ÖNE ÇIKANLAR :
MEDYATÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 06 Ekim 2013 Pazar 07:52

Gazeteciler Konya'da buluştu

Gazeteciler Konyada buluştu

Konya yerel basını ve genç iletişimciler tecrübeli gazetecilerle bir araya geldi.


Basın İlan Kurumu, “Marka Şehirler” ana başlığı altında, ‘Medya ve İletişimde Tecrübe Paylaşım Günleri’ seri konferanslar dizisinin ilkini 5 Ekim 2013 tarihinde Konya’da gerçekleştirdi.

Konya Dedeman Otel’de gerçekleştirilen konferansa, Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay, Konya milletvekilleri İlhan Yerlikaya, Hüseyin Üzülmez ve Ayşe Türkmenoğlu, Konya Valisi Muammer Erol, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, Anadolu Gazete Sahipleri Temsilcisi, Merhaba Gazetesi Sahibi ve Basın İlan Kurulu Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Arslan, Prof. Dr. Metin Kazancı, Doç. Dr. Mustafa Şeker, Bugün Gazetesi Ankara Temsilcisi Adem Yavuz Arslan, Rota Haber Genel Yayın Yönetmeni Ünal Tanık, gazeteci Ruşen Çakır ve Show Tv Haber Dairesi Başkanı Erhan Çelik katıldı.

Medya ve iletişim dünyasının önde gelen isimlerinin katıldığı programda mesleğin önemli aktörleri tecrübelerini katılımcılarla paylaşarak iletişim dünyasına yeni adım atan gençler için farklı ufuklar çizdi.

Atalay: “Yerel basını ve genç iletişimcileri merkez medyayla buluşturuyoruz”

Konferansın açılış konuşmasını Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay yaptı. Atalay, sözlerine Konya’nın ülkemizin merkezinde bir şehir olduğunu belirterek başladı. Konya’nın geleceğe hızla yürüyen, ülkemizi taşıyan bir şehir olarak ön plana çıktığını vurgulayan Atalay, ayrıca Konya’nın basınıyla da hızla güçlendiğini ifade etti. Atalay konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Konya ve çevre illerden gelen birbirinden başarılı arkadaşlarımız, iletişim fakültesi öğrencilerimiz var. Geldikleri için onlara teşekkür ediyorum. Bugün onları merkez medyayla buluşturuyoruz. Bu güzellikleri ortaya çıkarmak Konyalı gazetecilerin işi. Bu olayları uzaydan ya da İstanbul’dan göremezsiniz. Ankara’dan Sincan dahi gözükmüyor. Bir projenin hayata geçirilmesinde basının olmazsa olmaz olduğunu düşünüyorum. Yerel basın bizim için çok önemlidir. Birebir Anadolu basını ile çalışmamız lazım ki Anadolu basınından yeni yıldızları merkez medyamıza kazandıralım.”

Konferansta söz alan Konya Milletvekili İlhan Yerlikaya da konuşmasında yeni iletişim teknolojilerine değindi. Yerlikaya şöyle konuştu:

“Ben de bir müddet gazetecilik yaptım. Benim doktora çalışmam Osmanlı basınıydı. Yeni iletişim teknolojilerinin sürekli gelişmesi ve değişmesi her alana yansıyor. Şehirlere de elbette yansıması oluyor. Ama en hızlısı da iletişim alanında oluyor. Örneğin ticaret artık sanal hale gelmeye başladı. Yönetişimde de ilerleyen yirmi-otuz yıl sonra önemli değişiklikler olacak. Medya ve iletişim, demokrasinin temel unsurlarından birisidir. Bu gelişmeler çoğulculuğu da beraberinde getirecektir. Yerel medya çoğulculuğun temel unsurlarındandır. Yerel medyanın doğru haber verme şansı daha fazladır.”

Konya Valisi Muammer Erol da, bilgi edinme hakkının bir kamu hizmeti olduğunun bilinciyle yürütülmesi gerektiği üzerinde durdu. Erol: “Kamu hizmeti bir emektir. Bu emek ve gayretin dışında, hiç kimse ekstra hiçbir semerenin peşinde olmamalıdır. Bilgi edinme hakkı kamu ve toplum menfaati ön plana çıkarılarak formatlanmalıdır.” dedi.

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek ise Kültür Sokağı projesine değindi. Akyürek: “Bir başkent daima başkenttir. Selçuklu payitahtını yeniden canlandırmaya çalışıyoruz. Şehir meydanında bir Konya Kültür Sokağı oluşturuyoruz. Konya’daki basın temsilcilerine Kültür Sokağı’nda bir yer tahsis edeceğiz.” dedi.

Anadolu Gazete Sahipleri Temsilcisi Merhaba Gazetesi Sahibi ve Basın İlan Kurulu Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Arslan da konferansta söz alanlar arasındaydı. Arslan, Anadolu’nun kültürüne mahreçlik etmiş Konya’da başlayan programın öncü olacağını temenni etti.

Prof. Dr. Metin Kazancı konuşmasına tarihi bir olayı anlatarak başladı. Fatih Sultan Mehmet’in Divan-ı Hümayun üyelerini topladığında Divan-ı Hümayun’a gelen bir kişinin padişahı tanımamasını konu alan bir tarihi bir olayla konuşmasına giriş yaptı. Fatih Sultan Mehmet’in olayın geçtiği tarihten itibaren artık Divan’a katılmadığını ve Sadrazam’ı yönlendirdiğini ifade etti. Kulisin Fatih üzerinde müthiş bir etki yaptığını ve 3. Mustafa’ya kadar 200 yıl Divan halksız olduğunu söyledi. Kazancı ayrıca kadın protestosu ile ilgili çarpıcı bir bilgi verdi. Kazancı şöyle konuştu: “Yeryüzünde ilk kadın protestosu İstanbul’da yapılmıştır. 1732 yılından 3. Osman döneminde Aksaray’dan Beyazıt’a yürüyerek ekmek fiyatlarının artışını ve çok tükettikleri ciğer fiyatlarının artmasını, sırıklara et takıp yürüyerek protesto etmişlerdir. Kadınlar ellerinde protesto beyannameleriyle yürümüşlerdir. Kağıt o zaman yoktur. 3. Osman onların isteklerini kendi adamları aracılığıyla dinlemiş ve ülke dışından buğday ithal etme yoluna gitmiştir.”

Bugün Gazetesi Ankara Temsilcisi Adem Yavuz Arslan da konuşmasında başkent gazeteciliğine değindi. Başkent gazeteciliğinin kulis gazeteciliği olduğunu söyleyen Arslan şöyle konuştu: “Gazetecilik en temel sorunu objektif ve adil olmaktır. Yani adaletli bir şekilde haber yapabiliyor musunuz ya da görsel manipülasyon yapmadan haber yapabiliyor musunuz, bunu sorgulamak lazım. Haber kaynağı ilişkileri önemlidir. Haber kaynağı-gazeteci ilişkileri önemlidir. Eğer siz gazetecilik yapıyorsanız maraton koşuyorsunuz demektir. Bu da uzun soluklu bir iştir.”

Ünal Tanık: “Medyanın liderliğini internet ele geçirecek”

Rotahaber Genel Yayın Yönetmeni Ünal Tanık ise internet haberciliğine değindi. Türkiye’de internetin başlama tarihinin aslında 2007 yılı olduğunu dile getiren Tanık, Türkiye’de sandığımızın aksine okuma oranının arttığını ama gazete tirajlarının düştüğünü, ancak gazete okuma oranının azalmadığını bu durumun satışla ilgili olduğunu belirtti. İnternet medyasının bugüne kadar emekleyerek geldiğini ve önümüzdeki dört-beş yıl içinde gazetelerle rekabet edebileceğini vurgulayan Ünal Tanık, haksız rekabete de değindi. Televizyonda haberin süre ile; gazetelerde de sayfa ile sınırlı olduğunu ifade eden Tanık, bu durumun haksız rekabeti ortaya çıkardığını ve böylelikle gazetenin ve televizyonunun internetle yarışabilme imkânının olmadığını söyledi.

Çelik: “Kanal 7’de konu mankeni gibi haberi sunuyordum, şimdi ise haberin bizatihi içindeyim”

Show Haber Genel Yayın Yönetmeni Erhan Çelik katılımcılardan büyük ilgi gördü. “Salonda kaç haberci vardır” sorusunu doğru yanıtlayan Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencisi Show Haber’de staj yapma imkânı kazandı.

Erhan Çelik: “Haberin A’sını Ufuk Güldemir’den, Z’sini Reha Muhtar’dan öğrendim”

Haberi satmayı dedesinin manav dükkânında çalışmaya başladığında öğrendiğini söyleyen Erhan Çelik, Jülide Gülizar’dan kısıtlı maddi imkânlarına rağmen diksiyon derslerini aldığını dile getirerek “Çok fazla okumak, araştırmak ve de ilgili olmak gerekiyor” dedi.

Çelik meslekle ilgili bir anısını da şöyle anlattı: “Bugün anchor olarak, nitelikli gazeteci olarak gördüğümüz birçok kişi o zaman mesleğe yeni başlamıştı. 1996’da Türkiye’ye adım adım 28 Şubat sürecine doğru gidiyordu. Aczmendilerin Kocatepe’de bir eylemi vardı. Fakat Aczmendi haberlerini bırakıp beni ‘lavabo otobüs’ haberine yönlendirdiler. İstihbarat şefim Soner Yalçın bana hazırlanmış metni vererek ‘Bunun montajını takip et’ dedi. Haberin içeriğine virgül bile koymadım. Perfore yapacak kişi hayretler içinde kaldı. Metinde “Molla kılıklı kişiler eylem öncesi asker kesildiler, eylem bitince süt dökmüş kediye döndüler” şeklinde yazılar vardı. Hakan Aygün haberi Ankara’dan geçti. İstanbul’da Reha Muhtar okudu ve “Az önce okuduğum haberi Show Haber’e yakıştıramadım. Bu haberi hazırlayan Erhan Çelik’in Show Haber’deki işine son veriyorum“ dedi. Canlı yayında işte atılan ilk ve son isim oldum.

Ruşen Çakır: “Güçlü olanın borusunda ancak ufak bir ıslık çalabilirsiniz”

Gazeteci Ruşen Çakır, İslami hareketler üzerine çalışmaya çalışan bir gazeteci olarak işsiz olduğu dönemde 1991’de ilk kez Konya’ya geldiğini ve solcu bir gazeteci olarak, sol kimliğini gizlemeyen bir gazeteci olarak Refah Partisi ile ilgilendiği için arkadaşlarının kendisiyle dalga geçtiğini anlattı. O tarihte işsiz gazeteci olarak kendisinin Refah Partisi’ni takip ettiğini bilen Hasan Cemal’in Refah Partisi iktidara gelince Cumhuriyet Gazetesi’nden kendisini aradığını ve böylece harcadığı paranın üç katını harcadığından bahsetti. Gazeteciliğe 1985 yılında Nokta dergisinde başladığını ve o dönemde Sedat Caner adında işkenceci bir polisin anlattıklarını haber yaptıklarını ve çok büyük olay olduğunu anlattı.

Gazeteciden Mehmetçik olmaz

Eski Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş’in “Biz gazetecinin Mehmetçik Gazeteci olmasını istiyoruz” dediğini ifade eden Ruşen Çakır, “Ancak gazeteciden Mehmetçik olamayacağını zaten ülkede yeterince asker olduğunu söyledi.

Konferansın finalinde, Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin vizyoner hocalarından Doç. Dr. Mustafa Şeker, ‘Medyanın Yeni Halleri’ başlıklı bir sunum yaptı. Şeker sunumunda şunları kaydetti: “30 yıl önce de ben öğrenciyken Türkiye’deki basının hep sorunları konuşulurdu. 30 yılda pek çok sektördeki pek çok sorun çözüldü ya da hafifledi. Basında ise hâlâ tiraj sorunu, istihdam sorunu, iletişim fakültelerinin sorunlarını konuşup duruyoruz.1980’lerden sonra liberalizm ve özel sektörün gelişmesiyle birlikte, özellikle 1990’larda televizyonun da bu işin içine girmesiyle birlikte çok büyük ekonomik yatırımlar yapıldı. Televizyon gruplarının hemen hepsinin sahipleri Türkiye’deki büyük sermaye gruplarıydı. Halen de aynı yapı devam ediyor. Gerçeği haberde söyleyebilmek yerine grubun ekonomik öncelikleri ön plana çıktı. Grupların çıkarları için yayın yapan gazeteler, televizyonlar ortaya çıktı. Bu yapı sadece bizim ülkemizde yaşanan bir sorun da değil. Özel sektörün büyük medya kurumları kurduğu bir ülke olarak 90’lardan sonra özellikle televizyonların özelleşmesiyle birlikte sorunlar yaşanmaya başladı.”

KAYNAK:
yazete.com
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER