ÖNE ÇIKANLAR :
GÜNDEMTÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 04 Nisan 2013 Perşembe 01:17

Karayolları Güvenliği Stratejisi ve Eylem Planı


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, '''Bugün ülke olarak önümüzde canlar yakan, ocaklar söndüren, anaları, eşleri, evlatları anlatan iki önemli sorunumuz var. Bunlardan biri terör, ikincisi ise maalesef terör kadar konuşulmayan, terör kadar gündemde yer almayan trafik sorunudur. Buna aslında 'trafik terörü' de diyebiliriz. Oysa baktığınızda trafik sorununun diğer değişle trafik terörünün silahlı bölücü terörden daha fazla can aldığını, daha fazla kan akıttığını görürsünüz. Biz bu iki sorunun da üzerine kararlı bir şekilde gidiyoruz. Başarılı olana kadar da yılmadan, usanmadan çözüme yönelik çabalarımızı sürdüreceğiz'' dedi.
     Erdoğan, Rixos Otel'de Türkiye Karayolları Güvenliği Stratejisi ve Eylem Planı tanıtımında yaptığı konuşmaya, Türkiye'ye ve kendisine verilen BM Yol Güvenliğinde Eylem On Yılı Plaketi ve 2013 Yılı Yol Güvenliği Küresel Liderlik Ödülü için Birleşmiş Milletlere ve uluslararası sivil toplum örgütlerine şükranlarını sunarak başladı.
     Trafik güvenliğini her zaman önem arz eden ve üzerinde hassasiyetle durulması gereken bir konu olarak nitelendiren Başbakan Erdoğan, Türkiye'de 2002'de 8 milyon 600 bin olan trafiğe kayıtlı araç sayısının, 17 milyon 143 bine çıktığını söyledi.
     Trafikteki araç sayısının on yılda yüzde 100 arttığını dile getiren Erdoğan, ''Ülkemizin gelişmesine, zenginleşmesine paralel olarak sürücü ve araç sayısı yılda ortalama birer milyon artıyor'' diye konuştu.
     Bunun trafikte eğitimin, denetimin, altyapının ve sağlık hizmetlerinin önemini artırdığını, bu alanlarda yeni yatırımları gerektirdiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, yatırım kadar toplumda insan odaklı trafik anlayışının hakim kılınmasının da önemli olduğunu söyledi.
     76 milyonun tamamının sürücü, yolcu veya yaya olarak her gün trafiğin bir unsuru olduğunu belirten Erdoğan, şunları söyledi:
     ''Trafik adeta hayatımızın en önemli parçalarından biri haline geldi. Ancak burada bir sorgulamayı da yapmak zorundayız. Dikkat edin öyle insanlar var ki yaya olarak psikolojisi farklı, sürücü olarak farklı, yolcu olarak çok daha farklı olabiliyor. Öyle insanlar var ki direksiyon bütün psikolojisini, bütün ruh halini kökten değiştirip o insanı çok farklı bir kimliğe büründürebiliyor. İnsan araca değil adeta araç insana hükmeder hale geliyor. Yaya iken selamlaşanların, birbirlerine saygıyla yol verenlerin yol açanların, sürücü koltuğuna oturduğunda diğer herkesi tehdit eder gibi, rakip gibi gördüğüne hatta kimseyi görmeyip insanlara adeta bir araba bir araç gibi muamele ettiğine şahit oluyoruz.''
    
     -''Frankenstein bize bir bilim kurgu öyküsü olarak hep anlatıldı''
    
     Bunun makro düzeyde yansımalarının da görüldüğünü, şehirlerin artık insanlar için değil araçlar için tasarlandığını söyleyen Erdoğan, ''(Çocuk parkı mı yol mu) denildiğinde yol öne çıkıyor. 'Yaya yolu mu araç yolu mu' denildiğinde rekabeti araçlar kazanıyor. 'Ağaç mı asfalt mı' denildiğinde birçok yerde asfaltın öne çıktığını görüyoruz''' dedi. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
     ''Robotların dünyayı istila edeceği, insanları köleleştireceği bize hep bir bilim kurgu öğesi veya öyküsü gibi anlatıldı. Ama bugün modern dünyaya bakıyorsunuz özgür olduğunu söyleyen milyonlarca, milyarlarca insanın, şehirlerin, ülkelerin cep telefonunun, otomobillerin, bilgisayarların adeta kölesi haline dönüştüğünü görüyorsunuz. İnsanın kendi eliyle yaptığı bir ucube tarafından öldürülmesi, yani Frankenstein bize yine bir bilim kurgu öyküsü olarak hep anlatıldı. Bunun bugün artık bilim kurguyla, gerçek dışılıkla hiç ilgisi yok. Şu anda insan kendi ürettiği araçlar tarafından katledilir hale geldi. Sadece silahları kastetmiyorum, ürettiğimiz, seyahat için kullandığımız arabalar şu anda insanlık için en büyük tehditlerden, en fazla can alan silahlardan biri haline geldi. Türkiye olarak, hızla büyüyen bir ülke olarak işte bu çelişkiye mutlaka ama mutlaka hassasiyetle eğilmemiz gerekiyor. Biz büyürken araçların kölesi haline gelen değil büyüdükçe araçları kendisine hizmetkar kılan bir anlayışla yürümek zorundayız. İnsanı öteleyip, makineyi önceleyen değil insanı öne çıkaran bir büyüme anlayışını egemen kılmak zorundayız. İnsan kendisini makineye göre değil, makine kendisini insana göre ayarlayacak. Şehirler araçlara göre değil insanlara göre şekillenecek. İnsan odaklı bir kalkınmayı, insan odaklı bir ekonomiyi, insanlar için şehirleri ancak ve ancak böyle bir anlayışla inşa edebiliriz. Aksi takdirde bugün birçok milletin, ülkenin başına gelen makine karşısında kölelik, Allah korusun bizim de başımıza gelebilir.''
    
     -İki önemli sorun-
    
     İnsanın araçla ve trafikle ilişkisini analiz ederek üretilecek köklü tedbirlerin kararlılıkla uygulanmak zorunda olduğunu dile getiren Erdoğan, ''Bugün ülke olarak önümüzde canlar yakan, ocaklar söndüren, anaları, eşleri, evlatları anlatan iki önemli sorunumuz var. Bunlardan biri terör, ikincisi ise maalesef terör kadar konuşulmayan, terör kadar gündemde yer almayan trafik sorunudur. Buna aslına 'trafik terörü' de diyebiliriz. Oysa baktığınızda trafik sorununun diğer değişle trafik terörünün silahlı bölücü terörden daha fazla can aldığını, daha fazla kan akıttığını görürsünüz. Biz bu iki sorunun da üzerine kararlı bir şekilde gidiyoruz. Başarılı olana kadar da yılmadan usanmadan çözüme yönelik çabalarımızı sürdüreceğiz'' dedi.
     ''Trafik terörüyle'' mücadelenin başarılı olması için aynı bölücü terörle mücadelede olduğu gibi çok yönlü çalışmayı gerektirdiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, bu konuda tüm kurumların birbiriyle uyum içinde koordineli olarak çalışmasının önemine değindi. Karayolu trafik güvenliği konusunda görev ve sorumlu olanlardan azami gayret beklediklerini dile getiren Erdoğan, ''Altyapıdaki yetersizlikler ve kurallara uyulmamasının yol açtığı acı sonuçlara daha fazla katlanamayız. Esasen bu konuda oldukça da önemli bir mesafe almış durumdayız'' diye konuştu.

KAYNAK:
AA
ETİKETLER:
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER