İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Arif Koçer, yaklaşık 10 aydan beri ‘Polis Vazife ve Salahiyetleri Yasası’ 16. maddesinin değiştirilmesi için bir kampanya yaptıklarını belirterek, "Talebimize yanıt veren, iki siyasi partinin yasa teklifi olarak meclise sunduğu değişiklik talebi ise halen TBMM de bekletilmektedir. Bu konuda olumlu bir adımın atılmasını hükümetten beklerken, tam aksi yönde bir düzenlemenin yapılacağı duyumu bizleri şoke etmiştir." dedi.
Mehmet Arif Koçer, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, kampanya ile temel temel taleplerinin, şiddet unsurlu direniş olmadıkça ve polisin veya vatandaşın yaşamını korumak için kesin zorunluluk haline gelmemişse ‘polis silah kullanamasın’ olduğunu vurguladı. Koçer, "Polisin sübjektif yorumuna bağlı olan yetkilerin çoğunlukla ve birçok örneklikleriyle sui istimal edilmesi ve vatandaşa keyfi muameleye dönüşmesi olgusu ortada iken, polise 'önleyici hapis' denilen yeni yetkiler verilmesi ve 12 saatten 24 saate kadar sadece polisin şahsi yorumu ile vatandaşları gözaltına alabilme imkânı sağlanması fevkalade sakıncalıdır. Bu hem mevcut usulsüz göz altlılara yasal kılıf oluşturacak, hem de hukuk adamları olan savcı ve hakimin mevcut somut delillere bakarak vermesi gereken gözaltı kararını, polisin günlük rutin uygulaması haline getirecek bir değişikliktir. Bireylerin en önemli hakkı olan ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 5.maddede güvence altına alınan ‘kişi özgürlüğü ve güvenliğini’ felç edecek böyle bir değişiklik polis devletine gidişin ilk adımı olacaktır." diye konuştu.
"DEĞİŞİKLİĞİ KABUL ETMEK MÜMKÜN DEĞİL"
Siyasi iradeden beklenenin, keyfi uygulamaları engelleyecek bir bilinçlenmeyi ve motivasyonu eğitim çalışmaları ile temin etmesi, mevzuat alanında ise, polisin tüm yetki kullanımlarını mümkün olduğunca somut delillere bağlaması, yargı makamları ile de hukuki denetimi sağlaması olduğuna işaret eden Koçer, "Yapılacağı söylenen değişiklik açıkça, polisin keyfi yetki kullanımına zemin hazırlayacak, bireylerin hukukunu yok edecektir. Bunun kabul edilmesi mümkün değildir. Bireyin canı, malı ve ırzının kutsal kabul edildiği, bunun korunmasının ise devlet denilen hizmet aygıtının öncelikli amacı olduğu bir hukuk devletine gidişte, polis yetkilerinin keyfi kullanıma müsait bir şekilde artırılması değil, somut delillere bağlanarak sınırlanması gerektiğini düşündüğümüzü, böyle bir değişikliği kabul etmek mümkün değildir." diye sözlerini tamamladı.