24 Ocak Kararları Türkiye için dönüm noktası
24 Ocak Kararları Türkiye için dönüm noktası
24 Ocak Kararları, Türk ekonomisinin 'dönüm noktası' olarak iktisat tarihimize geçmiştir. Peki nedir 24 Ocak Kararları ve ülkemize etkileri nasıl olmuştur?

Bugün gençlerin ve orta yaş kuşağındakilerin "24 Ocak 1980 Kararları"nın Türkiye'nin tarihinde nasıl bir temel dönüşüm noktalarından biri olduğunu bilmelerini beklemek fazla iyimserlik olur. Yaşı ellilere dayanan kesimler içinse "24 Ocak Kararları"nın özel bir anlamı, önemi ve değeri vardır.

NEDİR 24 OCAK KARARLARI?

Türkiye'de 1961 Anayasası ile kurulan rejimin farkında olanlar ve o dönemi yaşayanlar iyi hatırlayacaklardır ki bu anayasa ile başlayan "planlı kalkınma dönemi"nde toplumun ihtiyaç duyduğu her türlü ürünün içeride üretilmesini ifade eden "ithal ikameci" bir ekonomipolitik takip edilmiştir. Dışarıdan ithal edilen ürünlerin yerine ikame edilecek mal ve hizmetleri üretmek temel politika olunca bu amaçla ekonominin yüksek gümrük duvarları ve tarife sistemleriyle korunması ana politika olmuştur. Bunun arka planında her ülkenin ulusal sınırlar dahilinde kendi kendisine yetmesi, birbirine ihtiyaç duymaksızın ayakta kalması anlayışı yer alıyordu.

Bu anlayışın Türkiye'yi getirdiği nokta yetmişli yılların ikinci dönemindeki ekonomik iflas ve toplumsal kaos olmuştur. Türkiye "yetmiş sente muhtaç" hale düşmüş, dışarıdan almak zorunda olduğu mal ve hizmetler için döviz bulamaz hale gelmiştir. Hep iç piyasaya yönelik bir ekonomi planlandığında dışarıya satacak bir mal ve hizmet bulunmuyor ve dış piyasalarda rekabet edebilecek bir ürün üretilemiyor.

Aslında bu sistem sadece bir ekonomik kalkınma modeli değil bir toplumsal ve siyasal anlayışın ekonomideki dışavurumudur. Ekonomide dış dünyadan izole olduğunuzda siyasette de diğer toplumsal alanlarda da kendi kendinizle baş başa kalan bir ülke oluyorsunuz. Ne ekonominiz, ne kültürünüz, ne siyasetiniz ne de diğer toplumsal faaliyet alanlarınız dış dünya ile bütünleşmiş, iç içe geçmiş ve yakın iletişim halinde bulunuyor. Her alanda "biz bize yeteriz" mantığı geçerli oluyor.

Oysaki dünyadaki gelişme uluslar arasında bu derece kopuk ve birbirinden ayrı yaşamak değil tam tersine her alanda işbirliği, iç içe geçmişlik ve bütünleşme eğiliminden yanadır. Dünya bu yöne doğru evrilirken Türkiye'nin Anadolu yarımadasında dünyadan izole halde yaşaması elbette mümkün değildi. Zaten bu politika yetmişli yılların sonunda duvara toslamış ve ciddi bir krizle karşı karşıya gelmişti.

24 Ocak Kararları, işte bu gidişten çıkışın önemli ve cesur bir adımıdır. Her ne kadar bu kararların tam adı Ekonomik İstikrar Tedbirleri ise de aslında alınan kararlar, sadece ekonomik alanda sonuçları olan, kaostan çıkılmasını sağlayan, kalkınma modelini değiştiren, yeni bir kalkınma modeliyle Türkiye'yi tanıştıran kararlar olmayıp aynı zamanda Türkiye'nin stratejik konumunu, duruşunu ve zihniyetini köklü şekilde dönüştürme yönünde etkide bulunan bir "milat" olmuştur. Artık kalkınma "ithal ikameci" bir anlayışa değil "ihracata yönelik" olacaktı. Yatırımlar sadece iç piyasa hesabıyla değil dış piyasalar da hesaba katılarak planlanacaktı. Ekonomide öncelik kamuda değil özel sektörde olacaktı. Fiyatlar piyasa şartlarında belirlenecek ekonomide tedrici bir serbestleşmeye geçilecekti.

Bu Türkiye ekonomisinin dünya ile bütünleşmesi, serbestleşmesi ve kararların dünyadaki gelişmelere göre verilmesi anlamına geliyordu. Bu durum Türkiye için yeni bir gelişmeydi. Kamu ağırlıklı ve devlet kontrollü ekonomiden piyasa merkezli ve özel sektör ağırlıklı bir ekonomik yapıya doğru evrilmenin zihinde ve diğer toplumsal alanlarda da yansıması olacaktı elbette. Ekonomideki dünya ile bütünleşme ve liberalleşmenin siyaset ayağı, uzun yıllar eksik kalmıştır. Özellikle doksanlı yıllardan sonraki Avrupa Birliği süreci bağlamında gerçekleşen gelişmeler, ekonominin yanında siyasette de Avrupa ile bütünleşme ve demokratikleşme çabaları gündeme gelmiştir. Bir bakıma Türkiye'nin son çeyrek asırdaki liberal-demokratik değerler temelinde yeniden yapılanmasının yolunu 24 Ocak Kararları açmıştır. Bu sebeple bu kararlar Türkiye için bir dönüm noktasıdır.

Turgut Özal'a yakınlığı ile bilinen Sabah Gazetesi Yazarı Hasan Celal Güzel, 24 Ocak Ekonomik Programı'nın tarihî önemini şöyle özetliyor:

1. Felsefe Değişikliği: 24 Ocak, Türkiye'de 'gerçek piyasa ekonomisi'ne geçişi ifade eder. Türk ekonomisi, 24 Ocak 1980'e kadar olan dönemde, ideolojik değilse de sistem bakımından sosyalist bir ekonominin geriliği içinde olmuştur. 24 Ocak'ta, ekonominin ana mekanizmasının 'rekabet'e dayandığı ve ana motivasyonunun 'kâr' elde etmek olduğu keşfedilmiştir. Döviz kurlarından başlanarak gerçekçi bir ekonomi politikası takip edilmiş; çifte fiyatlar ve karaborsacılık kalkmış; ithalât kotaları saçmalığına son verilmiştir.

2. Sistem Değişikliği: Türkiye, 24 Ocak'ta içine hapsedildiği fânusu kırarak devletçi ekonomik modelini değiştirmiştir. Bu tarihe kadar uygulanan 'ithâl ikamesi' sistemi kökten değiştirilerek, ekonominin kendi ayakları üzerinde durması sağlanmıştır 24 Ocak Açılımı sâyesinde Türk üreticisi ilk olarak sübvansiyonsuz ve yasaksız ekonomik şartlar içinde, dünya ekonomisine uygun üretime başlamıştır.

3. Dışarıya Açılma: İthâl ikamesi sisteminin yıkılışıyla Türk üreticisi, ürettiği mal ve hizmetlerin kalitesini arttırmış ve özellikle 'ihraç malları üretimi'ne ağırlık vermiştir. Bunun neticesinde, ilk olarak geleneksel ihraç ürünleri diye bilinen madencilik ürünleri ile fındık, fıstık, üzüm gibi çerezlerin dışına çıkılabilmiş ve çok kısa zamanda 'ihracat patlaması' yaşanarak Türkiye dünyaya açılmıştır.

Bu tarihî dönüm noktasından sonra, Türk ekonomisi sırtındaki yükleri atmış; önce Özal'la, sonra da Erdoğan'la iki 'Altın Devir' yaşamıştır. Artık, Erdoğan'ın liderliğinde '2023 Hedefi'ne ulaşabilmek Türk Milleti ve Türkiye için bir hayâl değildir.

24 OCAK KARARLARI ALINMASAYDI NE OLURDU?

24 Ocak kararları alınmasa idi Türkiye, Güney Amerika ülkesi olan Arjantin gibi olurdu. Arjantin’de olduğu gibi enflasyon %1000 ‘leri geçerdi. Her hafta fiyatlar 2 katı yükselerek hayat gittikçe pahalanırdı. Orta sınıf ortadan kaybolup; fakir tam fakir, zengin tam zengin olurdu. Geçimi zorlaşan insanlar isyan ve kavga çıkarırdı.

24 OCAK KARARLARI IMF BASKISIYLA MI ALINDI?

24 Ocak kararları IMF baskısıyla alınmamıştır. Bu kararlar alınmak zorunda kalınmıştır. Çünkü karar öncesi ülke iflas etmek üzereydi. IMF ‘in tavsiyeleri sadece o günü kurtarmak içindi. Fakat 24 Ocak kararları çok daha geniş kapsamlıydı. Bu kararlar ile Türkiye’deki kötü gidişat durdurulmuş ve çok kısa sürede ülke toparlanmıştır. 24 Ocak kararları, Türkiye’nin içler acısı durumunu gören o dönemki idareciler tarafından alınmıştır.

24 Ocak kararlarının IMF baskısıyla alınmadığının en büyük kanıtı ise bu kararların birebir benzerlerini, 3 yıl sonra Fransa hükümetinin başkanı Mitterand’ın uygulamasıdır.

24 OCAK KARARLARI YATIRIMLARI DURDURDU MU? 

24 Ocak kararları yatırımları durdurmayıp, aksine hareketlendirmiştir. Bu kararlar ile devlet kaynakları israfı durdurulduğu için yatırımlar hızlanmıştır. Bunun en güzel kanıtı, bir ülkede yatırım olup olmadığının en güzel göstergesi olan, yatırım malları ithalatıdır. Karar öncesi 1,5 milyar dolar olan yatırım malları ithalatı, 1980 yılında 1 milyar 800 milyon, 1981 yılında 2 milyar 200 milyon ve 1982 yılında 2 milyar 400 milyon ile her yıl artış göstermiştir.

24 OCAK KARARLARI'NIN ANA HATLARI ŞU ŞEKİLDEDİR:

- %32,7 oranında devalüasyon yapılarak günlük kur ilanı uygulamasına gidilmiş,
- Devletin ekonomideki payını küçülten önlemler alınmış,
- KİT'lerdeki uygulamaya paralel olarak tarım ürünleri destekleme alımları sınırlandırılmış,
- Gübre, enerji ve ulaştırma dışında sübvansiyonlar kaldırılmış,
- Dış ticaret serbestleştirilmiş, yabancı sermaye yatırımları teşvik edilmiş, kar transferlerine kolaylık sağlanmış,
- Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri desteklenmiştir.
- İthalat kademeli olarak libere edilmiş, ihracat; vergi iadesi, düşük faizli kredi, imalatçı ihracatçılara ithal girdide gümrük muafiyeti, sektörlere göre farklılaşan teşvik sistemi ile teşvik edilmiştir.


yazete.com
Haber Tarihi: 25 Ocak 2013 Cuma 04:20Haber Adresi: http://www.yazete.com/ekonomi/24-ocak-kararlari-turkiye-icin-donum-noktasi-546849.html