Bahçekapılı, kabulde yaptığı konuşmada, Fransa'nın diğer Avrupa ülkeleri gibi Türkiye için önemli olduğunu ifade ederek, iki ülke arasında siyasi ve tarihi derin bağların bulunduğunu söyledi.
Parlamenterler arasında oluşturulan dostluk gruplarına önem verdiğini belirten Bahçekapılı, bunun parlamenterlerin birbirini tanımaları ve kültür alışverişi konularında önemli bir yöntem olduğunu ifade etti. Bahçekapılı, şöyle devam etti:
"Geçmişte sizin kabul ettiğiniz bir yasa tasarısından sonra dostluk gruplarının görüşmelerinde ve ilişkilerinde bir gevşeme oldu. Sayın Fransa Cumhurbaşkanı Hollande'nin iktidara gelmesiyle Fransa'da değişen siyasi iklim sayesinde iki ülkenin görüşmesi tekrar sıklaştı. Sayın Başbakanımız Fransa'ya geldi, sayın Hollande buraya geldi. Biz de dostluk grubunu tekrar canlandırmaya karar verdik. İnanıyorum ki ve diliyorum ki bundan sonra da Türkiye-Fransa ilişkileri geçmişte olduğu gibi siyasi derin ve ekonomik bağlar üzerinde gelişir."
Christophe Bouillon ise Fransa'nın Türkiye'nin dostu olduğunu belirterek, "Bizler geçmişten beri Türkiye-Fransa arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi taraftarıyız. Fransa'daki Ermeni kanunundan bahsettiniz. Bizler parlamento bünyesinde senatörler olarak bu yönde gayretlerde bulunduk, ilişkilerimiz kopmasın diye. Aynı zamanda Fransa Anayasa Mahkemesi nezdinde girişimde bulunduk" dedi.
"Tarihçiler tarafından analiz edilmesini arzu ediyoruz"
Temasları çerçevesinde heyet, AB Uyum Komisyonu Başkanı Mehmet Tekelioğlu, AB-KPK Eşbaşkanı Afif Demirkıran ve Türkiye-Fransa Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar ile görüştü.
Görüşmeler sırasında Mehmet Tekelioğlu, Türkiye'nin AB vizyonunun devam ettiğini, bu konuda herhangi bir görüş değişikliği bulunmadığını ifade etti.
Twitter, Facebook gibi sosyal medya organlarının kapatılması ya da bunların engellenmesinin hiçbir zaman arzu etmedikleri bir şey olduğunu anlatan Tekelioğlu, şöyle konuştu:
"Twitter ve benzeri ortamlardan talebimiz; Türkiye'de ifade özgürlüğü ya da kişisel haklara tecavüz konularında alınmış olan mahkeme kararlarının uygulamasını istemekten ibaret. Burada hükümet ya da bir başkasını eleştiri konusunun Twitter'in kapatılmasına gerekçe olmadığını özellikle belirtmek istiyorum. Eleştiriden hiçbir zaman korkmuyoruz. Eleştirinin bizi olgunlaştıracağını düşünüyoruz. Türkiye'de bu konuları tartışan bir toplum var. Tartışan toplumlardan otoriterlik, tek adamlık gibi sonuçların çıkması imkansız."
Afif Demirkıran da, 1915 olayları iddialarına değinerek, bunun parlamentolar, seçilmiş siyasetçiler tarafından değil, tarihçiler tarafından analiz edilmesini, değerlendirilmesini arzu ettiklerini vurguladı.
Parlamentoların geçmişten ders alarak bugünü ve geleceği dizayn etmekle mükellef olduklarını ifade eden Demirkıran, 1915 olayları iddialarının Türkiye-Fransa ilişkilerini gereğinden fazla yıprattığını söyledi. Demirkıran, şunları kaydetti:
"Bunun üçüncü ülkelerin de dahil olacağı bir tarihçiler komitesi tarafından araştırılması, bütün arşivlerin gözden geçirilmesi, sadece Türkiye'de, Fransa'da değil, Amerika'daki, Ermenistan'daki bütün arşivlerin de incelenerek, ona göre çıkacak olan sonuca herkesin razı olabileceği bir proje ile çözülmesini arzu ediyoruz. 2015 yılının ülkemiz ile Ermenistan arasında bir çatışmanın değil, dürüst ve açık fikirli bir diyalog sürecinin başlamasına vesile olmasını içtenlikle diliyorum."
Demirkıran, Mısır'daki idam kararlarını da eleştirerek, "Mahkeme kararlarının, idamların durdurulması için bütün dünya kamuoyunun özellikle AB'nin çok ciddi şekilde adım atması beklentimizdir" dedi.
Türkiye-AB ilişkilerine de değinen Demirkıran, bu süreçte Türkiye'nin çok ciddi ilerlemeler kaydettiğini ve önemli reformlar yaptığını söyledi. Demirkıran, "AB hedefi bizim için stratejik bir hedef. Hükümetlerin çok ötesinde bir devlet politikasıdır" şeklinde konuştu.
Mehmet Kasım Gülpınar da, Türkiye ve Fransa arasında ikili bölgesel ve uluslararası platformlarda önemli bir işbirliği potansiyeli olduğunu belirterek, Fransa'da Hollande'nin göreve gelmesinin ardından iki ülke arasındaki ilişkilerin yeni bir başlangıç yapma imkanı da bulduğunu söyledi.
Christophe Bouillon görüşmelerde, 1915 olaylarına değinerek konunun tarihçilere bırakılması yaklaşıma katıldıklarını ifade etti. Bouillon, şunları söyledi:
"Doğrunun ortaya çıkarılması bakımından arşivlerin açılmasını, Rus hatta İngiliz arşivlerinin açılmasını doğru buluyoruz. Biz kanunun Fransa'da sonuçlanmaması için gayret gösterdik. Bu konunun tekrar masaya gelmemesi için özellikle 2015 dolayısıyla gelmemesi için çaba göstereceğiz, dikkatli davranacağız, hassasiyet göstereceğiz. Çünkü belki bazıları, yine çeşitli eğilimler ve girişimlerde bulunabilir."
