Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grubu'nda milletvekilllerine seslendi.
Erdoğan muhalefet partilerine yüklenirken Andımızın çağ dışı bir uygulama olduğundan bahsetti. Yer isimlerinin değişmesine de değinen Başbakan bu isimlerin değişmesini Cumhuriyet karşıtı olarak gösterenler cehalet örneği gösteriyorlar deyip eniştesi olduğu Siirt'i örnek verdi.
12 yılı aşkın bir süredir milletimizin sorunlarına cevap verebilmek için canla başla uğraş vermekteyiz. 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra AK Parti Grubu ile kesintisiz bir istikamet doğrultusunda Türkiye için çözümler oluşturduk. Türkiye'nin ufkunu genişlettik. Sizlere milletim adına tüm kalbimle şükranlaırmı sunuyorum.
Çözüm umudu kaybolmuş nice meseleyi gündeme taşıyıp kararlı şekilde çözdük çözüyoruz. Hayallerimizi tek tek yakaladık. Edilgen, izleyici konumundaki dış politikamızı ön alan belirleyici konumuna yükselttik.
BİZ ÖLÜNCE YORULURUZ
Biz geçmişe bakıp avunanlardan yaptıklarını yeterli görenlerden mevcuda razı gelenlerden asla olmayacağız. Neşet Ertaş'ın babası şöyle diyor: "Aşkınan çalışan yorulmaz." Neşet Ertaş bunu hatırlatıyor. Ne zaman öldüysem işte ben o zaman öldüm diyor. Biz ölünce yoruluruz böyle bilmemiz lazım. Aşk ile çalışmaya bu millet için çalışmaya devam edeceğiz. Eser üretmeye hizmet üretmeye devam edeceğiz.
10 yıllardır siyaset sahnesindeyiz. 10 yılardır ülkemize hizmet etme yolundayız. Hala bizi anlamayanlar var. Biz önce milletin sonra vizdanının sesine kulak veren bir grubuz. Biz tesadüfen bir araya gelmiş öylesine bir araya gelmiş bir topluluk değiliz. Biz adeta feleğin çemberinden geçmiş kader ortaklığı yapmış bir topluluğuz.
BU İŞİN HAMURUNDA NİCE GÖNÜL İNSANININ ADI VAR
Bize dışardan gündem dayatılmasına izin vermeyeceğiz. Ne yaptığımızdan daha çok ne yapacağımız önemli. Bu günlere ne yaptığımızı değil hep ne yapacaklarımızı anlattığımız için geldik. Yaptıklarımızı yeterli görmeyip daha büyük hedeflere koşturduğumuz için geldik.
NE YAPTIYSAK TÜRKİYE İÇİN YAPTIK
Özellikle ümitsizliğe asla izin vermeyeceğiz. Bu davanın hamurunda nice gönül insanın adı vardır. Herkesin sindirildiği zamanlarda sinmeden davasının mücadelesini verenler davasını bugünelere taşıdı.
Bunun altını çizmek istiyoruz. Ne yaptıysak Türkiye için yaptık. Türkiye'nin normalleşmesi için yaptık. 76 milyonu birleştirmek için çalıştık.
BİZİ ANLATAN EN İYİ KARE ULUS'TAKİ FOTOĞRAFTIR
Devletin karşısında vatandaşın imtiyazı olamaz. Her vatandaş aynıdır. Devlet vatandaşına zulmedemez. Tek tip olamaz. Bizim Cumhuriyetimiz Gazi Mustafa Kemal'in ifadesiyle anasır-ı islam'dır yani imtiyazsız vatandaşlardır.
Ankara Ulus'taki fotoğraf Cumhuriyetimizi en anlamlı şekilde anlatan karedir. Gönderdikleri hatm-i şerifler, bizim 1. meclisteki ruhdur. O mecliste Türk var Kürt var. Gayrimüslüm var. Farkılıkları birleştiren bir ruhla birleşmişiz.
Bugün attığımız her adımı Cumhuriyet'e aykırı olarak gösterilen kafalar var. Yer isimlerinin değişmesiyle ilgili şunu söylemek istiyorum 27 Mayıs darbesinden 5 yıl sonra 16 bin yerin ismi değişmiştir. 12 Eylül'den sonra da binlerce isim değişmiş.
ENİŞTESİ OLDUĞUM İÇİN ORAYI ÖRNEK VERİYORUM
Siirt Tillo'nun ismi 23 yıl önce Aydınlar olarak değiştirildi. Bunun Cumhuriyet ile ne alakası var. Enişte olduğum için oradan örnek verdim.
Başörtüsü yasağını Cumhuriyetle bağdaştırmak nasıl bir cehalettir. Kimse kusura bakmasın bu Cumhuriyet 28 Şubat'ta 12 Eylül'de kurulan Cumhuriyet değildir.
BİZ CUMHURİYET'İ KUVVETLENDİRİYORUZ
Bu Cumhuriyet 23 Ekim 1923'te kurulmuştur. Yaptığımız her iş Cumhuriyet'i kuvvetlendirmiştir. Biz özünden uzaklaşan Cumhuriyet'i temel kuruluş felesefesine yakınlaştırıyoruz.
Biz Cumhuriye ile Cumhuriyet'i birbirine yakınlaştırıyoruz. Bizim yaptığımız derin acıları dindirmektir. Biz 1000 yılların içinde süzülerek bugünlere ulaştık.
30 EYLÜL BİR MİLADDIR
23 Nisan'da Meclis'i beraber açtık. Kurutuluş savaşını beraber verdik. Kimse Cumhuriyet'i tek başına sahiplenemez. Başı açık olan nasıl Cumhuriyet'in sahibiyse başörtülü de bu Cumhuriyet'in sahibi.
Bu ülkede farklı olanlar bu ülkeye uzaydan gelmediler. Selamün Aleyküm diyenler bu ülkeye başka bir yerden gelmediler. Birileri çıkıyor Arabistan'a gitsinler diyor. Birileri Ya Sev ya terk et diyor. Sizi kimi kimin toprağından kovuyorsun. Biz burada yaşadık burada da öleceğiz.
Ötekileştirmeyeceğiz, demokrasi zemininde sorunlarımızı çözeceğiz. Bizim bayrak sorunumuz diyenler kendilerine özel bayrak ve mezar yeri yapıyor. Bu nasıl bir iştir. Bu ayrımcılığın ta kendisidir.
30 Eylül'de demokratikleşme paketini birlik ve beraberliğin nişanesi olarak açıkladık. Ekonomiye ivme kazandırıyoruz. Toplumun bazı kesimlerindeki yasakları kaldırıyoruz.
SORUNLARI TESPİT EDEREK YOLA ÇIKTIK
AK Parti kurulduğu andan itibaren sorunları tespit etmiş. Çözümleri orataya koymuştur. Hükümet programlarında kararlı bir şekilde uyguladık. Geçtiğimiz pazartesi açıkladığımız paket ne ilktir ne de sondur. Bunlara ilaveler olacaktır.
Seçim barajından tutun da başörtüsü özgürlüğüne varan tüm sorunları giderdik. Muhalefet ne diyor barajı indirelim. 3 seçenek sunduk. Ya mevcut durumla devam edelim. Ya da yüzde 5'e çekelim. Sonuncusu sıfır baraj yapalım. Türkiye'yi 550 bölgeye bölelim. Her bölge 1 milletvekili çıkarsın. Ha uygun görmüyorsun o zaman nihai kararı biz vereceğiz.
Partilere yardım konusu: Hazine yardımını yüzde 7'den 3'e indirdik. Çalış senin de olsun. AK Parti olarak her fırsatta bu sorunları dile getirdik ve çözdük. Milletimiz bizim çözüm irademize tam destek verdi.
BAŞÖRTÜLÜLERE HAKKINI VERDİK
Parti kapatılmasını istemeyen parti çalışmalar esnasında meclisi terk ediyor. Bunu BDP'ye gönül vermiş kardeşlerimize sesleniyorum. BDP'liler demek ki parti kapatılmasını istiyorlar.
Ha aramızda 3-4 arkadaşımız bize ihanet etti. Yoksa o yasayı çıkartmıştık.
Şimdi andımız da kalktı. Zannediyorum o parti genel merkezin önünde andımızı söyleyecek. Yıllardır esirgenen başörtüsüne özgürlük bugün başladı. Türkiye'nin öz be öz evlatları haklarına kavuştu. Bu kısıtlamanın kalkması sadece normalleşmedir.
76 milyonun içine sokulan başörtülü başı açık fesadını da ortadan kaldırılıyoruz.
BU ANDIN KAYNAĞI NEDİR
Andımızın yazarı ismi çok tartışmalı olan Türkçe ezanı yazan Reşit Galip'tir. Kafatası ölçümlerini destekleyen adamdır. MHP ve CHP tarihi bilmediği için konuşmaktadır. 1930'larda 1940'larda Hitler ve stalin dönemindeki gibi insan formatlamak için kullanılmış yöntemdir.
Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir uygulama yok. Diktatöryel yönetimler bile bundan vazgeçti. Her sabah Türküm demekle Türk olunmaz. Her sabah doğruyum çalışkanım demekle bu işler olmaz. Sadece bu lafızları zihinlere kazırsınız. Uygulamada bir adım öteye gidemezsiniz.
Gideceksin IMF'in kapısında nöbet tutacaksın bana üç kuruş borç ver diyeceksin sonra biz milliyetçiyim diyeceksin. Bu uygulama modası geçmiş bir uygulamadır.
Bu uygulama Cumhuriyet'İn kuruluş felsefesiyle alakası yoktur. Bizim gibisi var mı yok. Cumhuriyet tarihinde ilk kez eğitim kalemi bizim iktidarımızda aslan payını almıştır. Biz slogan millyetçisi değiliz. Ülkemizi çok seviyoruz.
