ÖNE ÇIKANLAR :
GÜNDEMTÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 28 Ekim 2014 Salı 15:32

Mardin Barosu'ndan tepki

Mardin Barosundan tepki

Mardin Baro Başkanı Azat Yıldırım, hükümetin uygulamaya koymak istediği yeni yargı paketine tepki gösterdi.



Baroda yeni basın toplantısı düzenleyen Baro Başkanı Azat Yıldırım, Meclis'te Adalet Komisyonu'na gönderilen yasa tasarısının hükümetin bir an önce vazgeçmesini özellikle talep ettiklerini belirterek," Yasakçı bir anlayışa her zaman karşıyız. Bu yargı paketi ile vatandaşların haklarına ciddi bir saldırıdır. Bu paketten sadece bizler değil, burada mağdur olan vatandaşlar olacak. Vatandaşların haklarına ciddi bir saldırıdır. Biz ihtiyaç olursa kaldırırız. Biz ihtiyaç duyarsak, 'geri getiririz' anlayışı ancak totaliter rejimlerin ve ancak bu tür rejimlerin ön gördüğü yöntemlerdir. Bizler savunma makamı olarak CMK ya da 5271 Sayılı Kanun'un 153 maddesi tekrar geri getirilmesi için ciddi anlamda kaygılıyız. Ve Baro olarak bu yasal mücadele için üzerimize düşen her türlü hükümlülüğü yerine getirmek için gerek TBMM gerekse Barolar olarak bir araya gelerek bu konunun çözülmesi için elimizden gelen her türlü girişimde bulunacağız." dedi.

Bu yasa tasarısı Meclis'ten geçtiğinde son derece keyfi uygulamaları beraberinde getireceğine dikkat çeken Baro Başkanı Yıldırım şöyle konuştu: "Hükumet daha önce arama ve el koyma maddesi ile ilgili CMK 116 maddesinde başından beri bütün hukuk çevrelerinin epeyce tartışıp, neredeyse fikir birliği ile oluşturduğu somut delillere dayalı kuvvetli şüphe ilkesinden vazgeçmiştir. Bunun yerine, son derece keyfiyeti getiren makul şüphe ile artık vatandaşların gözaltına alınması, aranması ve tutulması söz konusu olabilecektir. Bu da burada son derece keyfi uygulamaları beraberinde getirecektir. Vatandaşın özgürlüğü, güvenlik gerekçesiyle yok edilmeye çalışılacaktır. Bütün bu hususlarla ilgili biz, bu nedenle güvenlik paketi adı altında Meclis'te Adalet Komisyonu'na gönderilen bu yasa tasarıdan hükümetin bir an önce vazgeçmesini özellikle talep ediyoruz.”

Bu yasanın belli bir amaç için hazırlandığının herkes tarafından bilindiğini kaydeden Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti.” 6526 Sayılı Kanun'la Terörle Mücadele Ve Ceza Muhakemeleri Kanunu'nda yapılan değişiklikler sonucu özellikle biz meslektaşlarımıza yönelik CMK 153 madde, 5271 madde sayılı CMK’nın 153 maddesi kaldırıldı. Bu ne anlama geliyordu. Bu şu anlama geliyor. Hiçbir dosyada gizlilik kararı alınamayacak. Gizlilik kararına biz başından beri barolar ve avukatlar olarak bu karara karşıyız. Çünkü dosyayı, polis hazırlar. Polis, bütün dosyayı bilir. Sonra dosyayı savcı gözetiminde yürür bu işler. Savcı başından sonuna kadar inceler. İtiraz olduğunda da, dosya hâkime gider. Hâkim dosyayı inceler. Ve hâkim karar verir. Bunu 'sanık vatandaş ve avukat öğrenmesin' diye gizlilik kararı verildi. Bu gizlilik kararı ile beraber, ancak belli belgelere ulaşabilir." ifadelerini kullandı.

"KOBANİ OLAYLARINI BAHANE EDEREK YANLIŞ BİR YOLA SAPMIŞLARDIR"

Yasa tasarısı ile savunmanın baştan yok edilmiş sayıldığını vurgulayan Yıldırım, "Bu maddenin kaldırılması ebetteki savunmamın elini güçlendirmişti. Ve olması gereken de budur. Çünkü savcının, polisin ve hakimin bildiği bir şey artık sır değildir. Burada avukata karşı ön yargılı, savunmayı dışlayan bir anlayış var. Aslında dışlanan avukat değildir. Dışlanan savunma mesleğidir. Dışlanan vatandaştır. Bu nedenle 5271 Sayılı Kanun'un 153 maddesinin tekrar geri getirilmesi, savunma hakkına yönelik ciddi bir ihlaldir. Bizce bu yasa belli bir amaç için kaldırıldı. O günün şartları ve o günün yürütülen bir takım soruşturmalar nedeniyle, bu soruşturmada o belgelere ulaşma ihtiyacı duyan kesimler, bu maddeyi iktidar gücü kullanarak, aslında doğru yaptıkları bu maddeyi kaldırmışlar. Ancak şu anda Kobani olaylarını bahane ederek yanlış bir yola sapmışlardır." diye konuştu.







KAYNAK:
CİHAN
ETİKETLER:
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER