ÖNE ÇIKANLAR :
GÜNDEMTÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 29 Nisan 2013 Pazartesi 16:18

Tekin: "Alparslan Arslan ile irtibatım olmadı"


Ergenekon davasının tutuklu sanığı emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesine el bombası atılması olayları ile kendisinin ilişkilendirilmeye çalışıldığını öne sürerek, Danıştay saldırısı faile Alparslan Arslan ile bir irtibatı olmadığını iddia etti.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasında Darbeye teşebbüs ve Danıştay saldırısını azmettirmek suçlarından 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 80 yıla kadar hapis cezası istenen emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, savunmasına tamamladı.

Danıştay saldırısının asli faillerin gizlendiğini belirten Tekin, "Danıştay saldırısını masum insanların yıkmak adına bu toprakların daha önce hiç görmediği, şahit olmadığı adaletsizlikler ve vicdansızlıklar fütursuzca uygulanmaktadır." diye konuştu.

Mütalaada kendisine yöneltilen suçlamaların dayanaksız olduğunu öne süren Tekin, "Savcı Mehmet Ali Pekgüzel sahip olduğu benzersiz donanım ve niteliklerinin sadece dört tanesini kullanarak bu davaları pek güzelce çözmüştür. Birinci titri savcı. Başbakanın, mesleğini elinden almasından (Başbakan'ın, bu davanın savcısı olduğunu söylemesinden) sonra diğer savcı Nihat Taşkın ile birlikte Avukat. Lehe olan delilleri yok etmesi ve Osman Yıldırım’ın lehine delil yaratması ile İllüzyonist. Son olarak da insanların beyinlerini okuması, müthiş öngörüsü ve meşhur kanaatleri ile geleceği gören bir Medyum." ifadesini kullandı.

Tekin’in bu sözleri sırasında Savcı Pekgüzel, Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese'den konuşmak için ısrarla söz istedi. Başkan Özese'nin, savunma yapıldığını hatırlatmasının ardından Pekgüzel, söz verilmemesine rağmen "Savunma kesilmez ama sanığın savunma sınırlarını aşan sözlerini uyarmanızı talep ediyorum." dedi.

Mütalaada, Osman Yıldırım’a Danıştay saldırısı eyleminden vazgeçtiği iddiasıyla ceza istenmediğine dikkat çeken Tekin, "Osman Yıldırım, kesinlikle bu eylemin yapılmasını engellemek düşüncesinde değildir ve olmamıştır. Yıldırım, Alparslan Arslan'ı yüreklendirmekte fakat sonucun vehametini bildiği içinde geri planda kalıp kaçış hesapları yapmaktadır." şeklinde konuştu.

Sanık Tekin, “Alparslan Arslan ile de menfur Danıştay saldırısından geriye dönük 1-1.5 yıl hiç görüşmediğimi yıllarca haykırdım." şeklinde savunma yaptı.

Başkan Özese, sanık Tekin'in kendisi ile avukatına verilen 2 saatlik süreyi tek başına kullanmasının ardından avukatı Selin Deviren Tahtabiçen'e fazladan 5 dakikalık konuişma süresi verdi. Danıştay davasının Yargıtay tarafından esastan bozulmadığını belirten Avukat Tahtabiçen de "Esas hakkında hüküm tahsi edemezsiniz. Yasayı çiğniyorsunuz. Danıştay saldırısı ile ilgili Osman Yıldırım'ın cezasını ortadan kaldıramaz ve onun beraatine karar veremezsiniz." diye konuştu.

Alparslan Arslan'ın tarikat bağlantısını ispatladıklarını ileri süren ve Danıştay saldırısının türban hassasiyeti nedeniyle işlendiğini savunan Tahtabiçen, Alparslan Arslan ile Muzaffer Tekin arasında bir bağlantı yoktur." iddiasında bulundu.

Daha sonra da Siyasi, Ekonomik ve Strateji Araştırma Merkezi (SESAR) başkanı olan tutuklu sanık İsmail Yıldız, savunmasını yaptı. Hakkında ileri sürülen suçlamaları kabul etmediğini belirten Yıldız, "Terör örgütü üyesi olmakla suçlanıyorum. Ben terörist değilim." dedi.

Bazı siyasetçilerle görüştüğünü belirten Yıldız, bugürüşmelerde siyasi içerikli sohbetler olduğunu, ancak darbe konuşmadıklarını iddia etti. Hiçbir muvazzaf asker ile AK Parti'den ayrılacaklar ile ilgili görüşmediğini ve böyle bir liste vermediğini belirten Yıldız, "Levent Ersöz ile yaptığım görüşmeler, maksadını aşmıştır. Zaten benden istediklerini vermediğim için de aramız açılmıştır. Darbe yapacak olan bunu kamuoyuna sorar mı? Büyükanıt kamuoyuna sorarak mı muhtıra verdi. Bu şekilde darbe yapılacağı iddiaları asılsızdır." ifadesini kullandı.

Yıldız, yargılandığı dönemde bir süre peçete ve kağıt mendillere cep telefonu şeklini vererek duruşmalarda bu yapma telefonla saatlerce konuşmasıyla dikkatleri üzerine çekmişti. Bu yapma telefonla kendi kendine yaptığı konuşmaları sırasında da uzun uzun notlar alıyordu. Bu süreçte diğer tutuklu sanıklar, Yıldız'ın 30 kilo civarında zayıfladığını, psikolojisinin yerinde olmadığını ve ölmesinden korktuklarını belirterek hastaneye sevk edilmesini istemişlerdi. Bu süreçte Yıldız, Naziler tarafından 1. Dünya savaşı zamanında kurulan ve dünyanın en önemli gizli örgütleri arasında bulunan 'Thule' örgütü ile ilgili ilginç saptamalarda bulunmuş, kendisinin de dünyanın bu en önemli örgütünün başkanı olduğunu dile getirmişti.

Duruşma, Yıldız'ın savunması ile devam ediyor. 

KAYNAK:
CİHAN
ETİKETLER:
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER