ÖNE ÇIKANLAR :
POLİTİKATÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 04 Kasım 2014 Salı 14:47

Başbakan Davutoğlu AK Parti Grup Toplantısı'nda konuştu

Başbakan Davutoğlu AK Parti Grup Toplantısında konuştu

Başbakan Davutoğlu, "Kim hangi provokasyonu yaparsa yapsın, bu özgür ve demokratik ülke bir daha OHAL benzeri uygulamalarla karşı karşıya kalmayacaktır" dedi.


AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmaya, Ermenek'teki maden kazası dolayısıyla üzüntülerini ifade ederek başladı.

Madende bulunanların yakınlarına, ailelerine sabır dileyen Davutoğlu, "İnşallah en kısa zamanda hayırlı haberler alma duasıyla, bir kez daha bu tür kazaların tekrar olmaması için niyazda bulunuyorum. Bakan arkadaşlarımız Ermenek'teler, bütün devlet birimlerimiz, gücümüz Ermenek'te. Gece gündüz büyük bir çaba içindeler" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve kendisinin bizzat olay yerine giderek, madenin içine girerek durumu gözlediğini ifade eden Davutoğlu, "Alınması gereken tedbirler konusunda da dün bir kez daha Bakanlar Kurulumuzda kapsamlı bir değerlendirme yaptık ve daha önce hazırlamış olduğumuz, iş kazalarıyla ilgili düzenlemeye yeni unsurlar katarak, bunun inşallah en kısa zamanda TBMM'ye sunulması konusunda da nihai noktaya gelmiş bulunuyoruz" değerlendirmesini yaptı. Davutoğlu, Yalvaç'taki trafik kazası ve İstanbul'daki tekne kazasında hayatını kaybedenler için de taziye dileklerini iletti. 

Cumhuriyetin kuruluşunun 91'inci yılının geçen hafta kutlandığını anımsatan Davutoğlu, "Çok güzel bir tevafukla diyeyim, istişare toplantımızı Afyon'da yaparak, aslında İstiklal Ordusunun, cumhuriyetimizin önünü açan o kutlu yürüyüşünü bir kez daha orada andık. Cumhuriyetimiz, her gün güçlenerek, demokrasiyle taçlanarak ve millet-devlet bütünlüğü içinde tarihteki özgün ve onurlu yerini alacaktır, alma yolundaki gayretlerimiz sürecektir" ifadesini kullandı. 

Muharrem ayının 10'uncu gününün, evrensel bilincin, merhametin, vicdanın timsali olan Hazreti Hüseyin ve Ehl-i Beyt'in şehit edilmesinin yıl dönümü olduğunu hatırlatan Davutoğlu, "Onu da rahmetle anıyor ve bize bıraktığı mirasa yani mazlumlara sahip çıkma ve zalimlere karşı mücadele verme mirasına sahip çıkacağımızı AK Parti Grubu'ndan bir kez daha haykırıyorum" diye konuştu. 

Yeni Türkiye'de, 12 yıldır süreklilik içinde vizyon üreten, tek bir partinin iktidarında bir hükümet ve siyasi istikrar olduğunu vurgulayan Davutoğlu, eski Türkiye'nin "istikrarsızlık", yeni Türkiye'nin ise "istikrar ve kalkınma" anlamına geldiğini belirtti. "Eski Türkiye'de, Allah muhafaza, bir felaket olduğunda felaket mahalline ulaşamayan, aciz bir devlet görüntüsü vardı" diyen Davutoğlu, 1999'daki depremlerde yaşanan büyük acıyı anımsattı ve devletin oralara ulaşamadığını söyledi. Yeni Türkiye'de ise Van depreminde görüldüğü gibi bir şehri 1 yıl içinde yeniden inşa edebilen kudrette bir devletin ortaya çıktığının altını çizen Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bunu bugün sabah, Sayın Bahçeli'yi dinlediğim için ısrarla vurguluyorum. Bahçeli, Ermenek kazasında yaşanan acıları bizlerle paylaşmak yerine, istismar etmeyi tercih ediyor. Ermenek kazasıyla ilgili bütün araştırmalar yapılacak, ihmal varsa, kim ihmal yapmışsa gerekli cezayı bulacak. Sadece denetim elemanları değil, işveren ve orada herhangi bir eksiklik söz konusu olmuşsa, eksikliğin müsebbibi kimse onunla ilgili takibat yapılacak.

Buradan Sayın Bahçeli'ye sesleniyorum, onun iktidarında bu ülkenin başbakanı, Ankara'dan Sakarya'ya gitmek için günlerce beklemişti, deprem esnasında. Bizim iktidarımızda haber ulaşır ulaşmaz en süratli bir şekilde, birkaç saat içinde üç bakanımız da alana intikal etti, AFAD bütün birimleriyle alana ulaştı, 500 kişilik kurtarma ekibiyle, her türlü imkanla oraya ulaşıldı. Hemen ertesi gün ben ve Sayın Cumhurbaşkanımız, maden kazasında oradaki vatandaşlarımızla acıyı paylaştık, neler yapılabileceğinin planlamasını gerçekleştirdik.

Bizzat kazanın yaşandığı madene doğru indim ve orada gözlemde bulundum. Sayın Bahçeli, acaba o büyük deprem sonrasında Kocaeli'ye, Sakarya'ya ne zaman gitmişti? Başbakan Yardımcısı olarak ne zaman ulaşabilmişti? Onun hesabını versin. Maden kazaları üzerinden istismar edenler, Kocaeli ve Adapazarı depremlerinden sonra kaç senede o şehirlerin ayağa kalkabildiğini ve oralarda nasıl bir istismar çarkının işlediğinin hesabını vermek durumundalar. Kimse, bu tür acıları istismar etmek üzerine dayalı bir siyaset izlememelidir. Eleştirmeliyiz, tamam, ki gerektiğinde biz de özeleştiri yapıyoruz. Bizzat gözlüyoruz ve eksiklikleri hiç tereddütsüz bir şekilde tanımlıyor, üzerine gidiyoruz. Ama acılar üzerinden bir kez siyaset yapma alışkanlığı devreye girerse, bunun sonu maalesef Türkiye'de kısır siyaset ve karşılıklı suçlamaların içinde haksız ithamlarla ülkeyi zayıflatmak demektir. Herkesi, özellikle bugünlerde, acı yaşanan günlerde bu acıyı paylaşmaya ve halkımızın yaralarını sarmaya çalışmaya davet ediyorum."

"Bu ülke bir daha OHAL görmeyecektir"

Eski Türkiye'yi "OHAL Türkiyesi" olarak tanımlayan Davutoğlu, AK Parti iktidara geldiğinde ilk olarak "olağanüstü hal"in kaldırıldığını anımsattı. Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Kim ne yaparsa yapsın, kim hangi provokasyonu yaparsa yapsın bu özgür ve demokratik ülke, bir daha OHAL benzeri uygulamalarla karşı karşıya kalmayacaktır. Kamu düzeni tesis edilecektir ama özgürlükler hiçbir zaman kısıtlanmayacaktır. 

Eski Türkiye, IMF kapısında, sıradan IMF memurlarıyla müzakere ederek faizleri ödemeye çalışan bir Türkiye'ydi. Yine Sayın Bahçeli, o günün kadrolarını bugün bünyesinde barındıran CHP, bir özeleştiri yapmak durumunda. 'Yeni Türkiye'den kastettiğiniz ne' diye bize soruyorlar. Çok açık söylüyorum, yeni Türkiye'den kastettiğimiz, bir daha değil namerde, merde dahi muhtaç olmayan bir Türkiye'dir. Ama onların zihinleri, gönülleri, yürekleri bunu almaz. Çünkü onlar kısa dönemde iktidara ayarlıydılar, iktidar olmayı hedef ediniyorlardı. Bizse iktidar olmayı bir araç olarak görüyoruz, milletin yükselmesine, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yüzüncü yılında küresel güç olmasına dönük faaliyetlerin bir aracı olarak görüyoruz. Biz sadece bu yolda hizmetkarlarız, bu yolda yürüyen neferleriz. Onun için zihnimizden ve gönlümüzden, hiçbir zaman tek bir vatandaşımızı dahi dışlamak, onun aidiyetine halel getirecek bir söylemde bulunmak geçmez."

"Yeni Türkiye  uluslararası gündemin en önemli aktörlerinden biridir"

Eski Türkiye'nin faiz ödemelerini yapmaktan aciz bir ülke olduğunu belirten Davutoğlu, şimdi ise Gayri Safi Milli Hasıla'nın 3 buçuk kat büyüdüğünü, OECD hesaplarına göre 2023'e kadar en yüksek kalkınma hızı gerçekleştirecek iki ülkeden biri durumuna gelindiğini dile getirdi. 

Dünya gündemine sadece ekonomik krizler, depremler, terörde kaybedilenlerle gelen eski Türkiye'nin yerine artık yaptıklarıyla gündemde olan bir ülke olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Yeni Türkiye, birileri eleştiriyor, birileri üzerimize geliyor ama yaptıklarıyla, vizyonuyla, insanlık merhametine sahip çıkmasıyla her gün uluslararası gündemin en önemli aktörlerinden biridir, böyle olmaya da devam edecektir. Bu coğrafya pasiflerin, korkakların, ürkeklerin coğrafyası olamaz. Bu coğrafya azimle, kararlılıkla, cesaretle tarihin içinde özne olma idaresini gösterenlerin coğrafyasıdır. Aksi takdirde ayakta duramayız."

Türkiye'de, "4 Kasım sabahı yeni bir iktidara doğmuş Türkiye'de, özgür, demokratik bir ülkede, aidiyet bağlarının güçlendiği, millet-devlet beraberliğinin tahkim edildiği, ekonominin istikrarla büyüdüğü, dünyada etkili ve sözü dinlenen bir Türkiye yolunda yürüyenler" ile "Her gün felaket tellallığı içinde, tekrar acaba karanlık günlere dönmemiz mümkün mü" diye hesap edenlerin oluşturduğu iki temel yaklaşım bulunduğunu anlatan Davutoğlu, siyasi geçmişleri ve sloganları farklı görünse de CHP, MHP ve HDP'nin mantığının aynı olduğunu kaydetti. Her üç siyasi partinin de Türkiye ile ilgili bir vizyon üretemediğini dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Bütün yaptıkları, AK Parti'nin eleştirisi üzerinden, bir tür kısa dönemli siyasi rant elde etme çabası. Hepsine soruyorum, Türkiye'nin temel meseleleriyle ilgili kanaat ve görüşleriniz nedir? Grup toplantınızda bir kez de eğer AK Parti'nin ekonomik politikaları yanlışsa, doğru olan ekonomik politikaları zikredin. Eğer 'AK Parti'nin takip ettiği demokratikleşme siyaseti yanlış' diyorsanız, sizin siyasetiniz nedir, onu söyleyin. Eğer AK Parti'nin dünya politikasında takip ettiği merhamet ve vicdan odaklı yaklaşım yanlışsa, sizin siyasetiniz nedir, onu söyleyin. Onlar ve onu perde gerisinde destekleyen paralelci vesayet sahiplerinin tek rüyaları, Türkiye'nin kaosa girmesi, ekonominin tekrar onların yaşadığı, iktidar olduğu dönemdeki gibi felç olması. Ama o beddualar, o karamsarlıklar hiçbir zaman bu güneşin yükselmesini engelleyemeyecektir."

HDP İl Başkanlığındaki saldırı

Davutoğlu, TBMM’de partisinin gurup toplantısın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Başbakan Davutoğlu, HDP İl Başkanlığındaki saldırıyla ilgili olarak, saldırının bildirilmesinin ardından emniyet birimlerinin olay yerinde gerekli incelemelerini yaptığını söyledi.

Saldırıyı hiçbir gerekçenin mazur gösteremeyeceğini ifade eden Davutoğlu, "Her şeyden önce bütün şiddet olaylarını açık bir şekilde telin ettiğim gibi, kınadığım gibi bu şiddet olayını da kınıyorum. Hiçbir gerekçe, herhangi bir siyasetçiye herhangi bir vatandaşa yapılan saldırıyı mazur gösteremez. En güçlü ifadelerle bu saldırıyı kınıyorum" ifadesini kullandı.

Şiddetin olduğu yerde siyaset ve özgürlüklerin de olamayacağının altını çizen Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Ama şu hususu da onurla ifade ediyorum, saldırgan yakalanmıştır, çok kısa bir süre içinde. Suçunu itiraf etmiştir. Bu da emniyet birimlerimizin etkin müdahalesinin açık sonucudur. Tabii yargıya teslim edilecek. Saldırgan, 1986 Ankara doğumlu."

Bingöl'deki güvenlik görevlilerine yapılan saldırı

Başbakan Davutoğlu, Bingöl'de güvenlik görevlilerine yapılan saldırıyla ilgili de "Bingöl'de emniyet müdürümüze ve güvenlik görevlilerimize saldıranlardan, aranan bir şahıs da bugün yakalanmıştır. Aslında işte kamu düzeninden kastettiğimiz de budur. Ümit ederim HDP de dahil bütün siyasiler kamu düzeninin herkes için nasıl önemli olduğunu bütün bu olaylarla fark etmişlerdir" diye konuştu.

"Tekrar vurguluyorum, HDP’ye dönük bu saldırıyı şiddetle kınıyorum ve kamu düzeni faili meçhul bırakmamak demektir" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Ankara'da da Bingöl'de de tüm Türkiye'nin herhangi bir yerinde de bu tür saldırı söz konusu olduğunda emniyet birimlerimiz en etkili şekilde saldırganın, suçlunun peşine düşüp yakalayacaktır, yargıya teslim edecektir. Bu hususları kamuoyumuzun takdirine sunuyorum."

Bir gazetecinin, saldırganın kimliğini sorması üzerine, Davutoğlu, "Saldırganın kimliği, söylediğim gibi 86 doğumlu, Ankara nüfusuna kayıtlı. Hukuki bir süreç olduğu için ismini zikretmeyeyim. Nedeni araştırılıyor. Önemli olan burada saldırganın hemen yakalanmış olması. Bu tabii kamuoyuna verilen en güçlü mesajdır. Bir kez daha bunu şiddetle kınadığımı ifade ediyorum."

"Hiç kimseyi hedef göstermedik"

Başbakan Davutoğlu, HDP'den saldırıyla ilgili, "hedef gösterildik" şeklinde açıklamalar yapıldığını, bu açıklamalara ilişkin görüşünün sorulması üzerine ise şöyle konuştu:

"Şimdi bu açıklamanın kabul edilebilir tarafı yok. Hiçbir şekilde kimseyi hedef göstermiyoruz. Ama HDP Kobani olayları esnasında 6-7 Ekim'de yaptıkları açıklamalarla, sadece hükümeti değil, Doğu'da, Güneydoğu Anadolu'da, Türkiye'deki her bir vatandaşımızı hedef göstermiştir. Hükümetimiz hiçbir temel mesnet olmadan IŞİD ile işbirliği yapıyor, Kobani'de Kürtleri katlediyor gibi, hiçbir karşılığı olmayan bir suçlamayla suçlamıştır. Ayrıca da HDP'li olmayan yada örgüte bir şekilde müzahir olmayan bütün vatandaşları da hedef göstermiştir. Bunun da nasıl acılara sebebiyet verdiği ortada. Biz hiçbir zaman, hiç kimseyi hedef göstermedik ama bu tutumlarından sonra demokratik ortamda eleştiri hakkımız hem vardır hem bu eleştiriyi yapmak, kamuoyumuzu bilgilendirme açısından da bir zarurettir. Bugün ve yarın, Türkiye'de kamu düzeni, hepimiz için ihtiyaçtır. Kamu düzeni yok olduğunda, zaafa uğradığında bütün vatandaşlarımızın her yerde bir şekilde risk altında olacağı açık bir şekilde ortaya çıkıyor."

"Bizim tek söylediğimiz şey, Türkiye'de herkesin barışçıl, demokratik, siyaseti benimsemesi, illegal hiçbir faaliyete destek vermemesi, illegal hiçbir yapıya haraç toplamak da dahil, insanları tehdit ve şantaj altında belli eylemlere zorlamak da dahil bu eylemlere pirim vermemesidir" ifadesini kullanan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bütün siyasi partiler için geçerli bir kuraldır. HDP de diğerleri de AK Parti için, MHP için, CHP için, herkes için sivil siyaset şiddetten arınmış, görüşlerin medenice tartışıldığı, toplantı ve gösteri yürüyüş hakkının medenice kullanıldığı bir ülke, Türkiye, demokratik bir ülke. 1 Kasım'da bazı gösteriler yapıldı ama şiddet olmadığı zaman demek ki görüşler ifade edilebiliyor. Demek ki binalar yakılmadan, yıkılmadan görüş ifade edilebiliyor. Biz her türlü eleştiriye açığız. Ama diğer partilerin bu eleştirilere açık olması lazım. Açık olmadığımız tek şey yasa dışı faaliyettir, şiddettir, terördür, talandır. Buna açık değiliz. Açık da olmayacağız. Burada hedef gösterme diye bir şey söz konusu değil. Dün yaptığımız açıklamalar gayet berrak, açık ifadeyle yapılmıştır. Bizim için bütün siyasi partiler muhataptır ama her siyasi partinin asli görevi, hele hele çözüm süreci gibi hassas bir süreçten bahsediyorsak asli görevi barışçıl bir dil kullanmasıdır, itham etmemesidir, şiddete davetiye çıkarmamasıdır. Tutumumuz budur. Kimseyi hedef göstermedik, göstermeyiz."

KAYNAK:
DHA
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER