Uluslararası Rabia Platformu Koordinatörü Cihangir İşbilir, "Anadolu Ajansı'nın yayımladığı Suriye'deki tutuklu muhaliflere yönelik sistematik işkence görüntüleri, Suriye'de insanlığın katledildiğinin ve uluslararası sistemin iflasının tescili ve resmidir" açıklamasını yaptı.
İşbilir, yazılı açıklamasında, insanlığa karşı işlenen suçların cezasız kalmaması için oluşturulan Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni ve çatışmaların çözülmesi ve barışın tesisi için kurulan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni çalışmaz hale getiren küresel güçlerin bu katliamın ortakları olduğunu ifade etti.
21. yüzyılda böyle barbarca bir insanlık suçunun işlenmesi ve buna gerek uluslararası örgütlerin gerekse gelişmiş ülkelerin sessiz ve tepkisiz kalmasının daha büyük bir vahşet olduğunu vurgulayan İşbilir, şöyle devam etti:
"İslam dünyasının etkisizliği ve bazı İslam ülkelerinin fiilen Esed rejimini desteklemesi ise tam bir fecaattir. İslam dünyası dünyaya kapsamlı bir barış mesajı verecekse önce bu lekeleri temizlemelidir. Suriye'deki işkenceci ve zalim Esed rejimine karşı durmak insanlık borcudur. Bugüne kadar her türlü silahı kullanarak 200 binden fazla insanını katleden, ülkesini yerle bir eden bir rejimin ve liderinin işkence fotoğraflarıyla bir kez daha tescillenen vahşiliğine göz yuman, sessiz kalan, tepki göstermeyen her ülke ve kurum, insanlık vicdanında ebediyen mahkum edilecektir. Uuslararası Rabia Platformu olarak, vicdan sahibi her kurumu ve siyasi lideri Suriye'deki vahşete karşı erdemli bir tavır sergilemeye davet ediyoruz."
"AA, görevini hakkıyla yerine getirdi"
İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım da AA muhabirine yaptığı açıklamada, Anadolu Ajansı'nın Suriye'deki katliamlarla ilgili gerçekten dünyayı uyarıcı haberler yaptığını ve görevini hakkıyla yerine getirdiğini söyledi.
Suriye'de insanlık suçunu belgeleyen yeni fotoğrafların yayımlanması konusunda da Yıldırım, şunları kaydetti:
"Bu, aslında görünenin çok azı. Bundan çok daha fazlası var kadınlarla, çocuklarla ilgili ama dünya duyarsız. Umarım bu görüntüler dünyanın harekete geçmesine vesile olur, vicdan sahipleri, kurumlar, topluluklar ve devletler, Esed rejimine karşı Suriye muhaliflerini ve Türkiye'yi yalnız bırakmazlar. Ancak gördüğümüz kadarıyla vicdanlar suskun, ağızları bıçak açmıyor. Bundan sonra da dünyanın çok konuşacağına inanmıyorum. Ancak Suriye halkı ve Türkiye bu konuda bir imtihan verecek. Uzun vadede kazanacağımıza inanıyorum Türkiye olarak, Suriye muhalifleri olarak. Ama dünyanın bu konuda ses çıkaracağını düşünmüyorum, çünkü herkesin oynadığı bir denge politikası var ve buradaki çocuklar ve kadınların da bu denge politikasında bir önemi yok."