MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kenan Tanrıkulu, çözüm sürecinde faaliyet göstereceği açıklanan akil insanların hükümetin talimatlarını yerine getireceklerini öne sürerek, ''Orada bulunan şahısların yüzde 80'i geçmişte hiçbir zaman Türk milletinden, Türk devletinden yana çözümlerde bulunmamışlar ki şimdi bulunsunlar'' dedi.
Partisinin Aydın il teşkilatını ziyaret eden Tanrıkulu, gazetecilere yaptığı açıklamada, Akil İnsanlar Heyeti'ni eleştirdi.
''Orada bulunan şahısların yüzde 80'i de geçmişte hiçbir zaman Türk milletinden, Türk devletinden yana çözümlerde bulunmamışlar ki şimdi bulunsunlar'' diyen Tanrıkulu, bu tarzın kabul edilebilir olmadığını söyledi.
Tanrıkulu, şöyle devam etti:
''Kendi listelerini kendi adamlarıyla oluşturdular, hükümetin talimatlarını yerine getirecekler. Hükümetin onlara vereceği talimat, anayasa görüşmelerinde kafalarının arkasındaki maddelerdir. Onlar da nedir- İlk üçte yazılı Türkiye Cumhuriyeti'nin başkentinin Ankara olmasından tutun da Türk devletinin dilinin Türkçe olmasına, üniter milli birlik içerisindeki devletle ilgili maddelerin kaldırılması meselesidir. Onun da arkası eyaletten başka bir sürü şeye kadar gider.''
Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye iadesinin ardından idamını engelleyen kanunun çıkarılmasında partilerinin karşı duruş sergilediğini savunan Tanrıkulu, ''İdamın kaldırılması kanunun bizim zamanımızda çıkarıldığını iddia ediyorlar. O günkü Meclis tutanakları getirilirse kimlerin 'evet', kimlerin 'hayır' dediği görülür. MHP'nin 127 milletvekili o gün bulunmuştur ve idamın kaldırılmasına 'hayır' demiştir'' diye konuştu.
Sonra şartlar değişince 3 siyasi partinin genel başkanının altına imza attığı mutabakatta ''Terörün tekrar tırmanması durumunda idam dosyası mecliste yürürlüğe konulacak'' dediklerini öne süren Tanrıkulu, şunları kaydetti:
''O günün metinleri devlet, medya arşivlerinde var. Bunlar eğer akıllı olsalardı 2002'den sonra sıfır terörle teslim ettiğimiz hükümeti bugünkü noktaya getirmezlerdi. O anlaşmayı yürürlüğe koyarlardı, Abdullah Öcalan'ın ipini ellerinde tutarlardı. Zavallı, suratında bir peçete ile uçağın içerisinde paket halinde getirilen bir adamı bugün bu noktaya getirip mitinglerde konuşturulmazdı. İş bu noktaya gelmiş ve çığırından çıkmıştır.''
