Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı İrfan Şencan, Bakanlığın üzerinde çalıştığı gece diyaliziyle ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Halen diyaliz merkezlerinde haftada 2-3 gün, 3-4 saat süren sistemin uygulandığını anlatan Şencan, ev hemodiyalizinin ise hastanın evinde oluşturulan sistemle kişinin kendisi veya yakını aracılığıyla yapıldığını söyledi.
Ev diyalizinde hastanın günlük yaşamdan ve işinden kopmadığını ifade eden Şencan, bu sistemde sıvı vücuttan daha yavaş çekildiğinden hasta için daha verimli olduğunu dile getirdi.
Nöbetçi diyaliz merkezleri
Koşullarının sağlanmasının daha zor olduğu için evde diyalizin çok fazla yaygınlaşamadığına işaret eden Şencan, üzerinde çalışılan gece diyaliziyle evde yapılan diyalize benzer faydalar elde edilebileceğini söyledi.
Gece diyalizi için teknik çalışmaların devam ettiğini bildiren Şencan, şu bilgileri aktardı:
"Gece diyalizinin de evde diyaliz gibi süresinin uzun, gününün daha fazla olması planlanıyor ama bu hastanın evinde değil diyaliz merkezlerinde yapılacak. Gündüz yerine gece olacak. Diyaliz hastalarının artık işi gücü bırakıp bir kenarda oturmalarını istemiyoruz. Hastaların birçoğu eğitim düzeyi yüksek, iş güç sahibi. Nöbetçi hastaneler gibi nöbetçi diyaliz merkezleri olacak."
Bunun için merkezde gece ekip bulundurulması gerekeceğini bildiren Şencan, işin maliyet tarafının da gözardı edilmemesi gerektiğini, bu nedenle kapsamlı bir çalışmaya ihtiyaç olduğunu bildirdi.
Şencan, gündüz yapılan işlemlerin, gece diyalizinde daha yavaş tempoyla ve daha uzun sürede yapılacağını, bunun hastalar açısından daha efektif olacağını belirterek, uygulamaya talip merkezler bulunduğunu söyledi.
Diyaliz hastaları gibi kronik hastalığı yıllardır devam edenlerde en ufak bir kural değişikliğinin bile etkileri olduğunu vurgulayan Şencan, "Bu nedenle yoğurdu üfleyerek yemek zorundayız. Şu anda teknik çalışması yapılıyor. Maliyet değişikliği olur mu olmaz mı, nasıl bir ekip gerekiyor gibi konuların bilim kurulu ön değerlendirmesini yaptı. Bir rapor hazırlanacak daha sonra bu rapora göre son kararı vereceğiz" diye konuştu.
Şencan, bu uygulama için hastalardan da talep gelmesinin beklendiğini ifade etti.
Sağlık Bakanlığının planlaması çerçevesinde yeni diyaliz merkezi açılmasına ya da kapasite artırımına izin verildiğini anımsatan Şencan, bölgelerin hastaların erişilebilirliğine göre belirlendiğini, bunların her yıl gözden geçirildiğini ve doluluk oranlarına bakılarak gerekli düzenlemelerin ve değişikliklerin yapıldığını söyledi.
Türkiye'de 58 bin 642 diyaliz hastası bulunuyor. Bunların 16 bin 563'ü Bakanlık, 37 bin 494'ü özel, 4 bin 585'i de üniversite hastanelerinde tedavi görüyor.
Ülke genelindeki 854 diyaliz merkezinin 437'si Sağlık Bakanlığına, 356'sı özel sektöre, 61'i ise üniversiteye ait.
Buna karşın özel merkezlerdeki cihaz sayısı kamudan daha fazla. 15 bin 163 cihazın 4 bin 457'si Bakanlık, 9 bin 492'si özel sektör, bin 114'ü de üniversiteye ait merkezlerde bulunuyor.