Erdoğan, “Bundan sonraki süreç çok daha farklı bir şekilde yürüyecek. Can mal güvenliği sorumluluğumuz neyi gerektiriyorsa bunu yapmak durumundayız, bunu yapacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Trabzon ziyaretinin son programında sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile KTÜ Sahil Tesisleri’nde yemekli istişare toplantısında bir araya geldi. En son 4 ay önce başbakan olarak ziyaret ettiği Trabzon’u bu kez cumhurbaşkanı olarak ziyaret ettiğini belirten Erdoğan, cumhurbaşkanı olarak ilk toplu açılış törenini, ilk üniversite ziyaretini ve ilk teşekkür ziyaretini Trabzon’a yaptığına dikkat çekti.
Konuşmasında Türkiye’nin bölgesinde yaşanan sorunlara dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık dünyadan kopuk bir Türkiye yok. NATO üyesi olan bir Türkiye var ve biz de adım adım her şeyi takip ediyoruz. Tarihi ve insani yakın ilişkilerimiz var. Bu ilişkiler sebebiyle oraların haklarının beklentileri var. Bizim coğrafyamızın yanı başında yaşanan herhangi bir gelişmeye kayıtsız kalması düşünülemez. Köklerimiz ne kadar derin olursa Anadolu coğrafyasındaki bağımız daha güçlü olur. Suriye’den, Mısır’dan, Kıbrıs’tan, Bosna’dan bize ne diyenle İstanbul’dan Ankara’dan bize ne diyenler arasında hiç bir fark yoktur. Trabzon’da refah içinde oturabilmemiz, Batum’daki kardeşlerimizin de aynı imkanlara sahip olmasıyla mümkündür. Vücudun herhangi bir uzvunda yaşanan aksaklık nasıl ki diğer organları etkilememesi mümkün değilse benzer şey ülkeler için de geçerlidir” diye konuştu.
“KÜRT KARDEŞLERİMİN İÇİNDE DE AKLI SELİM OLANLAR BU GİDİŞE ‘DUR’ DİYECEKTİR”
“Türkiye sadece insani değerleri savunmuş ve barışın tarafı olmuştur” diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Sadece kendi mezhebinden olanların hakkını savunanlardan değiliz. Kendi etnik kökenine ait olanların haklarını savunan değiliz. Her şey ortada. Biz Ezidileri, Suryaniler’i aldık mı? Aldık. İbadethanlerini kendilerine verdik mi? Bizden öncekiler yapmadı. Ülkemizde mezhep ayrımına gitmek isteyenlere karşı her türlü tavrı ortaya koyduk. 2 milyar doları aşkın azınlıkların gayrimenkullerini kendilerine teslim ettik. Bunların dünyaya örnek olması lazım. Ama en ufak bir fırsat bulsunlar kuru iftira atmaya başlıyorlar. Ama biz içimizden vuruluyoruz. Bir çok unsurlar var ki biz bu iktidarı nasıl düşürürüz gayreti içindeler. Birlik beraberlik yok. Olan olayları görüyorsunuz. Böyle bir olayda parlamentoda grubu olanlar herkesi sokağa davet ediyor. ‘Ben onları şiddete davet etmedim’ diyor. Yav sizin demokratik hak anlayışınız bu. Molotof kokteyli var, taş var, silah var. Devletin araç gereçlerine, kamu binalarına saldıranlar hepsinin bağlantısı sizinle. Sivil vatandaşlarını yakıyorsunuz bunlar da Kürt, yakmakla yetinmiyor, yağmalıyorsunuz. Aklı selim vatandaşlarım bu gerçekleri görmesi lazım. Ben inanıyorum ki Kürt kardeşlerimin içinde de aklı selim olanlar bu gidişe ‘dur’ diyecektir. Bir çok hesabı bozacaktır. Bu oyun şirazeden çıkmıştır. Kobani’yi bahane etmek suretiyle ülkemizin geneline yangın, kan ve ölüm tablosuyla karşı karşıya bıraktılar. Gezi’de başaramadılar, 17-25 Aralık’ta başaramadılar şimdi Kobani’yi bahane ettiler. Musul’u Suriye’yi niye bahane etmiyorsun? Ama Kobani’yi konuşuyorsun. Barışı hedefleyen bir siyaset böyle konuşamaz.”
“BİZ TERÖRÜN HER ÇEŞİDİNE KARŞIYIZ; YANINDA OLMADIK OLMAYIZ VE OLMAYACAĞIZ”
Erdoğan, hala birilerinin Türkiye’yi kara harekatının içine nasıl sokarız gayreti içinde olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Türkiye’nin bir gündemi var. NATO üyesi bir Türkiye’ysek atmanız gereken adımlar var. Uçuşa yasak bölgeyi uygulayacaksınız, güvenli bölge tezimizi kabul edeceksiniz, eğit donat tezimizi kabul edeceksiniz ve devlet terörü uygulayan Suriye’yi karşınıza alacaksınız. Eğer bu hedefe konulmazsa Esed rejimi sürekli destek alır. Musul’u terk ederken Maliki askerleri Amerika’dan aldıkları silahları bırakıp gittiler. Bundan önce gönderilen silahlar kimlerin elinde? Bu tedarik nereden oluyor. Çok güçlü bir istihbarat örgütümüz var diyor da tedarik noktasında kimlerin olduğunu söylemiyorlar? IŞİD’e biz silah yardımı yapmışız diyorlar. Hala insafsızca ve edepsizce diyorlar ki biz silah veriyormuşuz. Kimse bunu söyleyemez ve asla ispat edemez. Biz terörün her çeşidine karşıyız. Yanında olmadık, olmayız ve olmayacağız.”
Bingöl’de 2 polisin şehit olmasıyla da ilgili konuşan Erdoğan “Tesellimiz bu alçakça saldırıyı gerçekleştirenlerin bedelini anında ödemesidir. Bundan sonraki süreçte bu çok daha farklı bir şekilde yürüyecek. Can ve mal güvenliğiyle ilgili ne gerekiyorsa bundan sonra ne gerekiyorsa yapacağız. Şunu açık ve net bir şekilde söylüyorum, ülkemizde illegaliteye izin vermeyeceğiz. Buna başvuranlar, bunun bedelini er ya da geç ödeyecekler” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, konuşmasının ardından Rize’nin Kendirli beldesine hareket etti.