ÖNE ÇIKANLAR :
GÜNDEMTÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 27 Mart 2017 Pazartesi 21:31

"Türkiye çok ciddi bir sıçramanın içinde"

"Türkiye çok ciddi bir sıçramanın içinde"

Cumhurbaşkanı Erdoğan : "Her şeyden önce Sayın Kılıçdaroğlu bu maddeleri okumamış. Bir defa 18 maddeden haberi yok. Cumhurbaşkanı, 5+5 iki dönem seçilir. Bir defa Cumhurbaşkanının meclisi fesh yetkisi yok. Dürüst ol, yalan söyleme. Dinleyenler de zannediyorlar ki hakikaten Cumhurbaşkanının fesh yetkisi var. Böyle bir yetki yok"


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 3. dönem iddiasına ilişkin, "Her şeyden önce Sayın Kılıçdaroğlu bu maddeleri okumamış. Bir defa 18 maddeden haberi yok. Cumhurbaşkanı, 5+5 iki dönem seçilir. Bir defa Cumhurbaşkanının meclisi fesh yetkisi yok. Dürüst ol, yalan söyleme. Dinleyenler de zannediyorlar ki hakikaten Cumhurbaşkanının fesh yetkisi var. Böyle bir yetki yok." dedi.

Erdoğan, Show TV-Habertürk TV-Bloomberg HT ortak canlı yayınında Veyis Ateş'in sorularını cevapladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 27 Mart 1994'te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak göreve başladığını hatırlatan Ateş, Erdoğan'a son 23 seneye ilişkin görüşünü sordu.

Erdoğan, 27 Mart 1994'ü hatırlatması sebebiyle Ateş'e teşekkür ederek, İstanbul gibi güzel ve muhteşem bir şehre 1994'ün 27 Mart'ında belediye başkanı olarak göreve başlamanın, ayrı bir mutluluk vesilesi olduğunu söyledi.

Göreve geldiğinde, İstanbul'un çok zor şartlar yaşamış bir şehir olduğunu ifade eden Erdoğan, CHP'den İstanbul'u devraldıklarını ve belediyenin 2,5 milyar dolar borcu bulunduğunu anlattı.

Sadece finans sorunu değil, ayrıca İstanbul'un susuz olduğunu, çöp dağlarının, hava kirliliğinin bulunduğunu aktaran Erdoğan, "Bütün bunlar nasıl aşılacak? Bizler sür'atle yoğun bir çalışmayla, bir taraftan belediyenin finans yönetimini öncelikle ele aldık. Finans yönetiminin yanında, insan yönetimini ele aldık ve tabii insan yönetimiyle finans yönetimi başarılı şekilde ele alınınca sür'atle mesafe almaya başladık." dedi.

Belediye başkan adaylığı süresince iyi bir teşkilat şeması üzerinde çalışmalarını yaptığını, adeta ekibini hazırladığını anlatan Erdoğan, adımını attığı andan itibaren de İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde 100 günlük programı açıkladığını ve uygulamaya koyduğunu söyledi.

Bu programla beraber netice almaya başladıklarını dile getiren Erdoğan, gerek temizlikte, gerek hava kirliliğinde netice aldıklarını belirtti.

Bu dönemde henüz doğalgazın İstanbul'un genelinde yaygın olmadığını, yaklaşık 50 bin hanede kullanıldığını ifade eden Erdoğan, o günleri şöyle anlattı:

"Bizler sür'atle hava kirliliğini çözebilmek için doğalgazı yaygınlaştırmamız gerekir dedik. Ana isale hatlarını yaygınlaştırmak için adımlarımızı attık. Fakat vatandaş doğalgaza girmekten çekiniyordu. Maliyetinin yüksek olduğunu düşünüyordu. Biz de kendilerine diyorduk ki hayır, bunun maliyeti yüksek değil. Bir defa siz bir çok şeyden kazanacaksınız. Evinizin içindeki temizlik, evinizin içinde her yere onun yaygınlaşması, bir defa birçok şeyi size iade edecek. Vatandaş bunu yaşadıkça, anlamaya başladı. Bizler de bu adımı attık ve hava kirliliği, öbür taraftan çöp dağlarını yok etmeye başladık. Ama tabii çöp dağlarını yok ederken de şehir içinde belli istasyonlar kurmak suretiyle o istasyonlarda çöpü topluyor, ondan sonra da şehir dışındaki çöpleri yok etme merkezlerine götürüyorduk.

Bu arada tabii en önemli şey, su yok. Artık bir sektör oluştu. Nasıl benzin istasyonları varsa, su satış istasyonları vardı. Vatandaş, oralardan suyu satın alıyor, evlerindeki küvetlere dolduruyordu. Plastik bidonlar ciddi manada yaygınlaşmıştı. Çünkü evde su akmıyor. Bir de ne oluştu, şimdi nasıl pet şişelerde su içiyorsak, pet şişelerin icadı da öyle başladı. Bunları o dönemde yaşadık. Biz yoğun bir şekilde Istranca Dağları'ndan İstanbul'a suyu getirdik. Orman ve Su İşleri Bakanımız Veysel Eroğlu Beyi o zaman İSKİ'nin başına getirmiştik. Onun da üstün gayretleriyle İSKİ'de bir teşkilatlanma oldu. Çünkü İSKİ yolsuzluklarla anılmış bir kurumdu. O yolsuzluklar sebebiyle o zamanki genel müdür, önceki genel müdür o da içerideydi. Ciddi bir gayretle dağları delerek, İstanbul'a suyu getirdik. Mümkün değil diyorlardı. Olmaz diyorlardı ama aşık olduğun zaman oluyor."

O dönemde CHP'nin Yalova'dan Kuruçeşme'ye deniz tankerleriyle su getirme projesinin olduğunu anlatan Erdoğan, "Senin o deniz tankerinin getirdiği su, sadece Beşiktaş ilçesine ancak yetişir." dedi.

Tohumlama yaparak yağmur bulutlarından su almanın da o yıllarda gündeme getirildiğini ama bunların hiç birinin netice vermediğini ifade eden Erdoğan, "Ama biz netice aldık. Bir müddet daha geçince İstanbul su ile kendine gelmeye başladı. İstanbul'un asli zenginlikleri meydana çıkmaya başladı. Çünkü İstanbul'un, bir var olan zenginliği var. Ama bu zenginliğin farkında olmayan CHP zihniyeti bunu götüremedi. Şu anda olduğu gibi. Şimdi durmadan kuru sıkı atıyorlar. Bir defa konuyu hazmedeceksin. Aynen bir insanın tedavisi gibi önce teşhis, sonra tedavi." diye konuştu.

-"Sayın Kılıçdaroğlu bu maddeleri okumamış"

Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 3. dönem ve OHAL iddialarına ilişkin, şu değerlendirmede bulundu:

"Her şeyden önce Sayın Kılıçdaroğlu bu maddeleri okumamış. Bir defa 18 maddeden haberi yok. Cumhurbaşkanı, 5+5 iki dönem seçilir. İkinci dönemde Cumhurbaşkanı, meclisi fesh eder dedi dikkat ederseniz. Bir defa Cumhurbaşkanının meclisi fesh yetkisi yok. Dürüst ol, yalan söyleme. Dinleyenler de zannediyorlar ki hakikaten Cumhurbaşkanının fesh yetkisi var. Böyle bir yetki yok. Fesh edecek, fesh ettikten sonra da meclis tekrar üçüncü defa için bir seçim kararı alacak. Bu seçimle beraber de meclise bu seçime götürmesiyle, kendisi için yeniden üçüncü kez seçilme yolunu açacak. Üçüncü kez seçilme yolu, onun tekrar burada Cumhurbaşkanlığına gelmesine yönelik bir yol değildir. Böyle bir şeyi niye söylüyorsun?

Şunu bir defa düzeltmemiz lazım. Cumhurbaşkanının meclisi fesh yetkisi yoktur. Meclisin erken seçim yapma yetkisi var mıdır? Böyle bir karar alabilir mi? Meclisin böyle bir karar alma yetkisi var. Ama bunu meclis alır, Cumhurbaşkanının talebiyle değil. Bunu alması için de oranlar var. Bu oranları da meclisin yakalaması lazım. Meclis o oranı yakalayamadığı taktirde, böyle bir yetkisi de yok."

Erdoğan, OHAL ile ilgili de şunları söyledi:

"Cumhurbaşkanı, OHAL kararı için adım atar ama bu adımı attığı zaman nereye götürecek bunu? Bu da meclise gider. Meclis bu OHAL kararını ne yapar? Onar veya onaylamaz. Onadığı takdirde, OHAL devreye girer. Cumhurbaşkanı onaylamazsa, OHAL zaten devreye girmez. 'Ben bunu uygulamaya koydum' diyemez.

Kararnameyi, kanunların üzerine çıkarıyor. Bu tür açıklamaları var. Bir defa Cumhurbaşkanı kararnamelerinin, ne anayasa ne yasa, bunların hiçbirinin üzerinde hükmü yoktur. Kaldı ki hakkında anayasal veya yasal bir madde varsa, kararname çıkaramaz Cumhurbaşkanı. Velev ki Cumhurbaşkanı bir kararname çıkardı. Cumhurbaşkanı olmayan bir konuda kararname çıkardıysa, parlamento bu kararnameyi de gerekirse münfesih hale getirir çıkaracağı bir yasayla. Güçlü, denetim mekanizması ağır olan bir parlamento var ama bundan, bu zatın hiç haberi yok. Böyle bir şey yok aldatıyor. "

KAYNAK:
AA
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER