ÖNE ÇIKANLAR :
GÜNDEMTÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 31 Ekim 2014 Cuma 19:51

Destici: Torba yasada işçi güvenliği için bir şey yok

Destici: Torba yasada işçi güvenliği için bir şey yok

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Soma’daki maden faciasının ardından çıkarılan torba yasada iş güvenliğiyle ilgili bir çalışma yapılmadığını söyledi.


Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Soma’daki maden faciasının ardından çıkarılan torba yasada iş güvenliğiyle ilgili bir çalışma yapılmadığını söyledi.

Partisinin Üsküdar’da bir otelde gerçekleştirilen Merkez Karar Yürütme Kurulu (MKYK) toplantısının ardından konuşan Mustafa Destici, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ermenek’te yaşanan maden faciasıyla ilgili görüşlerini dile getiren Destici, Soma faciasının ardından çıkarılan torba yasanın, tepkileri azaltmak için alel acele çıkarılan bir yasa olduğunu söyledi.

Ermenek’teki incelemeleri sırasında bir maden işletmecisiyle yaşadığı diyaloğu anlatan Destici, “Bir maden işletmecisi geldi ve dedi ki bizim de sıkıntılarımız var. Bu torba yasada sadece zam yapıldı. Yani işçilerin maaşlarına yüzde yüz zam yapıldı, çalışma şartları da 8'den 6'ya düşürülünce, yani yüzde 270 gibi bize artı bir maliyet geldi. Bunun işçi sağlığıyla iş güvenliğiyle hiç alakası yok. Yani bize şunu demediler; ‘kardeşim siz madenlerinizi sağlıklı bir hale getirin, çalışma koşullarını iyileştirin, buraları iş güvenliğine uygun hale getirin demediler’ yasada bunlar yok. Bize ne dediler; aynen sen devam et tabiri caizse ama işçiye maaşını çalışma saatini 35 liraysa 60 lira yap 8 saat yerine 6 saat çalıştır. Maalesef o 18 kişi üç aydır maş alamadan orada çalıştırılıyorlar. Maalesef Türkiye bunu bilmiyor. Alel acele bir torba yasa çıkardılar, Soma’daki tepkileri azaltmak için çalışma saatlerini 8 saatten 6 saate düşürüyorlar ama gittik orada gördük, 8 saat çalıştırılıyorlar hala fiili olarak tabelada var. Yani senin kanun çıkartman yetmiyor takip etmen gerekiyor. Maaşına zam yapıyorsun işletmeci diyor ki peki sen misin zam yapan, o zaman işçiye diyor ki çağırıyor işçiyi; kardeşim çalışacaksan madem devlet zorunlu zam yaptı, ben bundan kaçamıyorum. O zaman yemeğini kendin getireceksin, ulaşımını kendin sağlayacaksın deyip devletin verdiği zammı geri alıyor.” diye konuştu.

"MADENLERDE BULUNMASI GEREKEN MALZEMELER DENETİMLER SIRASINDA O MADENDEN O MADENE DOLAŞTIRILIYOR"

Denetimler sırasında maden ocaklarında bulunması zorunlu olan malzemelerin tek takım olarak alınıp, bütün maden ocaklarında sırayla gezdirildiğini söyleyen Destici, “Ruhsat veren başbakan olarak yasa çıkarmak yetmiyor, senin bu süreçleri takip etmen lazım. Denetimlerin nasıl yapıldığını sen de biliyorsun biz de biliyoruz. Önceden haber verilerek denetçiler geliyor. Ve o havzada diyelim 9 tane ocak var, diyelim ki her ocakta bulunması gereken malzemeler var. Ama ne yapıyor, bunlar bir araya geliyor bir kartel oluşturuyorlar ve aralarında anlaşıyorlar, diyorlar ki bir takım malzeme alacağız, denetim benim ocaktayken bende, seninkindeyken sende, öbüründeyken onda, sırayla bütün malzeme ocaklarda dolaşıyor. Denetim yapan da bunu biliyor. Gerçek denetimlerde bunların foyası ortaya çıkar ama bunlara müsaade ediliyor, göz yumuluyor.” şeklinde konuştu.

"ÇÖZÜM SÜRECİ TÜRKİYE’YE DEĞİL PKK’YA YARAMIŞTIR, BU SÜREÇTE PKK HEM MEŞRULAŞMIŞ HEM DE GÜÇLENMİŞTİR"

Konuşmasında çözüm sürecine de değinen Destici, bu sürecin Türkiye’ye değil PKK’ya yaradığını ve hükümetin bu süreçten çekilmesini tavsiye ettiklerini söyledi. PKK’nın bu süreçte meşrulaştığını ve güçlendiğini belirten Destici, “Hükümeti buradan sert bir şekilde uyarıyoruz. Çözüm süreci dediğiniz süreç bir bölünme sürecidir. Zaten bu sürecin bir çıkmaz sokak olduğu ve netice alınamayacağı, çözüm sürecini yürüten taraflarca da dillendirilmeye başlanmıştır. PKK’nın taraflarının emelleri gayet nettir. Türkiye’yi bölmektir, parçalamaktır, milletin arasına nifak sokmaktır. Dolayısıyla da kendi ideolojilerine uygun bir devlet kurmaktır. Bu süreç Türkiye’ye yaramamıştır. Kime yaramıştır? PKK’ya yaramıştır. PKK, bu süreçte hem meşrulaşmıştır hem güçlenmiştir hem de bölgede resmi olarak ilan edilmese bile fiili bir özerklik şu anda yaşanmaktadır. Kendi mahkemelerini, kendi okullarını, kendi vergi dairelerini kurmuştur. Yol kontrolleri yapmaktadırlar, asayiş kontrolleri yapmaktadırlar ve her türlü denetimi orada ele geçirmeye çalışmaktadır. Dolayısıyla bunun bir an önce bu süreçten vazgeçilmesi ve terörle teröristle onların anladığı dilden mücadele edilmesini bir kez daha şiddetle hükümete tavsiye ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

"PEŞMERGE’NİN TÜRKİYE’DEN GEÇİŞİ SIRASINDA ASKERİMİZE, POLİSİMİZE KURŞUN SIKANLAR TARAFINDAN NASIL SEVİNÇ GÖSTERİLERİYLE KARŞILANDIĞINI GÖRÜYORSUNUZ"

PYD ve PKK’nın amacının bir Kürt devleti kurmak olduğunun altını çizen Destici, hükümeti bu konuda uyardıklarını belirtti. Hükümetin bu uyarıları dikkate almayarak ihanet ettiğini kaydeden Destici, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’deki iktidar bu oyunu, bu amacı görmüyor mu? Ben gördüklerini düşünüyorum. Bunu göre göre nasıl oluyor da siz peşmerge adı altında, üstelik peşmerge de değil ki peşmerge de olsa farketmez ama peşmerge kıyafeti altında PKK’lılar, PYD’liler maalesef üzülerek söylüyorum, Türkiye sınırları içerisinden Aynel Arab’a gönderiliyor. Niye orayı kurtarsınlar, orada bir PKK, PYD devleti kursunlar diye. Ve onların hangi amaca hizmet ettiklerine bakıyorsunuz, Türkiye’ye geldiklerinde PKK sempatizanları tarafından, onların siyasi partilerinin yandaşları tarafından nasıl karşılandığını, Türk askerine kurşun sıkanların, Mehmetçiğe, polisimize kurşun sıkanların onları hangi alkışlarla hangi sevinç gösterileriyle karşıladıklarını görüyorsunuz. Çünkü onlar bir amaca hizmet etmek için geliyorlar. Bir PKK-PYD devleti kurmak için gidiyorlar. Onun için bunu Türkiye’yi yönetenlerin görmemesi akıl tutulması olur. Ama uyarılarımızdan sonra hala bu yolda devam ediliyorsa o zaman bu düpedüz ihanettir ve bu ihanetin bedeli de günü geldiğinde bu millet tarafından herkese ve her kesime de sorulur. Biz hükümetin bu süreçten derhal vazgeçmesini ve asla buralarda taviz vermemesini dik bir duruş, milli bir duruş sergilemesini milli çıkarlarımızı tehdit eden her türlü unsura karşı gerekli cevabın verilmesi gerektiğini düşünüyoruz.“


 

KAYNAK:
CİHAN
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER