ÖNE ÇIKANLAR :
GÜNDEMTÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 07 Kasım 2014 Cuma 10:26

Kanser tedavisinde bir iyi, bir de kötü haber var

Kanser tedavisinde bir iyi, bir de kötü haber var

2014 Türk-Alman Bilim Yılı kapsamında TÜBİTAK tarafından desteklenen, Ege Üniversitesi ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü işbirliğiyle düzenlenen iki günlük çalıştayın kapanışında, insanlığın kanserle imtihanında gelinen noktayı özetledi.


Dr. Matthias Kieslinger, kanserin neden oluştuğunun bütün türlerde de bilindiğini fakat kimyevi şifreleri tam olarak çözülemediği için önlenemediğini söyledi. Almanya Helmholtz Kanser Merkezi Araştırma Grup Başkanı Kieslinger, kanser üzerine araştırmalar yapan Türk ve Alman bilimadamlarının buluştuğu Gediz Üniversitesi Uluslararası Kanser Çalıştayı’nın finalinde konuştu. 2014 Türk-Alman Bilim Yılı kapsamında TÜBİTAK tarafından desteklenen, Ege Üniversitesi ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü işbirliğiyle düzenlenen iki günlük çalıştayın kapanışında, insanlığın kanserle imtihanında gelinen noktayı özetledi.

Alman moleküler biyoloji ve gen uzmanı olan Dr. Kieslinger, sır perdesinin şu an için kan kanseri ve çocuk lösemisinde aralandığını dile getirerek, “Kan kanserine yol açan proteini biliyoruz ve bu proteinden hazırlanan antiajanla onu yok ediyoruz. Bir anlamda bu kanseri kendi silahıyla vurup ilerlemiş evrelerde bile yüzde 95 yeniyoruz. Çocuk lösemisinde iyileşme oranını yüzde 80’e kadar yükselttik. Bazı kanserlerde de erken teşhisle başarı şansımız fazla. Karaciğer, pankreas, beyin, kolon gibi agresif kanser türlerinde ise durum farklı. Araştırmalar sürüyor ancak şifreleri henüz tam olarak çözülemedi. Bu türlerde çeşitli yöntemlerle yok etmeye çalıştığımız kanserleşmiş genler, yeni duruma karşı adapte olup canlı kalmaya ve yayılmaya devam ediyor. İnsanlık bunu önlemede şu an için çaresiz durumda. Bir gün mutlaka bu engel de aşılacak.” dedi.

Kieslinger, genetik yatkınlığın yakalanma riskini arttırdığı kanserden korunmanın ve kurtulmanın asıl yolunun, bağışıklık sistemini güçlü tutmak olduğunun altını çizdi: “Eğer bağışıklık sisteminiz güçlüyse kimyevi yapısı bozulan genleriniz, genetik yatkınlığa rağmen kanserleşip sizi hasta edemiyor ancak bunun da ilacı yok. Sadece tavsiyelerde bulunuyoruz. Sağlıksız ve düzensiz yaşam, sigara, radyasyon ve güneş ışınları gibi hem kanser riskini arttıran hem de bağışıklığı azaltan faktörlerden uzaklaşmayı öneriyoruz. Korunmanın temelinde, sağlıklı ve düzenli yaşam var. Eğer kanser olma ihtimalini aşağıya çekmek istiyorsak buna dikkat etmeliyiz. Ailesinde kanser öyküsü olanlar daha özenli olmalı.”

KAYNAK:
CİHAN
ETİKETLER:
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER