ÖNE ÇIKANLAR :
GÜNDEMTÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 29 Mayıs 2017 Pazartesi 17:20

"Önceden verilen sorularla sınavdakiler aynıydı"

"Önceden verilen sorularla sınavdakiler aynıydı"

Polis Akademisinin 2012'deki giriş sınavı sorularının FETÖ üyelerine verilmesine ilişkin 80 kişinin yargılandığı davada, "etkin pişmanlık" hükümlerinden yararlanmak isteyen tutuksuz sanıklar, soruların "cemaat abileri" tarafından sınavdan önce kendilerine nasıl verildiğini anlattı.


Fetullahçı Terör Örgütü'nce (FETÖ) 2012 Polis Akademisi Giriş Sınavı sorularının sınav öncesi elde edilerek aynı yapılanmaya mensup kişilere verildiği iddiasıyla ilgili 80 kişinin yargılandığı dava, sanık savunmalarıyla devam etti.

Duruşmada, "etkin pişmanlık" hükümlerinden yararlanmak isteyen tutuksuz sanıklar, sınav sorularını önceden nasıl aldıklarını anlattı.

Tutuksuz sanık İ.A, ortaokuldayken arkadaşlarının aracılığıyla cemaat evlerine gitmeye başladığını, liseye geldiğinde ise bu yapıya ait dershaneye devam ettiğini kaydetti.

Rehber öğretmeni Seydi Şahin'in kendisine Polis Akademisine girmesi halinde iyi koşullara sahip olacağını söyleyerek, sınava girmesi için telkinlerde bulunduğunu aktaran İ.A, bunun üzerine sınava hazırlanmaya başladığını ifade etti.

Akademi sınavından önce gittiği cemaat evinde "Murat" kod adlı Abdurrahman Kum'un, Ankara'dan gelen bir "abi"nin kendisiyle görüşeceğini söyleyerek abdest almasını istediğini bildiren İ.A, ismini bilmediği bu şahsın, yazılı bir yemin metin vererek Kur'an-ı Kerim üzerine el basıp okumasını istediğini anlattı.

Bu seremoninin ardından söz konusu şahsın kendisine sınav sorularını verdiğini dile getiren İ.A, şöyle devam etti:

"Daha önce görmediğim bu şahıs, çantasından kitapçıkları çıkarıp uzattı. Kitapçıklar ders alanlarına göre ayrılmıştı. Cevapları da üzerindeydi. Bu sorular ile sınavda çıkanlar gayet aynıydı, kesin eminim. Hatta sınavda çözdüğüm sorudan sonra gelecek soruyu tahmin edebiliyordum. Muntazam hazırlanmış bir kitapçıktı. Abdurrahman Kum'a, 'Bu şekilde kul hakkına girmiyor muyuz?' diye sordum. O da 'Alkolik berduşlar gireceğine sizin gibi inançlı insanlar girsin oralara.' cevabını verdi."

Sınavda yedinci olduğunu, intibak sürecinde "Hepatit B" olduğunun anlaşılması üzerine akademinden ayrıldığını ifade eden İ.A, ilerleyen zamanlarda yaşadıkları karşısında rahatsızlık duymaya başladığını dile getirdi.

"Yaşadıklarımın vicdani ağırlığına dayamadım." diyen İ.A, sınav sorularının önceden verilmesi başta olmak üzere örgütte bulunduğu sırada yaşadıklarını babasına aktardığını kaydetti. Babasının aracılığıyla başından geçenleri ulusal bir gazeteye anlattığını söyleyen İ.A, "Gazetede yayınlanan haber üzerine KOM Daire Başkanlığından bir yetkili beni aradı. İlk önce kimin polisi olduğu konusunda tereddüt yaşadım. Onlarla görüştük, devletin polisi olduğuna ikna olduktan sonra Ankara'ya gelerek ifade verdim." diye konuştu.

Akademinin fiziki mülakatına girmeden önce Abdurrahman Kum'un, bazı durumlar hakkında kendisine öneride bulunduğunu belirten İ.A, "Kum, karnımdaki ameliyat izinin sorun olabileceğini söyleyerek bana fondöten vererek, izi bununla kapatmamı istedi. Derin bir izdi, fondöten kapatamadı. Zaten mülakatta da sorun olmadı." diyerek savunmasını tamamladı.

Tutuksuz sanık İ.A, duruşma salonundaki sanıklar arasında bulunan "Murat" kod adlı Abdurrahman Kum'u da teşhis etti.

- "Soruların yarısı çıktı"

Sanık M.F.G. de kendisine önceden gösterilen soruların bir kısmının sınavda çıktığını ifade ederek, "Önceden verilen kitapçıktaki soruların yarısı sınavda çıktı. Daha önce görmediğim sorular da vardı." dedi.

Akademiyi kazandıktan sonra "Akif" isimli cemaat abisinin "tedbir" adı altında yapması gerekenler konusunda kendisini uyardığını anlatan sanık M.F.G, "Görüştüğümüzde bana, 'Türkiye'de yarın ne olacağı belli olmaz, kendini belli etme, açıkta namaz kılma' dedi. Akif, Ankara'ya gelerek bizi Serhat isimli abi ile tanıştırdı. İki haftada bir cemaat evine gidiyorduk." diye konuştu.

Söz konusu şahsın kendisiyle irtibata geçmesi için FETÖ'nün kriptolu haberleşme programı ByLock'u kullanmasını istediğini belirten M.F.G, "Bu program üzerinden ararsam HTS kayıtlarının çıkmayacağını, daha rahat görüşebileceğimizi söyledi. Bu yüzden yükledim ama hiç kullanmadım." iddiasında bulundu.

- "Soruların 60'ı ya da 70'i aynıydı"

Sanık O.K. ise üniversite sınavına hazırlık döneminde cemaatin dershanesine gittiğini, kaldığı yurdun kapanması nedeniyle daha iyi ders çalışabileceği bir ortam için cemaatin evinde kalmaya başladığını ifade etti.

"Levent" isimli cemaat abisinin Polis Akademisi giriş sınavına başvurması için kendisine telkinlerde bulunduğunu anlatan O.K, kaldığı evdeki bir başka cemaat abisi "Ferhat"ın da tercih formuna askeri okulları işaretlemesi için kendisine baskı yaptığını savundu.

Söz konusu şahsın şifresini elde ederek kendisinden habersiz bir şekilde tercih formunda askeri okulları da işaretlediğini belirten O.K, "Bunun üzerine onlarla kavga ettim. Dershanede tanıştığım, sevdiğim bir hoca vardı. Onun isteğiyle akademi sınavına başvuru yaptım. Bu sırada Levent, Üsküdar'da 'Serdar' isimli bir şahısla beni tanıştırdı. Sınavdan önceki gün, ilk kez gördüğüm biri, Serdar ve ben bir araya geldik. Tanımadığım o şahıs, çantasından sorular çıkardı, her zamanki deneme soruları gibiydi. Göz gezdirmemi istedi. Bu soruların 60'ı ya da 70'i sınavdakilerle aynıydı." ifadelerini kullandı.

Sonrasında büyük bir pişmanlık yaşadığını dile getiren O.K, "O gün yaşananları kimseye söylemeyeceğime dair yemin ettirdiler. Tedirgin oldum, o zaman 18 yaşındaydım. O ana kadar hiçbir yanlışlarını görmemiştim. Akademiye kayıttan sonra 'Seninle bağımızı koparmayalım.' dediler. Namazı gözle kılmamı istediler. O şekilde de normal şekilde de namazı kılmadım. Onların yüzünden namazdan soğudum." dedi.

- "Pişmanım..."

Sanık O.Ö, lisede arkadaşlarının tavsiyesiyle ders çalışmak amacıyla cemaat evine gittiğini söyledi. Bu evlerde kendisine 'Polis olmak istiyor musun?' diye sorduklarını aktaran O.Ö, şunları kaydetti:

"Hayalimde polis olmak vardı. Ailemin de maddi durumu iyi olmadığı için onların da (cemaat abileri) yönlendirmesiyle polisliğe girmeyi düşündüm. Ankara'ya 'Emre' isimli abinin aracılığıyla geldim. Burada tanımadığım bir şahıs, daha önce akademi sorularını çözüp çözmediğimi sordu. 'Hayır' deyince 'Bunlar daha önce çıkmış sorular' diyerek kağıtları verdi. Sorulara yarım saat kadar baktım. Bizden soruları aldı. Ertesi gün sınava girdim. Sınava girdim, kazandım. Bu örgütle yaşamımın bir döneminin kesişmesinden dolayı pişmanım."

Sanıklar Yasin Tolga Fındık, Said İsmail Türkoğlu ve Samet Özkürkçü de savunmalarını yaptı.

Duruşma yarın sanık savunmalarıyla devam edecek.

KAYNAK:
AA
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER