Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, NTV-CNBC-e ortak yayınına katıldı. Başbakan Yardımcısı Babacan, yargının bağımsız ama aynı zamanda tarafsız çalışması gerektiğini belirterek, "Bağımsızlığı kullanıp, kendi ideolojik, siyasi ya da ait olduğu zümreyle alakalı bir takım planlı programlı işler içine giriyorlarsa, bu kesinlikle kabul edilemez. Bununla sonuna kadar mücadele etmek ve Türkiye'de, yargının kredibilitesini ve güvenilirliğini artırmak lazım" dedi.
Babacan, NTV-CNBC-e ortak yayınına katılarak gündeme ilişkin soruları yanıtladı.Yeni kabineye ilişkin, uluslararası piyasaların kendisini tercih ettiğine ilişkin haberlerin olduğunun hatırlatılması üzerine Babacan, Türkiye'nin son 12 yılda her alanda çok başarılı performans sergilediğini söyledi.
Bu 12 yıllık büyük dönüşüme liderlik yapan Recep Tayyip Erdoğan'ın, halkın tercihiyle şu anda Cumhurbaşkanı, Ahmet Davutoğlu'nun da Başbakan olduğuna işaret eden Babacan, "Bu yeni Türkiye, yeni döneminde artık çok daha güçlü bir şekilde, geçmiş başarılarından destek alarak ama çizgilerini koruyarak, ikinci bir sıçramayla 2023 hedeflerine doğru hareket ediyor" diye konuştu.
Babacan, 18 Kasım 2002'den bu yana kabinede olduğunu anımsatarak, şunları kaydetti:
"Bu süre içinde hem içeride hem dışarıda herhalde biraz aşinalık oluştu ve bu dönemde de tekrar hükümette olmamla alakalı da yazıldı, çizildi ama tabi bu konulardaki nihai karar sayın Başbakanımızındır, sayın Cumhurbaşkanımızındır. Çünkü ortaklaşa verilen bir karar hükümetin kurulması. Ama öte yandan benim eskiden beri söylediğim, siyasetin aslında süresi sınırlı bir askerlik görevi olduğu, yani benim açımdan. Dolayısıyla bir gün bu görev süresinin dolup, tekrar normal hayata dönmem gerektiği... Benim yıllardır arzum, isteğim bu yöndeydi ama şu ana kadar fırsat olmadı. Şu ana kadar devam etmem, kalmam yönünde irade oluştu."
Böyle bir hizmete davet olunca, bunu reddetmenin olmayacağını dile getiren Babacan, hangi ülkede olursa olsun böylesine onurlu görevlere "hayır, olmaz" demenin pratikte de ahlaken de mümkün olmadığını ifade etti.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, başbakan yardımcılıklarının görev dağılımında değişiklik yaptığı hatırlatılarak, "Sizin görevlerinizde bir değişiklik var mı?" sorusu üzerine de Babacan, 2009 Mayıs'tan bu yana görevlerinin ve sorumluluk alanlarının aynı olduğunu söyledi.
HUkuk ve ekonomi ilişkisi
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Adli yılın açılışından dolayı hükümetle yargı arasında bir soğukluk oldu. Bu son durumu nasıl görüyorsunuz?" sorusunu da şöyle yanıtladı:
"Bir ülkenin topyekün resmine bakacak olursanız, gerçek başarının ancak pek çok alanda aynı anda ilerlemeyle oluşabildiğini görüyorsunuz. Hem demokraside ilerlemeye devam etmek hem de hukuk devleti özelliğinizin iyileşmesi gerekiyor. Öte yandan, Türkiye'nin temel hak ve özgürlükler alanındaki 12 yıllık ilerlemesine devam etmesi gerekiyor. Türkiye'nin ekonomide mutlaka gelişmiş ekonomi olma yönünde devam etmesi gerekiyor. Bunların hepsi birbiriyle iç içe konular aslında. Bunlar hep beraber ilerledikten sonra o ülkeye biz ileri ülke, ileri demokrasi, gelişmiş ekonomi, hukuk devleti diyoruz."
Bu çerçevenin tümüne bakıldığında, Türkiye'de öncelikle demokrasinin iyi işlemesinin son derece önemli olduğunu vurgulayan Babacan, bu kapsamda sosyal kesimin de hükümetle iç içe çalışmasının gerektiğini söyledi.
Hukuk devleti niteliğinin geçmişte iyileştiğine ancak alınacak daha uzunca mesafe olduğuna dikkati çeken Babacan, demokraside ve hukuk devleti niteliğinde iyi bir noktada olunmazsa, gelişmiş ekonomi de olunamayacağını ifade etti.
Gri alanlar olmamalı
Ekonomi açısından hukuki güvenliğin son derece önemli olduğunun altını çizen Babacan, anayasanın, yasaların ve ikincil düzenlemelerin kolay anlaşılır olması gerektiğini söyledi. Bunlarda gri alanların olmaması gerektiğini vurgulayan Babacan, "Tüm hukuk metinlerimizin mutlaka bazı dış referanslara dayanması lazım. Yani evrensel hukuk normlarına dayanan bira anayasa, yasal düzenlemeler olmalı. Aksi halde kanun devleti olursunuz. O kanunlara çok yanlış şeyler yazarsınız ve onu uygulamaya çalışırsınız, sonuçta iyi şeyler olmaz" diye konuştu.
Tüm bunların yanında yargının hızlı ve güvenilir çalışması gerektiğine de dikkati çeken Babacan, şunları söyledi:
"Güvenilir dediğimizde, bağımsız ama aynı zamanda tarafsız çalışması gerekiyor. Türkiye'nin son yıllarda yaşadığı önemli problemlerin temeline inin, aslında orada hep yargıyla ilgili sorunların olduğunu göreceksiniz. Yargının bağımsızlığı esastır ama yargının bağımsızlık alanını kendi siyasi, ideolojik ya da mensubiyet duyduğu bir gurubun çıkarları için kullanıyorsa bazıları, o zaman o yargıda tarafsızlıktan söz edilemez. Yani bağımsızlığı kullanıp, kendi ideolojik, siyasi ya da ait olduğu zümreyle alakalı bir takım planlı programlı işler içine giriyorlarsa, bu da kesinlikle kabul edilemez. Bununla sonuna kadar mücadele etmek ve Türkiye'de, yargının kredibilitesini ve güvenilirliğini artırmak lazım. Yargıya güven olmazsa, genel anlamda ülkemizde hukuki güvenlik olmazsa o zaman Türkiye'nin ekonomide ilerlemesi de çok zor."
Babacan, Türkiye'nin bir kaç yıl içinde yüksek gelirli ülke sınıfına gireceğini belirterek, bunun için yargıyla ilgili sıkıntıların acil olarak çözülmesi gerektiğini kaydetti.