ÖNE ÇIKANLAR :
POLİTİKATÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 10 Ekim 2014 Cuma 14:23

Kobani olaylarının bilançosunu açıkladı

Kobani olaylarının bilançosunu açıkladı

İçişleri Bakanı Ala, "Türkiye, bazıları olumsuz tavır gösterse de bunları aşacak. Şiddet sarmalının durdurulması için üzerlerine düşeni yapmaları yararlı bir tutum olacaktır" dedi.


İçişleri Bakanı Efkan Ala, Bakanlıkta düzenlediği basın toplantısında, IŞİD bahanesiyle düzenlenen izinsiz gösterilerin ilk gününden itibaren Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun talimatıyla valiliklerde zarar tespit komisyonları oluşturulduğunu, vatandaşların zararının tespitine başlandığını aktardı. 

Bakan Ala, son günlerde meydana gelen olaylardan 35 şehrin etkilendiğini ifade ederek, şu bilgileri paylaştı:

"Bu eylemlerde maalesef 31 kişi hayatını kaybetmiştir. Bu kişilerden, bizim elimizdeki verilere göre, çok büyük çoğunluğu karşılıklı grupların şiddet eylemlerinde hayatını kaybetmiştir. 2 emniyet görevlimiz şehit olmuştur. Tekrar başsağlığı diliyorum, Allah'tan rahmet diliyorum."

Olaylarda 221 sivil, 139 polisin yaralandığını dile getiren Bakan Ala, şöyle devam etti:

"Yine bu olaylarda  212 okul binası, 67 emniyet binası, 25 kaymakamlık binası, 29 parti binası, çocuk yuvaları, Kızılay kan merkezleri, belediye binalarının aralarında bulunduğu 780 bina toplam olarak da bin 113 bina yakılmış veya tahrip edilmiştir. Şiddet eylemlerinde özel, belediye, ambulanslar ve polis araçları yakılmış ve toplamda bin 177 araç kullanılamaz hale getirilmiştir."

"Saldırıyı gerçekleştirilen 5 terörist ölü ele geçirilmiştir"

Dün gece Bingöl'de emniyet müdürü ve yanındakilere silahlı saldırı düzenlendiğini hatırlatan Ala, "Bu saldırıyı gerçekleştirilen 5 terörist ölü olarak ele geçirilmiştir" diye konuştu.

Bakan Ala, Diyarbakır'da da bir saldırı gerçekleştirildiğini, bunu yapan teröristlerin yaralı olarak ele geçirildiğini kaydetti.

Basın toplantısında Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz ile Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Abdullah Atay da hazır bulundu.

Başbakan Davutoğlu'nun belirttiği gibi Başbakanlıktaki fondan zarar ve ziyanların karşılanacağını bildiren Ala, "İşte Türkiye'yi nasıl takip ettiği muhalefetin, buradan bile görülüyor, elimizdeki imkan için bile yeniden yasa gerektiğini zannediyorlar" diye konuştu. 

Ala, 6-10 Ekim arasında şiddet eylemlerine katılanlardan bin 24'ünün gözaltına alındığını, bunların 58'inin tutuklandığını, diğerleri hakkındaki soruşturmanın ise devam ettiğini belirterek, olaylara katılan, şiddet eyleminde bulunan, ortalığı yakıp yıkanların tespit çalışmalarının son hızla yürütüldüğünü söyledi.

Vatandaşların can ve mal güvenliğini sağlamakla görevli güvenlik birimlerinin, kararlılık ve hassasiyetle görevlerini yerine getirdiğini ifade eden Ala, "Bu nedenle altını tekrar çiziyorum, şiddet eylemlerinin içinde bulunmayı bile mümkün görebilen bir zihniyet, maalesef güvenlik güçlerimiz ile bu vandalizmi, şiddeti engellemeye çalışan, ki görevi budur, önleme görevini yerine getiren güvenlik birimlerimizle bu şiddeti ortaya koyanları bir tutan açıklamalar yapmışlardır. Bunu şiddetle kınıyorum" dedi.

"Gerekli tedbirleri alıyoruz"

Bakanlığının üzerine düşeni, en az maliyetle, en az zarar verir biçimde, milleti en çok memnun edecek hassasiyetle yerine getirmeye çalıştığını dile getiren Ala, şunları kaydetti:

"Ama takdir edilecektir ki Türkiye'de, zaman zaman bölgesindeki bu kargaşanın da ortaya koyduğu ve bize bir ülke nüfusundan fazla misafirin kabul edildiği bir dönemde, böyle sokak hareketlerinin, yani dış meselelerle uğraşırken, ülkenin kalkınmasıyla uğraşırken, ülkenin demokrasisinin daha çok gelişmesi, güvenliğinin daha çok artırılması, bölgesinde ve dünyada daha etkin bir Türkiye oluşması yönünde çalışırken, bizi kendi iç sorunlarımızla, böyle şiddetle, vandalizmle uğraştırmaya çalışan çeşitli gruplar ve güçler olabilir, vardır da. Biz de bunlarla, milletimizin feraseti, bize olan güveni çerçevesinde mücadele ediyoruz ve bunların başarılı olmaması için gerekli tedbirleri alıyoruz. 

Burada, şu saatten sonra, bugüne kadar olan bitenden, artık bugüne kadar olan biteni çeşitli gerekçelere sığınarak meşru göstermeye çalışan siyasi aktörler dahil olmak üzere, bugüne kadar olandan siyasi rant elde etmek için çeşitli kurnazlıklar ortaya koyup, hükümetin dış politikasını ya da içerideki iş yapma tarzını bu şiddetin gerekçesi olarak gösterme kurnazlıklarından vazgeçerek, el birliğiyle bütün partiler, siyasi kuruluşlar, sivil toplum örgütleri, vatandaşlarımız, kamu kuruluşlarımız, devlet ve millet bütün olarak bu olaylara derhal son vermek için herkes elinden geleni yapmalı ve milletimize gereksiz, lüzumsuz acılar yaşatmamalı, gereksiz bedeller ödetmemelidir. Bunun hiç kimseye, hiçbir siyasi akla da faydası yoktur."

"Sokak hareketlerinden medet umma anlayışından derhal vazgeçilsin"

Ala, şu saatten itibaren bütün ailelere, vatandaşlara, bu işte inisiyatif alabilecek sivil toplum örgütlerine, siyasi partilere "şiddet dilinden, sokak hareketlerinden medet umma anlayışından derhal vazgeçilmesi" çağrısında bulunarak, "Hiç kimse şiddet yapmak üzere sokağa çıkmasın. Biz de güvenlik birimlerimizle milletin huzur ve güvenini temin etmek için daha kaliteli hizmet yapmak üzere çalışalım ve vatandaşlarımızın huzur ve güveni için elimizden geleni yapalım. Yapacağız" ifadelerini kullandı. 

Türkiye'nin bu konularda çok tecrübeli olduğunu belirten Ala, en az zararla meseleyi yönetmeyi bildiklerini, nasıl tedbir alınacağı, tedbirler sonucunda yine de zarar gören vatandaşların zararlarının nasıl karşılanacağı konularında tecrübeli olduklarını ve bunların gereğini yapacaklarını anlattı. 

"Bize güvensinler"

Vatandaşlara kendilerini emniyet içerisinde hissetmeleri, rahat olmaları çağrısında bulunan Ala, "Bazı bölgelerde çok sıkıntı çeken vatandaşlarımızın olduğunu biliyoruz. Bu şiddeti, bu vandalizmi nefretle kınadıklarını biliyoruz, ama biz gereğini yapıyoruz, bize güvensinler" diye konuştu.

Emniyetli bir Türkiye inşa etmeye çalıştıklarını vurgulayan Ala, şöyle devam etti:

"Bu inşa etme sürecinde bazı beklenmedik olaylarla karşılaşabiliriz ama onlar bizi yıldırmamalı, yıldıramaz. Biz kendi yaptıklarımızı gözden geçirir, eksikleri giderir, yolumuza Türkiye olarak devam ederiz. Bu bakımdan çeşitli zamanlarda, hele hele şimdilerde, bu bölgede, gerçekten güçlenen, aşağı yukarı tek siyasi istikrara sahip ülke olarak Türkiye'yi örselemeye çalışan birtakım işbirlikleri olabilir. Türkiye bunları aşabilecek güçtedir. Şimdiye kadar yaptıklarıyla, aldığı inisiyatiflerle, gerek yurt içinde gerek yurt dışında, bunu da ispatlamıştır. Hiç olmamasını arzu ederdik. Tamamen Türkiye'nin dışında olup biten gerekçelerle Türkiye'nin içerisinde böyle bir şiddet ortaya çıkarılması büyük talihsizliktir. Ama bunun gereğini de yapıyoruz." 

"Büyük çoğunluk olayların dışında kaldı"

Ala, olay çıkan bölge ve şehirlerdeki nüfusun çok büyük çoğunluğunun sağduyu içinde, Türkiye'nin bütünlüğü inancı ve gelişmesinden memnun tavrıyla vakur biçimde olayların dışında kaldığını ifade etti. 

Çok marjinal bir kesimin, şiddet olaylarıyla bulundukları mahalleye, ait oldukları kimliğe ve bölgeye zarar verdiklerini anlatan Ala, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu zarardan da derhal vazgeçmeliler ve ne söyleniyorsa siyasetçiler de siyasi platformlarda, meydanlarda, Meclis'te görüşmelerde söylemelidirler. Ben bütün Türkiye'nin şu saatten itibaren, bundan sonraki gelişmeleri, hep birlikte takip ederek, bu tür şiddet olaylarına son vermiş bir Türkiye olarak yolumuza devam etmemizi sağlayacak katkılarda bulunmalarını kendileri bakımından önemli görüyorum. Türkiye, onlar bir kısım insan, bir kısım kuruluşlar, bazıları, bu işte olumsuz tavır gösterse de bunları aşacaktır. Ama olumlu tavır göstermeleri ve bu şiddet sarmalının derhal durdurulması konusunda kendi üzerlerine düşeni yapmaları, ilerleyen Türkiye'de, demokrasisini geliştirmek isteyen Türkiye'de kendileri için de son derece yararlı bir tutum olacaktır."

"Bir sonraki toplantımızı Türkiye'deki reformlar konusunda yapacağız"

Bundan sonraki toplantılarda, bu tür şiddet olayları yerine Türkiye'de yapılacak reformları konuşmak için bir araya gelme yönündeki ümidini dile getiren Ala, "Bunları yapacağız. Bir sonraki toplantımızı büyük bir ihtimalle İçişleri Bakanlığında ve Türkiye'de gerçekleştireceğimiz reformlar konusunda yapacağız" dedi.

Efkan Ala, tüm millete geçmiş olsun dileklerini iletti.

"Siyasi mantıktan yoksun bir çağrıydı"

HDP'nin, MYK toplantısının ardından çağrıda bulunduğunu hatırlatan Bakan Ala, "Bu çağrı da siyasi mantıktan yoksun bir çağrıydı" diye konuştu. Söz konusu çağrıyla vatandaşların sokağa, şiddete davet edildiğini dile getiren Ala, şunları söyledi:

"Sonuçta bir haftadır hiç kimsenin faydasına olmayan 77 milyonunun zararına olan, hatta yardım etmeye çalıştıklarını söyleyen Suriye'deki Kürtlerin, Arapların, Türkmenlerin, Irak'taki Yezidilerin zararına olan, herkesin zararına olan, ülkemizde ve bölgemizde bir hafta geçirdik. Buradan soruyorum bundan karlı çıkan kim? Hem de yıllardır Türkiye'nin uğraştığı terör sorununu çözüm noktasına getirmek üzereyken ve millet de bütün 77 milyon da umutlar belli bir noktaya gelmişken bu yapılıyor. Dikkatinizi çekiyorum ne zaman Türkiye kendi sorunlarını ciddi bir biçimde ele alıp çözüm noktasına getirmişse derhal bu tür vakalarla karşılaşmıştır."

"Hangi gerekçe şiddeti meşru kılabilir"

Olayların ardından bazı açıklamaların yapıldığını anımsatan Ala, "Maalesef metinler, cümleler arasına gizlenmiş küçük kurnazlıklarla yine bu şiddet eylemleri, sokak hareketleri, aslında tamamen bitirilmesi çağrısı yapılması gerekirken, o kurnazlıklarla desteklenir bir dil kullanılmıştır. Bunu hem HDP eşbaşkanı, hem maalesef ana muhalefet partisi genel başkanı yapmıştır" dedi. İçişleri Bakanı Ala, şunları kaydetti:

"Sokağın, şiddetin çözüm olmadığını derhal durdurulması gerektiğini söylemesi gereken siyasi aktörler, maalesef gerekçelere sığınmışlardır. Hangi gerekçe şiddeti meşru kılabilir? Hangi gerekçe insan ölümünü haklı kılabilir, hangi gerekçe polisin, askerin, jandarmanın yaralanmasını, şehit olmasını haklı kılabilir ya da bir vatandaşın sokakta ölmesini haklı kılabilir. Siyaset o zaman niçin var? Eğer sokak, meseleye vaziyet edecekse siyaset ne iş yapacaktır? Türkiye'de, soruyorum, siyasetin söyleyemeyeceği, herhangi bir söz, konuşamayacağı herhangi bir konu var mıdır? Anamuhalefet partisi genel başkanı da maalesef sokakta şiddet kullanan, vandalizm yapanlarla milletin canına, malına kast edenlerle, ortalığı yakıp yıkanlarla, ambulansları yakanlarla, okulları yakanlarla, bu şiddeti kullananlarla, bu şiddete karşı devletin verdiği görevi yapan, kanunların verdiği yetkiyi kullanan güvenlik güçlerinin hareketini, yaptıkları görevi aynı kategoride mülahaza etmiş ve aynı şekilde değerlendirmiştir. Bu kabul edilebilir bir durum değildir."

KAYNAK:
AA
ETİKETLER:
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER