ÖNE ÇIKANLAR :
GÜNDEMTÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 28 Ağustos 2013 Çarşamba 15:52

"Okullar arasındaki kalite farkı mümkün olduğunca az olmalı"

"Okullar arasındaki kalite farkı mümkün olduğunca az olmalı"


Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) tarafından Bahçeşehir Üniversitesi'nde Ortaöğretime Geçiş Sistemi ve Ortaöğretimin Yeniden Yapılanması Çalıştayı düzenlendi. TÖDER Genel Başkanı Enver Yücel, Dünyanın her yerinde lise ve üniversite geçişlerinde sınav olduğunu belirterek, "Sınavsız bir sistem olması mümkün değil ama gönül ister ki okullarımız arasında kalite farklılığı mümkün olduğu kadar az olsun. Okullarımız aynı noktaya gelsin. O zaman da okul dışı ilave derslerin alınması zarureti ortadan kalksın.” dedi.

TÖDER tarafından Bahçeşehir Üniversitesi'nde düzenlenen Ortaöğretime Geçiş Sistemi ve Ortaöğretimin Yeniden Yapılanması Çalıştayı’na TÖDER Genel Başkanı Enver Yücel, Mersin Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ata Tezbaşaran, İngiltere Eğitim Bakanlığı Eski Müdürü Robert Back, İngiltere Eğitim Bakanlığı Devlet Okullarının Akademik Okullara Dönüşüm Sorumlusu Vanessa Miner, Okul Müdürü Annebal Key ve çok sayıda davetli katıldı.

Türkiye’de son 10 yıl içerisinde 5 kez değişen yeni sınav sistemi hakkında değerlendirmelerde bulunan Yücel, “Seviye belirleme sınavları kalkacak. Onların yerine 6., 7., 8. sınıflarda öğretmenlerin yapmış olduğu açık uçlu sınavların merkezi sınavlara dönüştürerek her dersten yapılacağı için 36 sınav şeklinde yansıdı. Bu sınavların yapılabilmesi ya tek günde olacak ya da 3 günde 6 günde yapılacak. Kaç günde yapılacağı belli değil. Hafta içi mi hafta sonumu yapılacak henüz belli değil. Bildiğimiz kadarıyla kendi okullarında yapılacak ve sadece sınav gözetmenleri değişecek. Sınav gözetmenleri değiştiği zaman il bazında mı değişecek yoksa mahalle bazında mı değişecek? Acaba burada sınavın güvenilirliği ile ilgili bir sorun oluşabilir mi? Acaba daha mı fazla öğrenciyi sınava ve teste alıştırıyoruz. Hem uzmanların hem bizim kaygılarımız var.” ifadelerini kullandı.

Eğitimin kendi içerisinde bir tutarlılığı ve doğruluğu olduğunu, bundan şaşmamak gerektiğini belirten Yücel, “Dünya mantığında yapılan bütün uygulamalar ortada. Kimse dünyada liselere girişte hiç sınav olmuyor diyemez. Üniversiteya girişte sınav olmuyor diyemez. Dünyanın her yerinde var. Sınavsız bir sistem olması mümkün değil ama gönül ister ki okullarımız arasında kalite farklılığı mümkün olduğu kadar az olsun. Okullarımız aynı noktaya gelsin. O zaman da okul dışı ilave derslerin alınması zarureti ortadan kalksın.” şeklinde konuştu.

Sınav değişikliğinin, sınavların azlığı veya çokluğunun eğitim sistemini düzeltmekte çok önemli bir parça olmadığını ifade eden Yücel, şöyle devam etti: “Türkiye’deki sınav bir sıralama sınavıdır. Yani 'yerimiz dar, bu alana belli bir öğrenci seçeceğiz' diyoruz. Bunu bu kadar büyütmenin anlamını anlayamıyorum. Dünyanın en iyi sınav sistemini de getirseniz hatta bu olumsuz bir sınav sistemi bile olsa eğitimin içeriği ile ilgili herhangi bir değişim olmayacaktır. Bizim uğraşmamız gereken, enerjimizi odaklanmamız gereken nokta eğitimin içeriğidir. Daha iyi olmasıdır. Ama bu kadar fazla değişen sınav sistemi de iyi değildir.”

'DAHA ÇOK SINAV DAHA ÇOK DERSHANE'

Prof. Dr. Ata Tezbaşaran ise yeni düşünülen sınav sisteminin ara sınavların merkezi yapılması ile ilgili bir düşünce olduğunu ve yeni sınav sisteminin dershaneye olan ihtiyacı arttıracağını söyledi. Tezbaşaran, “6 ayrı derse ilişkin 36 ayrı sınavdan bahsediliyor. Bunlar birinci ve ikinci dönemde ikişer kez yapılıyor. Ara sınavların merkezi yapılması ile ilgili bir düşünce. Biz öğrencilerimizin de görüşlerini alıyoruz. Çocuklar merkezi değerlendirmelerin birer stres kaynağı olduğunu biliyor. Tabi bu stresi hafifletmek için daha çok dershaneye gidip kendilerini garantiye almak istiyorlar. Dolayısıyla bu dershaneye duyulacak ihtiyacı hem zamana hem alt sınıflara yayacak. Oysa biz dershaneden çok öğrencilerin okulda yaptığı etkinliklerle temel becerilerini geliştirmelerini bekliyoruz. Aslında sınavların sayısı önemli değil kapsamı çok önemli eğer biz sınavlarla bugüne kadar yaptığımızdan vazgeçersek çocuklarımızın da sınav algısı değişecek.” dedi.

Ezber bilgilerle doğru verilen cevaplardan kurtulmak istediklerini vurgulayan Tezbaşaran, şunları kaydetti: “Konu odaklı olmaktan beceri odaklı olmayı, öğretmen merkezli olmaktan öğrenci merkezli olmaya geçen bir düzenin olması için çaba harcıyoruz. Yeni programında başarısının buna bağlı olduğunu, süreç izleme sisteminin nesnel verilere dayalı olması gerektiğini, öğretim sisteminin ve insan hayatının 2 sınava odaklı olmaktan kurtarılması gerektiğini düşünüyorum.”





KAYNAK:
CİHAN
ETİKETLER:
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER