ÖNE ÇIKANLAR :
GÜNDEMTÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 11 Haziran 2020 Perşembe 15:00

Bakan Çavuşoğlu gündemi değerlendirdi

Bakan Çavuşoğlu gündemi değerlendirdi

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle, 128 ülkeden 80 binden fazla Türk vatandaşının ülkeye getirildiğini bildirdi.


Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle, 128 ülkeden 80 binden fazla Türk vatandaşının ülkeye getirildiğini bildirdi.

Bakan Çavuşoğlu, NTV'de katıldığı programda gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.

Ayasofya'nın ibadete açılmasına Yunanistan'ın verdiği tepkiye ilişkin bir soruya Çavuşoğlu, "Azınlıkların hakları ve dini özgürlükler konusunda sadece bize değil, dünyaya ders verebilecek en son ülkelerden bir tanesi Yunanistan'dır." yanıtını verdi.

Çavuşoğlu, Yunanistan'ın, Avrupa'da başkentinde cami olmayan tek ülke olduğuna dikkati çekti.

Ülkenin ikinci büyük şehri Selanik'te sürekli açık bir cami olmadığını hatırlatan Çavuşoğlu, Batı Trakya'da Türk azınlığın seçtiği müftülerin cenaze namazı ya da cuma namazı kıldırdığı için ceza aldığını ve Türk azınlığın Türk ismini de kullanamadığını vurguladı.

Çavuşoğlu, "Yunanistan'ın bu konuları gündeme getirmesi hem iki yüzlülük, hem aymazlık, hem de haddini aşmadır. İstanbul'un fethini kabullenememiştir." dedi.

- "Yunanistan'ın İtalya ile imzaladığı anlaşma Türkiye'nin tezlerinin haklılığını gösteriyor"

"Yunanistan'ın İtalya ile imzaladığı, İyon Denizi'nde iki ülke arasında Ekonomik Münhasır Bölge (MEB) sınırlandırma anlaşmasının, Türkiye'nin Libya ile yaptığı anlaşmaya bir karşılık olarak yorumlanıp yorumlanmadığına" ilişkin bir soruya ise Çavuşoğlu, "İyon Denizi'nde olduğu için bizi ilgilendiren bir durum yok. Yani Doğu Akdeniz ve Ege'yi ilgilendiren bir durum yok. Bizim Libya ile imzaladığımız, deniz yetki alanlarının sınırlandırılması, yani kıta sahanlığının sınırlandırılması anlaşmasıyla da ilgisi yok." yanıtını verdi.

Çavuşoğlu, bu konularla ilgisi olmasa da, söz konusu anlaşmanın, Yunanistan'ın, Türkiye'nin savunduğu gerçekleri görmesi ve kabul etmesi bakımından çok önemli olduğunu dile getirdi.

Yunanistan'ın, bugüne kadar adalara, adacıklara, kayacıklara, hatta kayalara da ana kara gibi muamele edilmesi gerektiğini savunduğunu aktaran Çavuşoğlu, ancak Türkiye'nin bu görüşe karşı çıktığını ve bu konuda mahkeme kararlarının da olduğunu anlattı.

Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Örneğin, kendi ana karasına uzak, ama başka bir ülkenin, Yunanistan'ın bazı adalarında olduğu gibi, bizim sınırımıza yakın olan adaların tam etkinliği olamaz. Yani ana kara gibi muamele edilemez. Biz bunu Libya ile deniz yetki alanlarımızı belirlerken, anlaşmayı imzalarken kıta sahanlığımızın batı sınırlarını da belirledik. O batı sınırlarını belirlerken de buna riayet ettik."

Yunanistan'ın İtalya ile imzaladığı anlaşmada da kıyıya yakın adalara tam etkinlik verilmediğini, kıta sahanlığının söz konusu adalardan değil, ana karadan başladığını belirten Çavuşoğlu, "Bu anlaşma, içeriği bakımından bizi doğrudan ilgilendirmese bile, uluslararası hukuk bakımından ve bizim tezlerimizin de haklılığını gösterme bakımından son derece faydalı bir anlaşma oldu." diye konuştu.

Çavuşoğlu, Yunanistan'ın imzaladığı bu anlaşmayla, Türkiye'nin Libya ile imzaladığı anlaşmanın uluslararası hukuka uygun olduğunu tescillediğinin, uluslararası hukuk ve uygulamalar bakımından Türkiye'nin tezine yaklaştığının, ancak bunun Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki anlaşmalarıyla bir ilgisi olmadığının altını çizdi.

- Mısır ile ilişkiler

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da yetkilendirmesiyle, geçmişte Mısır'la Dışişleri Bakanları olarak değişik platformlarda çeşitli temaslarının olduğunu ancak Libya'daki dengeler bakımından ilişkilerin biraz gerginleştiğini söyleyen Çavuşoğlu, "Bugün geldiğimiz noktada, Mısır için de geçerli en akılcı yol, Türkiye'yi görmezden gelmek yerine Türkiye ile diyalog ve iş birliği yapmaktır. Mısır'da biz darbeye karşıyız. Mısır halkına bir karşıtlığımız olabilir mi? Onlar bizim kardeşimiz." diye konuştu.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin, Mısır'ın her zaman istikrarlı olmasını istediğini belirterek, "Darbelerle ve kaoslarla koskoca güçlü bir ülkenin ve milletin enerjisinin heba olmasını istemiyoruz, güçlü ve istikrarlı bir Mısır'a İslam dünyasının, Orta Doğu'nun, Arap dünyasının ihtiyacı var. Biz her zaman bunu savunuyoruz. Darbelere karşıyız." ifadelerini kullandı.

- "Bir an önce Libya'yı istikrara kavuşturmamız gerekiyor"

Bakan Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın telefon görüşmesinde, Libya konusunun ele alınmasıyla ilgili, her iki tarafın, birbirinin pozisyonunu görmek istediğini dile getirdi.

Çavuşoğlu, "ABD, Libya'da çok aktif değil. Belki bunun nedeni geçmişte yaşanan travmalar da olabilir. Bu bölgenin istikrarı ve bölgede istenmeyen durumların engellenmesi, NATO'nun ittifakının da faydasınadır. Dolayısıyla, ABD'nin de burada hem ateşkesin sağlanması hem de siyasi süreçte biraz daha aktif rol oynaması lazım." diye konuştu.

Libya konusuna ilişkin, öncelikle uzman düzeyindeki kişilerin bir araya geleceğini, daha sonra meselenin bakanlar düzeyinde ele alınacağını belirten Çavuşoğlu, "Konuyu liderler seviyesine çıkardıktan sonra iki başkan bunu yine değerlendirecektir ama biraz hızlı adım atmamız lazım. Zaman kaybına tahammülümüz yok. Bir an önce Libya'yı istikrara kavuşturmamız gerekiyor." dedi.

 

- "İsrail'in ilhak planına karşı, uluslararası toplumla birlikte hareket edilmeli"

Çavuşoğlu, İsrail'in Filistin topraklarını ilhak planına ilişkin, "Bir taraftan İslam dünyası ümmeti olarak kararlı duruşumuzu göstermemiz lazım, diğer taraftan da uluslararası toplumla birlikte hareket etmemiz lazım." ifadelerini kullandı.

İslam İşbirliği Teşkilatının (İİT) da üzerine düşen görevi yapması gerektiğinin altını çizen Çavuşoğlu, İİT'nin, İsrail'in ilhak planına karşı uluslararası toplumla birlikte çalışma yürütmesi gerektiğini vurguladı.

Çavuşoğlu, İsrail'in Filistin topraklarını ilhak planının, sadece İİT ve İslam dünyasının değil, tüm dünyanın meselesi olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Bu nedenle, Orta Doğu Dörtlüsü'nün diğer üyeleri BM, AB ve Rusya'yı da harekete geçiriyoruz. Dolayısıyla, AB'nin de çok aktif rol oyması lazım, Rusya'nın da işin içinde olması gerekiyor. BM Güvenlik Konseyi üyesi ülkelerin aynı şekilde çaba sarf etmesi gerekiyor. Bir konferans düzenlememiz lazım, ortak hareket etmemiz lazım ve İsrail'e güçlü mesajın verilmesi gerekiyor. Eğer ilhak yaparsa da bunun bir karşılığının olacağını İsrail'in görmesi gerekiyor çünkü İsrail'in yaptıkları, adımları, aldığı kararlar uluslararası hukuka ve BM kararlarına aykırı."

- "İdlib'de rejime ve diğer başka gruplara, ateşkesi bozma izni ve fırsatı verilmemeli"

Bakan Çavuşoğlu, İdlib konusuna ilişkin yaptığı değerlendirmede, buradaki gözlem noktalarının mevcudiyetini koruduğunu ve çalışmaların devam ettiğini belirtti.

İdlib'in güvenli hale gelmesi ve yolların açılmasının öneminin altını çizen Çavuşoğlu, Rusya'yla 5 Mart'ta yapılan mutabakat gereği ortak devriyelere devam edildiğini bildirdi.

Rejimin ve bazı radikal grupların ihlallerini sürdürdüğünü, fakat buna rağmen, ateşkesi devam ettirdiklerini söyleyen Çavuşoğlu, rejime ve diğer başka gruplara ateşkesi bozma izni ve fırsatı verilmemesi gerektiğini vurguladı. Çavuşoğlu, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'la da bu konuyu görüştüklerini belirtti.

Öte yandan, Çavuşoğlu, siyasi sürece ağırlık verilmesinin önemini vurgulayarak, anayasa komisyonunun yazı ekibinin toplanacağı bilgisini Lavrov'un da teyit etmesinin, rejimi sürece katmak açısından önemli olduğunu aktardı.

Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Rejimin sürece samimi yaklaşması gerekiyor. Ateşkesin devam etmesi önemli ve bunun için çalışıyoruz. Astana formatında Üçlü Dışişleri Bakanları Toplantısı'nı yapmıştık. Şimdi ev sahipliği sırası İran'da. Salgın sonrası İran ev sahipliğini yapabilir ama bu arada bir video konferans yapabiliriz. İran'dan tarih bekliyoruz."

- "En çok turist gönderen ülkelerin yetkilileriyle görüşüyoruz"

Çavuşoğlu, bu yaz yabancı turistleri Türkiye'de güvenli bir şekilde ağırlayacaklarını söyleyerek, "(Turistler) Ülkesinden güvenli şekilde yola çıkacak, tekrar güvenli şekilde ülkesine dönecek. Bunun için de uçaklarda, havaalanlarında, otellerde ve personelin sağlık durumu da dahil tüm tedbirler alındı." diye konuştu.

Kovid-19 sürecinde, Türkiye'ye turist gönderilmesi için çalışmaları sürdürdüklerini bildiren Çavuşoğlu, "Bir taraftan (Kültür ve Turizm Bakanı) Mehmet Ersoy muhataplarıyla görüşüyor, bir taraftan (Almanya Dışişleri Bakanı) Heiko Mass başta olmak üzere dışişleri bakanlarıyla, bize en çok turist gönderen ülkelerin yetkilileriyle görüşüyoruz ve neler yaptığımızı anlatıyoruz." dedi.

- "128 ülkeden 80 binden fazla vatandaşımızı getirdik"

Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin Kovid-19'la mücadelede ortaya koyduğu başarıya dikkati çekerek, "Koronavirüsle mücadelede en etkin ülkelerden biri olduk ve birçok ülkeye yardım ettik. Diğer taraftan tahliyelerle 128 ülkeden 80 binden fazla vatandaşımızı getirdik." ifadelerini kullandı.

Yurt dışında sürekli ikamet eden Türk vatandaşlarının da kara ve hava yoluyla Türkiye'ye gelmek istediklerini belirten Çavuşoğlu, "Onlara da aynı şekilde yardımcı oluyoruz, uçuşları açıyoruz. Bazılarını da temmuz ortasında açıyoruz. Bazı ülkelerle de o tarihlerde uçuşların başlaması için çalışmalarımızı, temaslarımızı sürdürüyoruz." dedi.

Çavuşoğlu, yurt dışından turlarla charter uçuş düzenleyerek, Türkiye'ye gelmek isteyen Türk vatandaşları için izinlerin alınması konusunda da çalıştıklarını bildirdi.

- "Suudi Arabistan'dan binlerce vatandaşımızı tahliye ettik"

Bakan Çavuşoğlu, Suudi Arabistan'da Kovid-19 tedavisi gören Türk vatandaşlarının durumuyla ilgili yöneltilen soruya ilişkin, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Kovid pozitif çıkan 70 civarında vatandaşımızı Suudi Arabistan'dan getirdik. Diğer ülkelerden de getirdiğimiz acil durumu olan vatandaşlarımız oldu. Suudlu şirketin kendi devletiyle çözmesi gereken şeyler vardı, bunları çözdük. Diğer taraftan Suudi Arabistan'dan binlerce vatandaşımızı tahliye ettik."

KAYNAK:
AA
ETİKETLER:
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER