Oda TV davası sanıklarından Soner Yalçın, "Örgütleneceğiz. Başka hiç bir kurtuluşumuz yok. Tek tek yakalıyorlar ve eziyorlar. Bakın yarın, o Silivri' de büyük bir güç olursa, samimiyetimle söylüyorum, gidin arkadaşlar. Bu sizin güvenliğiniz içindir. Sadece siz gitmeyin. Birilerini de alın." dedi.
Yalçın, Ereğli'de katıldığı söyleşide Ergenekon ve Balyoz davalarını eleştirdi. Yalçın, "Bir kere toplumsal güçleri böleceksin. İkincisi korkuyu hakim kılacağız. Korkacak. Bak gelmeyecekler, burada boş koltuklar var. Olur mu yani gelse burada birisi görse Ergenekon, bilmem ne, tehlikeli işler bunlar. Sonuçta bizim floşe, ihtiyarlar Kenan Evren'ler, Tahsin Şahinkaya'lar, ne yaptığını, adı darbe olmayan sivil darbe ile toplumun önder, aydın, sağ duyuya sahip insanlarını cezaevine attılar. Ama, burada Türkiye açısından özel bir durum daha vardı. O özel durum da Balyoz. Bu yeni dünya düzenin de Türk Silahlı Kuvvetlerini yeni bir konsept benimsetmek gerekiyor. Ne olacak bu konsept, daha küçük, daha gayri nizami harp yapan, yani Suriye' ye girdiği zaman bir cephe savaşı değil, şehirler arası bir gerilla savaşı yapar gibi halktan koparılmış, tamamen para endeksli, çünkü tüm değerleri yok edilmiş bir ordu. Bu ordunun değişmesi lazım. Hem de hızlı değişmesi lazım. Kim onlara göre eski kafadaysa, onların yok edilmesi gerek. Yepyeni bir ordu. Al sana balyoz. 'Efendim, ben suçsuzum, ben ona imza atmadım, internet bilmem neyim benden önce kapandı' Ne diyorsun paşam. Ne diyorsunuz hala siz. Oturup ben şimdi size 'Oda TV şöyleydi, böyleydi, ben şöyle gazeteciyim, ben böyle haber yaptım' diye anlatamam." diye konuştu.
ÖRGÜTLENMEDEN BAŞKA ÇAREMİZ YOK
"Örgütleneceğiz. Başka hiç bir kurtuluşumuz yok. Tek tek yakalıyorlar ve eziyorlar. Bakın yarın, o Silivri' de büyük bir güç olursa, samimiyetimle söylüyorum, gidin arkadaşlar. Bu sizin güvenliğiniz içindir. Çoluğunuzun çocuğunuzun torununuzun güvenliği için gidin. Samimiyetimle söylüyorum. Bana dokunmaz derseniz büyük hata yaparsınız. Ülke yangın yerine dönüşürken, bana kıvılcım bulaşmaz demek ahmaklıktır. Evinize girmesini engellemenin tek yolu örgüttür. Hangi partiye inanıyorsanız gidin, dönüştürün. Sadece siz gitmeyin. Birilerini de alın. 'Biz evde toplanıyoruz, konuşuyoruz' ya geç. Evde toplanıp konuşmanın anlamı yok. Özellikle başkalarıyla konuşun.
"MESELE İKİ MAKARNA MESELESİ DEĞİL"
Mesele iki makarna meselesi değil. Yarım ton kömür meselesi değil. Senin o çocuğunu alır, Lübnan'da şehit ederler. Şehit olur. Senin o dayın Ankara' da, teyzen İzmir' de, bomba patlar ölürsün. Türkiye bir terör ülkesine doğru gidiyor. Ülkemizi sömürtmeyeceğiz. Halkımızın ölmesine göz yummayacağız. Yoksulluğa son vereceğiz. Bu gelir adaletsizliğini ortadan kaldıracağız. Çok fazla bir şey istemiyoruz. O kadar çok kafa karıştıracak ne var bunda bilmiyorum yani"
"KÜLTÜREL MESELELERİ KONUŞARAK KÜRT MESELESİNİ ÇÖZEMEZSİN"
"Kürt meselesini çözecekmiş. Nereye Kürt meselesini çözüyorsun kardeşim sen? Kültürel meseleleri konuşarak Kürt meselesini çözemezsin. Temelin de iktisat vardır. Ahmet Türk'ün 3 bin marabasını özgürleştirebiliyor musun sen? Şeyhleri, şıhları tekrar ön plana çıkararak, öyle bir özgürleştirme olur mu? Köleleştiriyorsun sen onları" dedi.
Söyleşinin ardından Gazeteci Yazar Soner Yalçın, kitaplarını imzaladı. Düzenlenen söyleşiye CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, CHP'nin tutuklu Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal'ın kardeşi Osman Haberal, Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, Belediye Başkan yardımcıları, Cumhuriyet Halk Partisi Zonguldak İl Başkanı Halil Furat, İlçe Başkanı Hayrettin Kartal, bazı sivil toplum kuruluşu başkan ve yöneticileri ile çok sayıda vatandaş katıldı.
