Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, çözüm sürecinde açıklanan akil insanlar heyetine ilişkin, ''Büyük sorunların çözümünde ne kadar çok herkes, siyasi kurumlar, ülkenin önemli kurumları bu işe angaje olursa o kadar kolay olabilir. Büyük sorunları halletmenin önemli yollarından birisidir'' dedi.
Gül, Litvanya Cumhurbaşkanı Dalia Grybauskaite ile yaptığı baş başa ve heyetler arası görüşmenin ardından düzenlediği ortak basın toplantısında Türk ve yabancı gazetecilerin sorularını yanıtladı.
''Akil insanlar listesi açıklandı. Başta muhalefet partileri olmak üzere çeşitli kesimlerden, listede, hükümete yakın isimlerin yer aldığı eleştirileri var. Siz bu eleştirileri nasıl değerlendireceksiniz- Siz buradaki isimleri nasıl buldunuz-'' sorusu üzerine Gül, ''Büyük sorunların çözümünde ne kadar çok herkes, siyasi kurumlar, ülkenin önemli kurumları bu işe angaje olursa o kadar kolay olabilir. Büyük sorunları halletmenin önemli yollarından birisidir'' yanıtını verdi.
Bu çerçeve içerisinde sadece tavsiyelerini paylaştığını kaydeden Gül, nihayette bunun siyasetteki aktörler, siyasi partiler ve hükümetin bileceği iş olduğunu söyledi.
Gül, bir cumhurbaşkanı olarak Türkiye büyük bir sorunla uğraşırken, o sorunu halletmek için gayret sarf ederken, herkesin yapıcı şekilde işin içinde olmasının büyük katkı sağlayacağını düşündüğünü, bunu da samimiyetle paylaştığını ancak nasıl kabul göreceğini bilemediğini ifade etti.
-Gazze'ye yapılan saldırı-
Türkiye ile İsrail ilişkilerinin yumuşama sürecine girdiği dönemde, dün gece Gazze'ye yapılan İsrail saldırısını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Gül, Ortadoğu'da, İsrail ve Filistinliler de dahil herkesin kendi topraklarında, özellikle iki devletin yan yana yaşayabileceği bir ortamın oluşmasını arzu ettiklerini söyledi.
Gül, Türkiye'nin bu isteğini sekteye uğratacak, zorlaştıracak her türlü eylem ve saldırıyı çok yanlış bulduklarına dikkati çekti.
Gazze'de çok büyük insanlık dramları yaşandığını anlatan Gül, ambargoların kısmen kalktığını kısmen de devam ettiğini, bunların barış sürecine hiçbir katkı yapmayacağını vurguladı.
-Kıbrıs'taki barış süreci-
Cumhurbaşkanı Gül, Güney Kıbrıs Rum kesimindeki ekonomik krizin Ada'daki barış sürecini nasıl etkilediğinin sorulması üzerine şöyle konuştu:
''Öncelikle şunu söylemek isterim. Türkiye'nin vizyonu şudur. Akdeniz'de Kıbrıs'ın tamamı, Yunanistan ve Türkiye arasında çok geniş bir işbirliğinin oluşturulması. Avrupa Birliği içerisinde Baltık ülkeleri, İskandinav ülkeleri ayrı birer sütun gibi. Doğu Akdeniz'de de böyle bir sütunun oluşması bizim vizyonumuz. Tabii ki Kıbrıs'ta şu anda çözümsüzlük var. Neredeyse önümüzdeki yıl 50. yıl dönümüne girecek. 50 senedir bir siyasi problem devam edemez açıkçası. Bunun muhakkak bitirilmesi gerekir. Bununla ilgili çok iyi bir şans 2004 yılındaydı. O zamanki Birleşmiş Milletler çözüm planı Avrupa Birliği çözüm planı referanduma tabii tutuldu ve maalesef Rum tarafının 'hayır' demesiyle barış ve çözüm gerçekleşmemiş oldu. Şimdi Ada'da büyük bir ekonomik kriz de yaşanıyor. Tüm bunları bir fırsat olarak görmek gerekir. Ada'da yeni bir hükümet de var, Rum kesiminde. Bizim teklifimiz şu: Gayet yeni bir solukla gayet iyi niyetle tekrar Kıbrıs Türkleri ve Kıbrıs Rumları görüşmelere başlasınlar. Bizler hep yardımcı olalım bu konuya. Ekonomik kriz herkesin birazcık ders de almasına sebep olmalı. Ada'nın birleşmesi daha büyük bir ekonomiyi ortaya çıkartacaktır. Türkiye-Yunanistan, aramızdaki işbirliği daha büyük bir ekonomik potansiyel oluşturacaktır. Bizim söylediğimiz şudur açıkçası Ada'da şu anda bazı ambargolar var biliyorsunuz, kısıtlamalar söz konusu. Hangi kısıtlama varsa hangi tür ambargo varsa, bunların hepsini aynı anda kaldırarak, yeni bir ivme oluşturmak, yeni bir adım atmak. Ümit ederim ki bunlar anlaşılır.''
-Suriye'deki olaylar-
''Türkiye, nereye kadar Suriye'den gelenlere açık kapı politikasını sürdürecek'' şeklindeki soruyu ise Gül, Suriye'de olup bitenlerin herkesi üzdüğünü, ancak komşudaki istikrarsızlık ve iç savaşın Türkiye'yi daha fazla üzdüğünü söyledi.
Gül, Suriye'de büyük bir insanlık dramı yaşandığını, şehirlerin tamamen harap edildiğini belirterek, Türkiye'de şu anda yaklaşık 200 bin Suriyeli'nin bulunduğunu bildirdi.
Türkiye'de bulunan Suriyelilerin bütün ihtiyaçlarını devlet olarak karşıladıklarına dikkati çeken Gül, şimdiye kadar Birleşmiş Milletler hesaplarına göre 1 milyar dolara yakın harcamalarının bulunduğunu ifade etti.
Gül, bunları insani görev saydıklarını ve insanlığın herşeyden önce geldiğini, burada paranın söz konusu olmadığını ifade ederek, şunları kaydetti:
''Türkiye büyük fedakarlıklar yapıyor. Ümit ederiz ki bu sorun kısa süre içerisinde biter ve herkes evlerine döner. 3 milyon kişi şu anda Suriye'de evinden barkından olmuş vaziyette. Biz tabii ki bu politikamızı devam ettireceğiz. 'Ben ateş altındayım. Büyük bir sıkıntıyla karşı karşıyayım. Hayatım tehlikede' deyip de evini barkını terk edip, Türkiye'ye sınırına giren insanlara 'hayır sen Türkiye'ye gelemezsin, dışarıda dur' diyemeyiz açıkçası. Geleni tabii ki kabul etmeye devam edeceğiz. Ama kimsenin de kendi evinden ayrılmasını istemeyiz.''
