ÖNE ÇIKANLAR :
GÜNDEMTÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 04 Nisan 2013 Perşembe 01:01

Anayasa Mahkemesinin Kuruluş Kanununun iptal isteminin reddi


Anayasa Mahkemesinin, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması isteminin reddine ilişkin kararının gerekçesi Resmi Gazetede yayımlandı.
     CHP, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurmuştu.
     Başvuruyu esastan görüşen Yüksek Mahkeme, iptal ve yürürlüğün durdurulmasını istemlerini reddetmişti.
     Anayasa Mahkemesinin söz konusu ret hükmüne ilişkin gerekçeli kararı Resmi Gazete'nin bugünkü mükerrer sayısında yayımlandı.
     Söz konusu kanunun 3. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasının (e) Bendinde Yer Alan ''...veya yaptırmak...'' ibaresinin iptal isteminin incelenmesinde, iptali istenen ibarenin Anayasa Mahkemesinin görev ve yetkilerini düzenleyen 3. maddesinde yer aldığı anımsatılarak, Anayasa Mahkemesinin görevleri arasında sayılan siyasi partilerin mali denetimini yaptırmak işinin usul ve yönteminin söz konusu Kanunun 55. maddesinde açıklığa kavuşturulduğu kaydedildi.
     Anayasa Mahkemesinin siyasi partilerin mali denetimleriyle ilgili olarak Sayıştaydan alacağı yardımın, ''kesin hesaplara ilişkin belgeleri inceleyerek rapor düzenlemek'' şeklinde bir yardım olduğuna işaret edilen kararda, ''Mahkemelerin kanunun uygulanması dışında uzmanlık gerektiren konularda bilirkişiye başvurması adil yargılanma hakkının gereği olarak değerlendirilmelidir'' ifadesine yer verildi. Kararda, Anayasa Mahkemesinin, hesap denetiminde uzman bir kurum olan ve Anayasa'da mali denetim konusunda zorunlu olarak yardım alınması gerektiği belirtilen Sayıştaydan rapor istenmesi şeklindeki yardımın ''yetki devri'' niteliği taşımadığı vurgulandı.
     6216 sayılı Kanun'un 6. maddesinde, Anayasa Mahkemesinin kuruluşu ve üyelerinin seçilme yeterliliğini düzenleyen maddenin iptal istemine ilişkin olarak da gerekçeli kararda, şu ifadelere yer verildi:
     ''Anayasa'nın 146. maddesi ve 6216 sayılı Kanun'un 6. ve 7. maddelerindeki düzenlemeler birlikte dikkate alındığında bir kişinin raportör kontenjanından Mahkeme üyeliğine seçilebilmesi için Mahkemede en az beş yıl raportör olarak görev yapmış olmasının yeterli olduğu, seçilme anında halen bu görevi yapıyor olması gibi ek bir koşulun aranmadığı açıktır. Bu nedenle iptali istenen ibare, Kanun'daki diğer düzenlemeler ile birlikte değerlendirildiğinde Anayasa'nın 146. maddesinde yer verilen 'en az beş yıl raportörlük yapmış' Anayasa Mahkemesi raportörlerini de kapsadığından dava konusu kuralın, Anayasa'ya aykırı bir yönü bulunmamaktadır.''
     Anayasa Mahkemesi üyeliğine üst kademe yöneticileri kadrosundan seçileceklere ilişkin maddenin iptal isteminin reddine ilişkin gerekçede, üst kademe yöneticileriyle ilgili Anayasada bazı koşullar dışında herhangi bir düzenlemeye yer verilmeyerek, bu konunun kanun koyucunun takdirine bırakıldığı belirtildi.
     Kanun kuralarında, ''Yükseköğretim Kurulu Başkan veya üyesi ya da bir yükseköğretim kurumunun rektör veya dekanı ya da müsteşar, müsteşar yardımcısı, büyükelçi veya vali'' olarak üst kademe yöneticilerinin belirlendiği kaydedilen gerekçede, belirlenen bu kişilerin niteliği dikkate alındığında kanun koyucunun Anayasa Mahkemesinin Anayasayla belirtilen görev ve yetkilerine uygun bir tercih yaptığı ifade edildi.
     CHP'nin, aynı kanunun 15. Maddenin (1) numaralı fıkrasının (ç) bendinde yer alan ''oturum ve oylamanın gizliliği'' sözcüklerinin belirsizlik içerdiği yönündeki iddiasının da incelendiği Anayasa Mahkemesi gerekçesinde, sözcüklerin üyeler etki altında kalmadan, güven ortamında serbestçe ifade edilen görüş ve düşüncelerinin dışarıya yansımasını önlemeye dönük bir düzenleme olduğu, bu hükmün Anayasa Mahkemesi üyelerine baskı şeklinde değerlendirilemeyeceği vurgulandı.
    
     -İsimsiz, imzasız, adressiz yapılan şikayet ve ihbarlar-
    
     Anayasa Mahkemesi, 6216 sayılı yasanın 16. maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer verilen, isimsiz ve imzasız veya adressiz yapılan ancak, somut delile dayanan ihbar ve şikayetlerin değerlendirmeye alınarak konu hakkında gerekli inceleme ve araştırma yapılmasına ilişkin hükmün iptal isteminin reddine ilişkin gerekçede de şunlar kaydedildi:
     ''Bir kişi hakkında ceza veya disiplin soruşturması yapılmasının en önemli unsuru somut delilin varlığıdır. Somut delile dayanan bir iddia kim tarafından ileri sürülmüş olursa olsun, disiplin veya ceza kovuşturması açılmasının ön şartı niteliğindedir. Kanun koyucu birinci cümlede somut delile dayanmamakla birlikte ayrıca isimsiz ve imzasız, belli bir olayı ve nedeni içermeyen şikâyetlerin hukuken dikkate alınmayacağını belirtmiştir. Şikâyetin hukuken dikkate alınmamasının sebebi, iddianın somut bir delile dayanmaması veya belirli bir olayı içermemesidir.
     Somut bir delil veya belirli bir olayı içeren iddiaların ispatlanabilir olması nedeniyle kanun koyucu bu nitelikleri taşıyan şikâyetlerin ciddiye alınması gereğini belirterek konu hakkında gerekli inceleme yapılmasını kurala bağlamıştır. Kanun koyucu, Başkan tarafından işleme konulacak şikâyetlerde özellikle soyut nitelikli iddia yerine kanuni bir terim olan 'somut delil' kavramını kullanmıştır. Somut delile dayanan ihbar ve şikâyetler kim tarafından yapıldığına bakılmaksızın hukuki nitelik taşırlar. Hukuk devletinin gereği olan adil bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdürme görevi, hukuka aykırı fiil ve davranışları hakkında somut delil bulunan kişilerle ilgili gerekli soruşturma veya incelemenin yapılarak, hukuka aykırı fiillere gerekli yaptırımların uygulanması ile mümkündür. Bu nedenle adaletli bir hukuk düzeninin devamını sağlayıcı nitelikteki kuralın hukuk devleti ilkesine aykırı bir yönü bulunmamaktadır.''
     Raportör yardımcısı adaylığı mülakatına ilişkin hükmün iptal isteminin reddi gerekçesinde, söz konusu düzenlemenin, herkes için geçerli, soyut ve genel hükümler içerdiği belirtildi.
     Kanun'da mülakat komisyonu üyelerinin adayı değerlendirirken esas alacakları kriterlerin ayrı ayrı gösterildiği ve her bir aday için yapılacak değerlendirmede, mülakat komisyonu üyelerinin her birinin verdikleri puanların aritmetik ortalamasının alınacağına dikkat çekildi.
     Dava konusu kuralın mülakat sırasında herhangi bir kayıt sistemi kullanılamayacağını da hükme bağladığı anımsatılan gerekçede, ''Kimi yargı kararlarında yer alan mülakat veya sözlü sınavların kamerayla kayıt altına alınması ve böylece yargısal denetimin daha kolay bir şekilde yapılabilmesine imkân tanınması yönündeki değerlendirmelerin, anayasal denetimde bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Kuralda, idari yargı yolunu kapatan veya zorlaştıran bir hükme yer verilmediğinden, Anayasa'ya aykırı bir yön bulunmamaktadır'' görüşü aktarıldı.
    
     -Anayasa Mahkemesine yeniden yargılama yetkisi verildiği iddiası-
    
     Anayasa Mahkemesine, bireysel başvurularda yeniden yargılama yapılmasını isteme yetkisi veren Kanun hükmünün iptal isteminin reddine ilişkin gerekçede, Anayasanın 148. maddesinde yapılan değişiklikle Mahkemeye bireysel başvuru hakkı tanındığı hatırlatıldı.
     Bireysel başvuru yolunun, dava dilekçesinde belirtildiği gibi sadece bir hakkın ihlal edilip edilmediğinin tespiti davası olmadığı belirtilen gerekçede, bireysel başvurunun, bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin kamu gücü tarafından ihlalinin önlenmesi ve bir ihlal tespiti durumunda da bu ihlalin sonuçlarını ortadan kaldıracak veya meydana gelen zararı giderecek şekilde hukuki sonuçlar doğuran bir dava niteliğinde olduğu kaydedildi.
     Gerekçede, ''Bu nedenle, kanun koyucunun bireysel başvurunun niteliğine uygun gerekli usul hükümlerine Kanunda yer vererek, Anayasa Mahkemesinin görevinin sadece hak ihlallerinin tespiti değil, bu ihlali ortadan kaldıracak nitelikte kararlar verebilmesine imkan tanıması olduğu açıktır. Dava dilekçesinde belirtildiği gibi Anayasanın 148. maddesinde Anayasa Mahkemesinin bireysel başvurularda yetkisinin sadece bir hak ihlalinin tespitiyle sınırlı olduğu yönünde bir kural bulunmamaktadır'' değerlendirmesinde bulunuldu.
     Yasama yetkisinin, genel ve asli bir yetki olduğu, kanun koyucunun bir konuda düzenleme yapabilmesi için Anayasa tarafından özel olarak yetkilendirilmiş olmasına ihtiyaç bulunmadığı vurgulanan gerekçede, ''Bu nedenle kanun koyucu Anayasada açıkça yasaklanmamış her alanda düzenleme yapabilir. Dava konusu kuralda yer alan düzenlemelerin de bu kapsamda değerlendirilmesi gerekir'' tespiti yapıldı.
     Kanunun, ''karar alırken oyların eşitliği halinde başkanın bulunduğu tarafın görüşü doğrultusunda karar verilmiş sayılacağı'' şeklindeki hükmün iptal isteminin reddi gerekçesinde, oyların eşitliği halinde başkanın oyunun bulunduğu tarafa üstünlük tanınması yönteminin, diğer bazı yüksek mahkeme kanunlarında olduğu gibi, mukayeseli hukuk açısından da uygulanan ve benimsenen bir usul olduğu belirtildi.
     Gerekçede, iç hukukta benzer düzenlemelerin diğer yüksek mahkeme kanunlarında da yer aldığı, mukayeseli hukukta ise aynı yöntemin İtalya, Fransa, İspanya, Portekiz, Çek Cumhuriyeti ve Macaristan gibi ülkeler tarafından da kabul edilmiş bir uygulama olduğuna işaret edildi.
     Anayasa koyucunun, toplantı yeter sayısını en az on üç olarak belirlediği, Genel Kurulun 14 veya 16 üye ile toplanması durumunda, oyların eşitliği halinde kararın hangi yönde verildiğine ilişkin bir düzenlemeye Anayasa'da yer vermediği hatırlatılan gerekçede, bu konuda kanunla bir düzenleme yapılmasının gerekliliğinin açık olduğu kaydedildi.
     Yasama yetkisinin asliliği ve genelliği ilkesi gereğince kanun koyucunun bu alandaki boşluğu bu madde ile düzenlediği belirtilen gerekçede, ''Anayasada düzenlenmediği için uygulamada belirsizliğe yol açacak bir alanın, öngörülebilir ve uygulanabilir şekilde kanunla düzenlenmesi, Anayasanın 2. maddesinde belirtilen hukuk devletinin gereğidir. Bu nedenle, Anayasada yer verilmeyen Mahkeme Genel Kurulunun çift sayıyla toplanması durumunda oyların eşitliği sonucu ortaya çıkan belirsizliği kanun koyucunun kanunla düzenlemesi hukuk devletine aykırılık oluşturmaz'' denildi.

KAYNAK:
AA
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER