"

Doç. Dr. Aylin Babalık, tüberküloz mikrobunun güneş görmeyen ve iyi havalanmayan ortamlarda saatlerce havada kalabildiğini vurgulayarak, "Hastalık, hastaların aksırma, öksürme ve hapşırmaları sırasında etrafa yayılan tüberküloz mikroplarının sağlam kişiler tarafından solunmasıyla bulaşır. Tüberküloz hastalığına yakalanma olasılığı, tedavi görmeyen tüberküloz hastasıyla birlikte aynı evde yaşayan kişilerde ve kalabalık, havalanması iyi olmayan ortamlarda artar." bilgisini verdi.

Bulaşma açısından en riskli kişilerin hastayla uzun süre aynı ortamda bulunan aile bireyleri ve yakın çalışma arkadaşları olduğuna işaret eden Babalık, şöyle devam etti:

"Uygun ve düzenli tedaviye başlandıktan 2-3 gün sonra basil sayısı hızla azalır ve 2-3 haftada bulaştırıcılık büyük oranda ortadan kalkar. Bu nedenle hastalara hızlı tanı koyup, tedavi başlamak toplumu hastalıktan korumanın en etkili yolu, verem hastalarının erken teşhisi ve başarılı tedavisidir. Özellikle iki haftadan uzun süren öksürük ve diğer yakınmaları olan kişilerin en kısa zamanda sağlık merkezine başvurmaları hem kendisi hem de toplum sağlığı için çok önemlidir. Yoksulluk, kötü beslenme, HIV/AIDS hastalığı, şeker hastalığı, vücut direncini azaltan hastalıklar, sigara içmek, ilaç ve alkol bağımlılığı hastalık riskini artırır. Hastalık herhangi bir organ veya dokuyu tutabilir. Verem hastalığı yüzde 70-80 akciğerlerde, yüzde 20-30 diğer organlarda görülür. Akciğer dışı organ tutulumu, akciğer zarı, lenf bezleri, beyin zarı, kemik, böbrek, kalp zarı ve diğer birçok organ tutulumu şeklinde olabilir."

Ateş, gece terlemesi, halsizlik, çabuk yorulma, iştahsızlık, kilo kaybı, çocuklarda kilo alamama gibi durumların semptomla arasında yer aldığını belirten Babalık, akciğer tüberkülozunda, öksürük, balgam çıkarma, kan tükürme, göğüs ağrısı, sırt-yan ağrısı, nefes darlığı gibi bulgular görülebileceğini kaydetti.

KAYNAK:
AA
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER