ÖNE ÇIKANLAR :
GÜNDEMTÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 09 Temmuz 2020 Perşembe 00:19

Barolara ilişkin kanun teklifi TBMM Genel Kurulunda

Barolara ilişkin kanun teklifi TBMM Genel Kurulunda

TBMM Genel Kurulunda, Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmelerine başlandı.


AK Parti ve MHP milletvekillerince hazırlanan Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmelerine TBMM Genel Kurulunda başlandı.
 
Teklifin tümü üzerindeki görüşmelere geçilmeden önce CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ve HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, düzenlemenin TBMM İçtüzüğü ve anayasaya aykırı bir şekilde görüşüldüğünü iddia ederek, usul tartışması açılmasını istedi.
 
AK Parti Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can, kanun teklifinin TBMM Adalet Komisyonuna zamanında sevk edildiğini, milletvekillerine verilen 48 saatlik sürenin de aşıldığını belirtti. Can, teklif görüşmelerinde İçtüzük ve Anayasa'ya aykırı bir durumun olmadığını belirtti.
 
Usül tartışmalarının ardından, teklifin tüm üzerindeki görüşmelere geçildi.
 
İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, "Teklif ile 2 bin avukatın bir araya gelmesiyle oluşacak her baro, belirli bir siyasal kampa dahil olacaktır. Ya da belirli ideolojik saiklerle hareket edecektir. Bu değişiklikle birlikte siyasallaşmış ve kamplaşmış yargı kurumu içinde bağımsız kalmayı başarabilmiş barolar da aynı çukurun içine sürüklenmektedir." dedi.
 
Müstakil ve siyasallaşmış baroların anayasaya aykırı olduğunu ileri süren Dervişoğlu, "Siyasilerin müdahil olduğu, bir telefon ile hukuka aykırı tutuklamaların yapıldığı, hukuka aykırı tahliyelerin gerçekleştiği, sokaktaki vatandaşın artık yargı erkine güven duymadığı, Türk adalet sistemi mevcut. Siyasallaşmış barolar, bu sistemde hakimlerin karar alma mekanizmalarını etkileyecek ve hakkaniyete uygun hüküm vermelerine engel olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
 
MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, çoklu baro ile barolara siyasetin karışacağını söyleyenleri hayretle izlediklerini belirterek, "Bunu söyleyenler, bugün özellikle 3 büyükşehir barosunun siyasi faaliyetten başka bir şey yapmadığını, milletimizin kaderini ilgilendiren meselelerde, milleti ve devleti ile beraber olmak yerine, karşısında saf tutanlarla beraber olduğunu görmezden gelmektedirler." diye konuştu.
 
Bülbül, bu yapıların, baroları muhalif örgütler olarak tanımladıklarını ve kendi düşünceleri dışındaki baroları "yandaş" olarak nitelendirdiklerini vurguladı.
 
Bu anlayışta olanların, baroların anayasayla ve kanunla belirlenen hak ve sorumluluklarını kabullenmediklerini belirten Bülbül, "Unutulmamalıdır ki bütün barolar anayasa, yasa, ilgili yönetmeliklere ve kamu kurum niteliğine uygun hareket etmek mecburiyetindedir. Hiçbir baro kendi hukukunu oluşturma, bunu uygulama imkanına sahip değildir ve olamayacaklardır." ifadesini kullandı.
 
Bülbül, teklifin, baroları daha demokratik zemine taşıyacağını, mesleki veya demokratik olarak himaye edilemeyecek derecede malul hale gelmiş olan 3 büyükşehir barosundaki durumu daha elverişli ve mesleğe daha fazla hizmet eder hale getireceğine inandıklarını vurguladı. Bülbül, Türkiye Barolar Birliğinde, büyüğünden küçüğüne bütün baroları etkin ve değerli kılacak demokratik bir yapının oluşmasını arzu ettiklerini, düzenlemeyle bunu hayata geçirmek istediklerini söyledi.
 
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, baroların, "hala anayasa ve hukukun üstünlüğünü savunduğu için hedef alındığını" öne sürdü.
 
Baroların, "hukukun siyasetini" yaptığını dile getiren Beştaş, iktidarın, kendisine bağlı yeni barolar kuracağını savundu.
 
Beştaş, "İktidar 'Ben İstanbul, Ankara ve İzmir barosunda yönetimi ele geçiremiyorum, orada benden değil hak ve özgürlüklerden yana olanlar kazanıyor.' diyor. Delege sistemi değiştirilerek, Feyzioğlu ya devam ettirilecek ya da yeni Feyzioğlu bulunacak." dedi.
 
Çoklu baro sistemiyle yargının "her alandaki ayrımcı yaklaşımını avukata göre de yapacağını" öne süren Beştaş, "Barolar bağımsız olmalıdır. İktidar partisine sesleniyorum: Yol yakınken bu teklife 'evet' demeyin." diye konuştu. 
 
CHP Grubu adına söz alan İstanbul Milletvekili Zeynel Emre, kişisel ihtiyaçlara göre değil ülkenin ihtiyaçlarına göre yasama yapılması gerektiğini söyledi. 
 
"Türkiye ihtiyaç duyduğu için değil Erdoğan ihtiyaç duyduğu için yasa çıkarılıyor" iddiasında bulunan Emre, "Bu ülkede hukuk fakültesi dekanlarının yüzde 20'si hukukçu değil. Düzeltecekseniz eğitim sistemini düzeltin." dedi.
 
Türkiye'de bu düzenlemeyi isteyen baro başkanının olmadığını öne süren Emre, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"Yargının üç unsuru var: Hakim, savcı, avukat. Şimdi siz üçüncüyü de ele geçirmeye çalışıyorsunuz. Siz kendinize dikensiz gül bahçesi yapmaya çalışıyorsunuz. Türkiye için yapmaya çalıştığınız hiçbir şey yok. Bu teklif geçtikten sonra AKP'li, CHP'li, HDP'li, MHP'li baro diyecekler, sonra sonra Alevi, Sünni baro diyecekler. Bu bölücülüktür. Ülke menfaatine bu kadar aykırı iş yapmayın."
 
"Barolar asla siyaset yapmıyor"
CHP Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, bir ilde bir baro olması gerektiğini ifade ederek, "Çünkü kamu tüzel kişisi bölünmez. Anayasaya açıkça aykırı. O zaman İstanbul'da bazı televizyon sahipleri bir araya gelsin kendi RTÜK'lerini kursun. Avukatların serbestçe, güçlü şekilde görevini yapabilmesi için bağımsız ve güçlü bir baroya üye olması gerekir. Baroları bölerseniz savunmayı alçaltırsınız. Bu teklif kanunlaşırsa bu tarihe de adalete de ihanettir." değerlendirmesinde bulundu.
 
Baroların bölünmesiyle meslek etiğinin yok olacağını öne süren Erkek, baroların, tarihi boyunca devlete, idareye karşı vatandaşı koruduğunu anlattı.
 
Erkek, vatandaşın, mahkemelerde kamu gücünden korkmayacak, kendini serbestçe temsil edecek avukatlar istediğini kaydederek, "Güçlü avukat, güçlü baroyla olur ama iktidarınızın bağımsız, güçlü yapılara karşı sorunu var. Bağımsız yargı, bağımsız baro, bağımsız Merkez Bankası, bağımsız RTÜK, TÜİK istemiyorsunuz. Onun için bağımsızlığı ve özgürlüğü zedeliyorsunuz. Çoklu baro vatandaşa yapılan bir kötülük olacak. Barolar asla siyaset yapmıyor, barolar insan hakları ve hukukun üstünlüğü mücadelesi yapıyor." diye konuştu.
 
"Avukat-baro rabıtasının tahkim edilmesi amaçlanmaktadır"
AK Parti Grubu adına söz alan Grup Başkanvekili Cahit Özkan, düzenlemeyle ilgili bilgi verdi.
 
AK Parti ve MHP grupları olarak adım adım, aşama aşama, iğneden ipliğe kılı kırk yararak hazırlanan teklifin kamuoyunun önüne getirildiğini ifade eden Özkan, "Hakimiyet, egemenlik kayıtsız şartsız milletindir; baroların, hukuk derneklerinin, avukatların değildir." dedi.
 
Özkan, 200'ün üzerinde milletvekilinin TBMM Adalet Komisyonunda teklifle ilgili görüş ve önerilerini paylaştığını; komisyonun içtüzük ve anayasa aykırılık iddialarını değerlendirdiğini ve kanun teklifini kabul ettiğini anımsattı. Özkan, şunları kaydetti:
 
"130 bin avukat var. Artan avukat sayısı İstanbul, Ankara ve İzmir'de yoğunlaşmış. Artan avukat sayısı barolarla üyelerinin ilişkisinin kopmasına neden olmuş. Meslek içi eğitimde yetersizlikle karşı karşıya kalmışlar. Barolar, yasada ve anayasadaki görevlerini yerine getirememektedir. Düzenlemeyle büyükşehirlerde avukat-baro rabıtasının tahkim edilmesi amaçlanmaktadır.
 
Derin ve paralel yapılar her zaman demokrasiden, çoğulculuktan, temsilden korkar. Bu noktada katılımcılığın, çoğulculuğun, demokratik temsilin önünü açıyoruz. Bu teklifin FETÖ projesi olduğu içi boş bir iddiadır. Bizim hayalimiz bu ülkede çoğulcu, katılımcı, demokratik temsille meslek odası yapılanmalarıdır. Bu ülkenin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini sağlamaktır."
KAYNAK:
AA
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER