ÖNE ÇIKANLAR :
POLİTİKATÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 12 Mart 2014 Çarşamba 20:16

CHP'nin Karabük mitingi


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Berkin Elvan'ın ölümü ile ilgili, "Berkin'i de annesi ekmek almak için gönderdi, maalesef Berkin eve dönemedi. Onu yoğun bakıma kaldırdılar ve bir acıyı yaşadı aile. Zengin bir aile değildi, mütevazi bir aileydi. Babasının doğru dürüst bir işi bile yoktu. Ama o çocuk, biz toprağa verdik. Neden acaba?" dedi.
Kılıçdaroğlu, partisince Karabük Albay Karaoğlanoğlu Caddesi'nde düzenlenen mitinge katıldı.
Mitingde konuşan Kılıçdaroğlu, Karabük'e defalarca geldiğini, bugün bir defa daha burda olmaktan mutlu olduğunu belirterek, Karabüklülerin destek vermesiyle bir dahaki sefere kente Başbakan olarak geleceğini söyledi.
Kendilerine "Efendim CHP iktidar olursa devleti yönete bilir mi?" dediklerini aktaran Kılıçdaroğlu, "Devleti kuran biziz, adaleti sağlayan biziz, fabrikaları kuran biziz, yedi düvelle mücadele eden biziz, işsizlikle mücadele eden biziz. Biz devleti namusumuzla yöneteceğiz. Devleti halktan yana politikalarla yöneteceğiz, devleti kadın-erkek eşitliğini sağlayarak yöneteceğiz. Burada çok güzel bir afiş var. 'Tarih seni dünya lideri değil, masum çocukların katili' diye yazacak. 'Ekmek hiç bu kadar pahalı olmamıştı' diyor. 'İki ekmek bir can' diyor. Bugün bizim müziğimiz yok, Bolu'da da Düzce'de de müziğimiz olmadı, burada da müziğimiz yok. Bugün Berkin Elvan'ı toprağa verdiğimiz gün, 15 yaşında bir çocuğumuz. Şunu söylemek isterim; her anne baba için çocukları önemlidir, sevginin odaklandığı kişi ailede çocuktur" diye konuştu.
"Anneler yemezler yedirirler, içmezler içirirler, çocuklarını yetiştirirler, 'daha iyi bir hayat sürsünler' diye dua ederler, arkasından bir tas su dökerler bir yere gittiğinde" diyen Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Her anne baba, sabahleyin çocuğunu şu veya bu şekilde gazete, ekmek almak için, bakkaldan bir şey almak için gönderir. Çocuğumuzun ilk tanıştığı kişi mahallenin bakkalıdır. Berkin'i 'de annesi ekmek almak için gönderdi, maalesef Berkin eve dönemedi. Onu yoğun bakıma kaldırdılar ve bir acıyı yaşadı aile. Zengin bir aile değildi, mütevazi bir aileydi. Babasının doğru dürüst bir işi bile yoktu ama o çocuk, biz onu toprağa verdik. Neden acaba? Ben Karabük'ün vicdanına sesleniyorum, neden? 15 yaşındaki bir çocuğumuzu toprağa veriyoruz? Neden? Baskı kuruyorlar, gaz fişeği ile çocuğu yaralıyorlar, neden acaba? Ne yaptı bu çocuk size? Gitti, Türkiye'nin bütün sorunlarını çözmüş de Mısır'da ne oluyor orayla uğraşmaya başladı. Suriye'de ne oluyor? Birilerinin eline silahları verdi, 'Git kardeşini öldür' diye. Müslüman Müslüman'ı niye öldürsün? Neden onun eline silah veriyorsun 'Git kardeşini öldür' diyorsun? Bu, kabul edilebilecek bir şey değil. Mısır'da genç bir kız çocuğu öldü. Niye ölsün insanlar? O çocuk için ağladı. Ben isterdim ki Berkin için de ağlasın, Berkin'in de ailesini arasın baş sağlığı dilesin. Bunu yaptı mı? Yapmadı, yapamaz zaten. Bunu yapması için adam gibi adam olması lazım. Adam değilse ben ne söyleyeceğim ona."
- "Emeklinin emeklilik yaşamını huzur içinde geçirmesi lazım"
Karabük'ün Orta Anadolu'nun biraz Kuzeyinde güzel bir köy olduğunu, burada maden çıkınca rahmetli İnönü'nün buraya fabrika kurduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Diyorlar ya 'CHP'nin dikili bir ağacı bile yok.' Bunu söyleyen adam Karabük'e bir gelsin şu fabrikayı görsün. Kim yaptı bunu? Bu küçük köy bugün bir il oldu. Bugün burası bir sanayi kenti ama aynı zamanda emekli kenti. 59 bin emeklisi var Karabük'ün. 59 bin emekliye sesleniyorum. Emekliler aç mı? Siz Recep'e bu kadar imkan verirseniz o da sizi aç bırakır. Malı o götürecek. Emekliler kentinde emeklinin yüzünün gülmesi lazım. Emeklinin emeklilik yaşamını huzur içinde geçirmesi lazım, bütün arzumuz bu zaten. Bir insan düşünün bütün yaşamı boyunca çalışıyor, devlete vergisini ödüyor, zamanı gelince emekli olacak, aldığı emekli aylığıyla bugün gül gibi geçinmesi lazım. Çok varlıklı, yüksek paralar verilemez gerçekçi olmak lazım. Ama bir insanın en azından ay sonunu huzur içinde geçirebileceği bir maddi desteğe, bir imkana, bir maaşa ihtiyacı var. Onun olması lazım. Ama bu, onları yapamadı, size verdiği sözleri tutmadı. Ama sizler Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy vermeye devam ettiniz."
Kılıçdaroğlu, 10 milyon emeklinin tek başına parti kursa birinci parti olacaklarını dile getererek, "Niye bölünüyorsunuz, niye ayrışıyorsunuz? Sizin haklarınızı size teslim etmeyen kişiye oy veriyorsunuz? Devleti soyana oy verilir mi? o nedenle söylüyorum, ben temiz siyasetten yanayım. Diyorlar ki 'CHP iktidar olursa faizler yükselecek, CHP iktidar olursa dolar yükselecek, CHP iktidar olursa üretim nasıl olacak?' Cumhuriyet Halk Partisi, iktidar olursa ne olacak ben size söyleyeyim. Bu ülkede her kuruşun hesabını veren iktidar olacak. Kul hakkı yemeyen iktidar olacak. Cebini dolduran değil, vatandaşın cebi para görsün diye çalışan bir iktidar olacak" ifadesini kullandı.
Buna bir örnek vermek istediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Sakın unutmayın bir ülkede siyasetçi zengin olursa, halk fakirleşir. Siyasetçi niye zengin olsun? Siyasetçi aylık alır, aylığı da yüksek, sizin aylığınıza göre yüksek milletvekili aylıkları, o aylıkla gül gibi geçiniyoruz. Eğer ben zenginleşirsem bilin ki sizden bir şeyleri götürüyorum. Yoksa ben niye zenginleşeceğim. Onu sakın unutmayın. Ne diyordu, 'Ben yırtık ayakkabıyla siyasete girdim' diyordu. Ben değil o söylüyordu, Peki şu soruyu sormayacak mısınız? 'Kardeşim madem ki yırtık ayakkabıyla siyasete girdin, nasıl olur da sen dünyanın en zengin başbakanlarından birisi oldun?' Sormayacak mıyız? Ben söylüyorum" diye konuştu.
- "İyi niyetli bir siyasetçi olarak çağrı yaptım"
"Siz hiç ayakkabı kutusundan korkan bir Başbakan gördünüz mü?" diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Ayakkabı kutusundan korkuyor. Ne olduğunu gayet çok iyi biliyor. Buradan ses kayıtlarını izlediniz. Beni mahkemeye veriyor 'Neden vatandaşa izletiyorsun' diye. Allah aşkına bir ülkenin başbakanlık koltuğunda oturan bir adamın oğlunun evinde 1 milyar dolar para olur mu? Keş para. Bu ülkede banka yok mu? Var. Götür bankaya yatır. Niye yatıramıyor? Ben size söyleyeyim. Bu para helal para mı haram para mı? Ne parası? Vallahi de billahi de haram para."
Başbakan'ın "Bu ses kayıtları montaj" dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Kendisine çağrı yaptım, iyi niyetli bir siyasetçi olarak çağrı yaptım. Dedim ki, 'Eğer bunlar sahteyse, montajsa Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı var. Bu Türkiye'deki 76 milyon yurttaşın bütün telefon kayıtlarını kaydettiği bir merkez. 'Madem ki sen 'montaj' diyorsun, senin 17 ve 18 Aralık'ta oğlunla görüşme yapıp yapmadığının kayıtlarını açıkla. Açıklarsa görürüz, bir sahtekarlık var mı? yok mu görürüz. Açıkladı mı? Niye açıklamıyor? Karabük Demir Çelik Fabrikası ne kadar gerçekse o kayıtlar da o kadar gerçek herkes bilsin. 'Eğer bu kayıtlar sahte' diyorsan, gayet basit. Amerika'da bu işin uzmanları var ,firmalar var. Gönderirsin oraya dersin ki 'Bu kayıtların sahte olup olmadığını rapor ver, Türkiye'de kamuoyuna açıklayacağım, benim böyle bir konuşmam olmadı' Kendisine teklif ettik, gönder oraya. Gönderdi mi? Niye göndermiyor? Çünkü bende biliyorum Safranbolu ne kadar gerçekse, bu kayıtlar da o kadar gerçek" ifadesini kullandı.
- "Yeni bir kurtuluş savaşını, yeni bir heyecanı hayata geçirelim"
Dört bakanın istifa ettiğini, bunlardan birisinin önüne "istifa et" dilekçesinin konduğunu, birde deklarasyon koyduklarını iddia eden Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu da çıktı milletin önüne dedi ki, 'Ben niye istifa edeceğim, sen söyledin ben yaptım, sen söyledin ben imzaladım, eğer istifa edecek birisi varsa ben değil senin istifa etmen lazım' onu duyduk mu, gördük mü? Televizyonların önüne çıktı ve konuştu. Bu AKP'nin, başçalanın bakanı değil miydi? Montaj mı? değil. Hırsızlığını sana söyleyen kim? senin bakanın söylüyor. Şimdi ben buradan AK Parti'ye oy veren saygı değer yurttaşlarıma seslenmek istiyorum. Ben onu eleştirirken sakın ola ki siz üstünüze alınmayın. Geldiler dediler ki, 'biz yolsuzluğu engelleyeceğiz' onlar da oy verdi. Onlar geldiler dediler ki 'Biz yolsuzluğu engelleyeceğiz' onlar da oy verdi. 'Biz yoksulluğu engelleyeceğiz' dediler, onlar da oy verdi. 'Biz yasakları kaldıracağız, özgür bir Türkiye kuracağız' dediler onlar da oy verdiler. Geldiğimiz nokta ne? Sizi kandırdılar, size yalan söylediler. Ben ne demiştim? Yalancıdan başbakan olmaz, hırsızdan başbakan olmaz. hem yalancı hem hırsızdan hiç başbakan olmaz. İsterseniz gidin Papua Yeni Gine'ye, isterseniz Amerika'ya, isterseniz Japonya'ya, ister Uganda'ya, isterseniz Kenya'ya gidin, sorun oradaki yurttaşlardan herhangi birine, 'Hırsızdan başbakan olur mu?' Size diyecekler ki 'Hırsızdan olmaz' 'Yalancıdan başbakan olur mu?' 'Olmaz' Bizim ülkemizde de hırsızdan ve yalancıdan başbakan olmaz ve onun o koltuğu bırakması lazım."
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Tayyip istifa eder mi? Vallahi etmez. Niye etsin? Oturmuş koltuğa, devleti tümüyle emrine almış vaziyette. Bir eli yağda bir eli balda. Bakalım kaç liraya doyacak? Ben ayrılması için bir çağrı yaptım. Dedim ki 'Arkadaş kaç liraya doyacaksan bana söyle, vallahi bir kampanya açacağım, bütün dünyada kampanya açacağım, parayı vereceğiz milletin yakasından düş.' Karabük güzel bir kentimiz, emekli kenti Karabük aynı zamanda işsizliğin en yoğun olduğu kentlerden birisi. İşsizlik Türkiye'de bir numaralı sorun. Eğer bir evde bir işsiz varsa o evde huzur olmaz. Çünkü anne de baba da 'oğlum kızım iş bulsun evereyim' diye düşünür. İş bulması için çaba harcar. Bütün emeklilere ve onların işsiz olan çocuklarına sesleniyorum. 11 yıldır iktidardalar, 11 yıldır sizin çocuğunuza iş bulmadılar. Ama onların çocukları, ceplerinde ne vardı? Dolar vardı, avro vardı. Sizin çocuğunuz işsiz, onların çocuklarının durumu çok farklı. 30 Ağustos'ta bu ülkede büyük başarılara imza attık. Şimdi 30 Mart geliyor. Yeni bir kurtuluş savaşını, yeni bir barışı, yeni bir heyecanı hayata geçirelim. Hep beraber 30 Mart'ta sandığa gidelim ve biz Haramilerin iktidarını yıkıp, halkın iktidarını kuralım. Kesinlikle kul hakkını yiyenden hesabını soracağım" dedi.
(Sürecek)
 

KAYNAK:
AA
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER