ÖNE ÇIKANLAR :
GÜNDEMTÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 22 Ağustos 2013 Perşembe 01:16

Davutoğlu'ndan Mübarek açıklaması!

Davutoğlundan Mübarek açıklaması!

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Hüsnü Mübarek'in tahliyesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.


Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye'nin başkenti Şam'da kimyasal silah kullanılmasına ilişkin yoğun bir diplomasi trafiği yürüttüklerini, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nden konuyla ilgili taleplerde bulunduklarını bildirdi.

Kanal 24 televizyonunda katıldığı programda konuşan Davutoğlu, Şam'da kimyasal silah kullanılmasına ilişkin haberleri ve Mısır'da yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.

Davutoğlu, kendilerine gösterilen görüntülerde, sokaklarda, evlerde, koridorlarda cansız yatan insanlar gördüğünü ve hiçbirinin kurşun yarası olmadığını söyledi.

Söz konusu görüntülerin gerçek olması halinde, durumun açık bir kimyasal silah saldırısı olduğunu ifade eden Davutoğlu kimsenin saldırıyı inkar etmediğini belirterek, "Şu an kimse kimyasal saldırı yok demiyor zaten. Suriye rejimi dahi bunu kınıyor ve biz yapmadık diyor" diye konuştu.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban-Ki mun'dan konuyla ilgili iki talepte bulunduklarını bildiren Davutoğlu, ilk taleplerinin New York saatiyle 15:00'te toplanacak BMGK'nın acilen toplanması olduğunu, ikincisinin de BM'nin bölgede bulunan kimyasal silahları araştırma ekibinin deliller ortadan kalkmadan olayla ilgilenmesi olduğunu kaydetti.
Davutoğlu, söz konusu talepler üzerine, Ban'ın, kimyasal silah araştırması yapan ekibin yalnızca 3 yerde çalışma yapmak üzere görevlendirildiğini, diğer bölgeler için Suriye rejiminden izin almak gerektiği yanıtını verdiğini dile getirdi.

SALDIRININ ARAŞTIRILMASI

Bunun üzerine bazı ülkelere söz konusu yetkinin acilen genişletilmesi noktasında mektup gönderdiklerini ifade eden Davutoğlu, İran Dışişleri Bakanı Cevat Zarif'le de meseleyi görüştüklerini söyledi.

Davutoğlu, Suriye konusunda İran'dan farklı görüşlere sahip olmalarının bu konuda herhangi bir etki yaratmayacağına vurgu yaparak Zarif'e ortak hareket etmeleri gerektiğini söylediğini belirtti. Zarif'in kendisine "Suriye rejiminin de olayı kınadığı ve saldırıyı kendilerinin yapmadığını" söylemesi üzerine de şöyle konuştu:

"Madem kendileri yapmadığını iddia ediyor izin versinler araştıralım. Eğer başka bir grup yaptıysa Türkiye olarak o grubun en şiddetli şekilde cezalandırılması için ne gerekiyorsa öncülük edeceğiz. Ama rejim yaptıysa da sayın Zarif'e sizden de aynı tavrı bekliyoruz dedim. Zarif de BM ile iş birliği yapması konusunda Suriye rejimiyle de temas kuracaklarını söyledi."

"DARBEDEN HEMEN ÖNCE MİT MÜSTEŞARIMIZ MURSİ'YLE GÖRÜŞTÜ"

Davutoğlu, Suriye'de yaşanan kötü tablonun Mısır'da da yaşanması durumunda bölgede çok ciddi boyutlarda istikrarsızlık oluşacağını belirterek uluslararası toplumun, 2 sene önce Suriye konusunda kendilerinin gösterdiği çabalara destek vermesi halinde bugün bu manzaranın yaşanmayacağını anlattı.

Mısır'da da gidişatın oldukça kötü olduğuna işaret eden Davutoğlu şöyle konuştu:

"Eğer uluslararası toplum Suriye konusunda 2 sene önce bizim yaptığımız çabalara en başta katkı verip birlikte baskı uygulasaydı ve Suriye rejimini bu katliamlardan önce durdurabilseydik yada katliamlar başladıktan sonra ortak bir net tavır alınabilseydi bugün orada masum insanlar ölmeyecekti. Şimdi Mısır'da da gidişat o kadar kötü ki. Ölenler bizim kardeşimiz. Uluslararası toplumun harekete geçmek için günlerdir can siperane sürekli olarak tüm dünyanın dışişleri bakanlarını harekete geçirmeye çalışıyoruz Niçin? Bugün Mısır'da eğer bu küçük görünen sayısal olarak Suriye'dekine göre daha az görünen rakamlara müdahale edilmezse benzer bir sürecin Mısır'da da yaşanması, Suriye'dekinin misli ve misliyle çok daha fazla ölüme sebebiyet verir. Herkesin üzerine düşeni yapması lazım. Biz Suriye'de de Mısır'da da insanlığımız ve devlet geleneğimizin gereğini yaptık."

Davutoğlu, Türkiye'nin Mısır'da yaşanan 25 Ocak devriminden sonra geçiş sürecine en çok katkı veren ülke olduğunun hatta olayların yaşandığı tarih 30 Temmuz öncesinde MİT müsteşarının Mursi ve diğer yetkililer görüşmek üzere Mısır'a gittiğini belirterek şunları kaydetti:

"Başbakanımız 30 temmuz öncesi, yani gösterilerden birkaç hafta önce önce özel bir görevlendirmeyle bir arkadaşımızı Mısır'a gönderdi ve Sayın Mursi ve diğer yetkililer de görüşmeler yapıldı.Yani darbeden hemen önce Mit Müsteşarımız Mursi'yle ve diğer güvenlik yetkilileriyle görüştü. Aslında ben de gitmeyi düşündüm çok ciddi bir kriz görüntüsü oluşturmamak için vazgeçtim."

"İLK KEZ AÇIKLIYORUM"

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "İlk kez açıklıyorum (Mursi'yle görüşmek için) şu an bile gizli diplomasiyi sürdürüyoruz" dedi.

Davutoğlu, katıldığı programda, Türkiye'nin Mısır dış politikasına ilişkin eleştirilere cevap vererek, Muhammed Mursi cezaevindeyken, onunla görüşemeyecekleri için Mısır'a gitmediklerini ancak halihazırda Mursi ile görüşmek için gizli diplomasi yürüttüklerini söyledi.

Davutoğlu, "Aktif dış politika gizli diplomasiyle bir faaliyet yapmaksa biz bunu şu anda dahi sürdürüyoruz. İlk defa açıklıyorum burada: Büyükelçimiz üzerinden şu anki yönetiminin en etkin isimlerinden birine bu konuda bir teklif, bir zemin yoklaması oldu" diye konuştu.

Muhalefet kanadından Amr Musa ile dahi ortak bir çözüm bulmak için görüştüğünü ifade eden Davutoğlu, "Ortak çözümden de kastımız şuydu: Mursi serbest bırakılsın. Onun denetiminde bir geçiş süreci yine konuşulsun ama meşruiyeti tartışılmayan bir geçiş süreci..." ifadesini kullandı.

Davutoğlu, teklifinin kabul görmemesi üzerine "Avrupalı meslektaşlarını demokrasi restorasyonuna çağrı makalesi yazmaya çağırdığını" belirterek, çağrısının, "Mısır'daki yönetime caydırıcı bir etki yapabilme ihtimaline karşı geri çevrildiğini" dile getirdi.

Daha sonra Katar ve Birleşik Arap Emirlikleriyle (BAE) ile 6-7 maddelik bir plan geliştirdiklerini ve Mursi ile görüşme şartıyla iki tarafla da görüşerek çözüme hazır olduklarını darbe yönetimine ilettiklerini aktaran Davutoğlu, görüşmelerine izin verilmediğini kaydetti.

"DARBE YÖNETİMİNE MEŞRUİYET KAZANDIRMIŞ OLURUZ"

Davutoğlu, Türkiye'nin Kahire büyükelçisi aracılığıyla Mursi ile görüşme yolunu aramasına ilişkin, "Şu cevabı aldık: 'Memnuniyetle buyursunlar, burası Davutoğlu'nun ikinci evidir ama hapisteki liderlerle görüştürmeyiz.' Mursi ile görüşmeden geri dönersek darbe yönetimine meşruiyet kazandırmış oluruz" değerlendirmesini yaptı.

Davutoğlu Türkiye'nin Mısır politikasına yönelik eleştirilere ilişkin, "Bu insafsızlıktır ve fırsatçılıktır. Eğer mesele Sayın Başbakanımız ve beni yıpratmaksa başka gerekçeler bulsunlar. Ama bir darbe yönetimine takındığımız tavır dolayısıyla bizi yıpratmayı kendilerine kazanç gibi görürlerse onursuz bir kazanç olur" ifadesini kullandı.

Türkiye'nin çözüm planı olup olmadığıyla ilgili bir soru üzerine, iki tarafın aktörleriyle temas olmadan arabuluculuk yapılamayacağını dile getiren Davutoğlu sözlerine şöyle devam etti:

"Seçilmiş iktidarın restorasyonu yapılsın, o kadar hassas ki aksi takdirde üç sonuç doğar dedim bundan. Bir, bundan sonra hiçbir Mısır cumhurbaşkanı kendini güvende hissetmez. Seçilmiş olsa bile irade sahibi olmaz. Çünkü madem ki sokak gösterisiyle bir cumhurbaşkanı gidip ordu eliyle başkası geliyor. Şimdi İhvan aynı yöntemi kullanıyor. Sizden öğrendi bu yöntemi. Neden buna karşı çıkıyorsunuz? Bu yolla bölgeyi istikrarsızlığa götüreceksiniz. Nitekim Tunus etkilendi, Libya sallantıda. Suriye de bugün bu katliamı yapma cesareti almışsa 'nasıl olsa diktalara, onların yaptığı katliamlara ses çıkarmıyor uluslararası toplum, bana da çıkarmadı iki senedir. Her şeyi hazmedebilir bu uluslararası toplum' derse bu (Suriye'ye) cesaret verir."

"MÜBAREK'İN SALIVERİLMESİ SÜRECİ TERSİNE ÇEVİRİR"

Davutoğlu eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in tahliye kararını da değerlendirerek, "Mursi içerdeyken Mübarek'in tahliye edilmesi, bütün o demokratik süreç dediğimiz sürecin geri döndürülmesi anlamına geliyor" görüşünü aktardı.

Kendisine, yola beraber çıktığı ve lideri olarak gördüğü kişi hapisteyken, süreçte yer alma teklifi yapılırsa haysiyetli bir insan olarak vereceği cevabın, "beni de cumhurbaşkanımın yanına koyun" olacağını kaydeden Davutoğlu, Müslüman Kardeşlerin seçtikleri lideri görmeden ikna edilmelerinin psikolojik olarak çok zor olduğunu kaydetti.
-"ABD'nin adının geçmediği bir metinde bizi kınamasını kabul etmeyiz, edemeyiz"-
Bakan Davutoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Mısır darbesinin arka planıyla ilgili yaptığı konuşmasının dökümünü çıkararak, satır satır okuduğunu söyledi. Metinde, Amerika Birleşik Devletleri'nin bir kere dahi adının geçmediğine vurgulayan Davutoğlu, sabah, Amerikan tarafına bazı mesajlar ilettiklerini söyledi.
Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Türkiye-Amerika dost ve müttefik ülkedir. Birbirlerine kanalları açıktır. Basın üzerinden konuşmazlar. Birbirleriyle problemleri varsa bunu paylaşırlar. Konuşmanın basına yansımış şekliyle bir tepki verilmesi bizim kabul edeceğimiz bir ilişki tarzı değildir. Öte yandan, konuşmaya baktığınızda Amerika Birleşik Devletleri'nin adı bir kere dahi geçmiyor. Herhangi bir şekilde ABD'nin, adının geçmediği bir metinde bizi kınamasını kabul etmeyiz, edemeyiz. Bunu da kendilerine ilettik. Hiç kimsenin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanıyla ilgili bizimle konuşmadan, dost ve müttefik ülke için söylüyorum: Kınama yayınlama hakkı yoktur."

KAYNAK:
AA
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER