Acıbadem Kayseri Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Bülent Özçelik, dünyada her yıl 10 milyon, Türkiye’de ise 150 bin kişinin kanser hastası olduğunu belirtti. Özçelik, jinekolojik kanserlerde artış yaşandığına dikkat çekti.
Kanser, tüm dünyada görülme oranı giderek artan önemli bir hastalık. Dünyada her yıl 10 milyon, Türkiye'de ise yaklaşık 150 bin kişinin kansere yakalandığı tahmin ediliyor. Bu sonuç itibariyle kanser önemli ve yaygın bir sağlık sorunu olarak değerlendiriliyor. Ancak türü, vücutta ortaya çıktığı yere göre değişse de, doğru zamanda ve doğru şekilde müdahale edilen kanser, iyileşebiliyor. Uzman eller ve doğru teknolojiyle birleşen tedaviler, kanser hastalarına yaşam desteği veriyor.
Kanser Haftası dolayısıyla açıklama yapan Acıbadem Kayseri Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Bülent Özçelik, jinekolojik kanserler ve erken tanı yöntemleri ile ilgili şunları söyledi: ”Kanser hastalığı dünyada ölüme en fazla yol açan ikinci hastalık olma özelliğini korurken jinekolojik kanserlerde de artış gözleniyor. Tüm kanser türlerinde olduğu gibi jinekolojik kanserlerde hayat kurtaran en önemli faktör erken tanıdır.”
Prof. Dr. Özçelik, kanser öncesi dönemde rahim ağzındaki değişiklikler hemen hiçbir şikayet oluşturmadığını ifade ederek, “Rahim ağzında ortaya çıkan kanser, uzun bir kanser öncesi dönemi takiben oluşur. Kanser öncesi dönemde yakalanan hastalığın tedavisi çok daha basit cerrahi yöntemler ile mümkün olup, başarı oranı çok yüksektir. Rahim ağzında oluşan kanser ve öncesi değişikliklerin nedeni Human Papilloma Virüsü (HPV)’dür. Yaklaşık 15 yıl süren araştırmaların sonunda geliştirilen aşılarla HPV enfeksiyonlarının ve rahim ağzı kanseri öncesi hastalıklarının önlenebileceği görülmüştür. Smear testi ve kolposkopik inceleme ile hastalık, kanser öncesi hücresel değişikliklerinin bulunduğu dönemde yakalanabilir.” dedi.
Özçelik, adet kanamalarındaki düzensizlikler ve özellikle menopozdaki bir kadında kanama olması rahim kanseri veya kanser öncesi değişiklikler açısından bir bulgu olabileceğini belirterek, “Tanı için en iyi yöntem yıllık jinekolojik muayene ve ultrasonografik inceleme olup, kesin tanı gerekli hallerde (kanama ve kalınlık artışı gibi) bölgeden doku örneği (biyopsi) alınmasıdır. Biyopsi sonucu kanser tanısı gelen olgularda uygun kanser cerrahi tedavisi planlanarak yapılmaktadır.” diye konuştu.
“Kadının 2 yumurtası vardır ve bunlar karın içerisinde bulunurlar” diyen Prof. Dr. Özçelik, şu bilgileri verdi: “Yumurtalık kanserinde, kanser haline dönüşmeden, hücresel değişiklik aşamasında tanı koymak mümkün değildir. Bu nedenle amaç yumurtalık kanserini, kanser yumurtalıkta sınırlı iken yakalamak olmalıdır. Yumurtalık kanseri genellikle çok hızla karın içine yayılır. Erken dönemde hastalığı yakalayabilmek için en iyi yöntem periyodik yıllık kontrollerin ve ultrasonografinin yapılmasıdır. Sanki bir rutin kontrol tetkikiymiş gibi istenen CA 125 testinin kesinlikle tarama amaçlı olarak kullanılmaması gerekmektedir. Bu test gerekli görüldüğü takdirde şüpheli vakalarda uzman hekimlerce istenmelidir.”