ÖNE ÇIKANLAR :
GÜNDEMTÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 03 Nisan 2013 Çarşamba 18:20

"Devlet yerine, bireyi batılılaştırdık"

"Devlet yerine, bireyi batılılaştırdık"


Uluslararası Üniversiteler Konseyi (İUC) Başkanı Orhan Hikmet Azizoğlu, "Türkiye'de devleti bireysel ve toplumsal batı standartlarına getirmek yani batılılaştırmak için hemen hemen hiçbir değişim veya çalışma yapılmazken bireyi yani halkı batılılaştırma çalışmaları ise aralıksız, bazen büyük devlet baskısı kullanılarak uygulandı." dedi.

İUC Başkanı Azizoğlu, yaptığı değerlendirmede, 'Arap Baharı' denilen halk özgürlük hareketlerinin yine komuta merkezinde batılı toplumlar var’ diyerek, şöyle konuştu:
"Hepimiz hayale kapılmadan, geçmişi iyi analiz ederek ortağı olduğumuz coğrafyamızın geleceğinden kaygı duymalıyız. Aynı din, kültür, tarihi paylaştığımız ve kaderde de kaçınılmaz ortağı olduğumuz bu coğrafyayı iyi algılamalı bu gün Arap Baharı olarak adlandırılan özgürlük oluşumunun yarınının kara kışa dönüştürülmemesi için dikkatli ve tedbirli olmalıyız.” izahını yaptı.

TÜRKİYE VE BATILILAŞMA

İUC Başkanı Orhan Hikmet Azizoğlu, kendisi için, Osmanlı’dan sonra kurulan modern, çağdaşlık ve uygarlığa hızla dönüşüm sağlayan Türkiye’deki en büyük hata ve eksikliği, devlet yerine bireyi batılılaştırma çaba ve gayreti içinde olunmasını gösterdi. Azizioğlu, "Son yıllarımız hariç neredeyse bir asra yakın zamanı millet ve devlet olarak boşa harcamış olduk. Bireyi, yani çoğul olarak milleti batılılaştırmak anti demokratik ve çok yanlıştı. Devleti bireysel, toplumsal, etnik, mezhep, sosyal, eğitim ve benzeri insani değer ve kavramlarda batı standartlarına getirmek yani batılılaştırmak için hemen hemen hiçbir değişim veya çalışma yapılmaz iken bireyi yani halkı batılılaştırma çalışmaları ise aralıksız, tavizsiz bazen büyük devlet baskısı kullanılarak uygulandı.” diye konuştu.

"ULUSAL SEMBOL OLAN FESİ ÇIKARTTIK"

Orhan Hikmet Azizoğlu, "Bireye veya topluma devlet yasalarda Batı standartlarında kanuni düzenlemeler yerine tam aksine hiçbir Batı ülkesinde olmayan hukuki düzenlemeler getirerek bazen de hukuki engel olmadan, bireyin inanç, eğitim ve sosyal hayatını anti-demokratik yollarla engellerken, bireyi batılılaştırma çalışmalarına aralıksız devam etti. Örneğin bireye ‘Sen Batı kültüründe olan şapkayı takacaksın’ diyerek ulusal sembol olan fesi çıkarttı.
Evrensel hak olan eğitimi bile kız çocuklarından sadece inançları gereği taktıkları başörtüsünden dolayı yasakladı. Devlet halkın Batı toplumlarının da sahip olduğu hak ve özgürlük alanında batılılaşmayı şiddetle reddederken Batı toplumlarıyla asla ortak değer taşımayan inanç, kültür, sosyal yaşam, aile kavramı gibi temel ve evrensel değerlerde bireyi ve toplumu batılılaştırma çaba ve amacından ödün vermeden son yıllara kadar devam ettirdi." diye sözlerini sürdürdü.

"…DEVLETİMİZE KARŞI KORUMAK ZORUNDA KALDIK"

Azizoğlu, onlarca yılı ülkenin birlik ve huzuru ekonomik, diplomatik ve akademik başarılar yerine inanç, kültür, değer ve kavramları kendi devletlerine karşı korumak zorunda kaldıklarına dikkat çekti. "Güçlü ve halkıyla barışık bir Türkiye bizimle birlikte coğrafyamız ve tüm gezegenimiz için önem arz etmektedir. Ülkemi yöneten tüm birimlere rica ediyorum lütfen artık bireyi ve toplumu batılılaştırmaktan vazgeçin, sadece Devleti batılılaştırın. Bireyin inanç, kültür, değer ve kavramları evrensel haktır bunlara dokunmak, yasaklamak medeniyet değil, çağ dışılık, gericilik ve yobazlıktır." dedi.

KAYNAK:
CİHAN
ETİKETLER:
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER