Almanya'da ailelerinden koparılan çocuklar, Türkiye'nin merceğinde. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, bu meseleyi takip etmek için 14-19 Nisan tarihleri arasında Almanya'da temaslarda bulunacak.
Komisyon Başkanı Ayhan Sefer Üstün, CHP Ankara Milletvekili Levent Gök ve MHP Ankara Milletvekili Mustafa Erdem ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ve komisyondan 1'er uzmanın yer alacağı heyet, 14 Nisan Pazar günü Almanya'nın Stutgart şehrine gidecek. Heyet, Başkonsolos M. Türker Arı'nın heyet onuruna vereceği yemeğe katılacak, 10 Mart günü meydana gelen Backnang yangınında hayatlarını kaybedenlerin yakınlarının hazır bulunacağı toplantıya katılacak.
Heyet, 15 Nisan Pazartesi günü çocuğuna Gençlik Dairesi tarafından el konulan Yasemin Tataş ve avukatı Nurcan Aydın ile biraraya gelecek.
Stuttgart Büyükşehir Belediyesi Gençlik Dairesi Başkanı Bruno Pfeifle, Stuttgart Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Werner Wölfle, Backnang Büyükşehir Belediye Başkanı Frank Nopper, Rems-Murr Bölgesi Gençlik Dairesi Başkan Vekili Wilfried Hägele'yi ziyaret edecek olan heyet, Eyalet Yeşiller Partisi Milletvekili Muhterem Aras ile görüşecek, Backnang'taki Türk toplumuyla toplantı yapacak.
Heyet, 16 Nisan Salı günü, Eyalet Sosyal Düzen, Aile, Kadınlar ve Yaşlılar Bakanı Katrin Altpeter ve Eyalet Uyum Bakanı Bilkay Öney'i ziyaret edecek; Türk sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile toplantıda biraraya gelecek.
17 Nisan günü Münih'e geçecek olan heyet, NSU davasının görüleceği Eyalet Yüksek Mahkemesi'ne gidecek. Başkan Dr. Karl Huber tarafından karşılanacak olan heyet, Bavyera Eyalet Meclisi'nde "NSU Cinayetlerini Araştırma Komisyonu" Başkanı Franz Schindler ve komisyon üyeleri ile görüşecek. Heyet, başkonsolosluk konutunda STK temsilcileri, basın mensupları ve ailelerle biraraya gelecek.
Heyet, 18 Nisan günü geçeceği Berlin'de Federal Parlamento Neo Nazi Araştırma Komisyonu oturumuna katılacak; 19 Nisan Cuma günü de Neukölln Gençlik Dairesi ve Berlin Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Sigrid Klebba ile görüşecek, çocukları koruma altına alınan ailelerle buluşacak. Heyet, aynı gün Türkiye'ye dönecek.
-"Çocuklar çok basit nedenlerle alınmış"-
Komisyon Başkanı Üstün, ziyaret öncesinde yaptığı açıklamada, çocukların, "komşu ihbarı, öğretmenin yanlış değerlendirmesi, çocuğun ailesine kızıp 'beni alın' demesi" gibi çok basit nedenlerle ailelerinden alındığını, bu aşamada detaylı ve özenli araştırma ve inceleme yapılmadığını bildirdi.
Velayet hakkının, temel insan hakkı ve Anayasal bir hak olduğunu belirten Üstün, bunun ancak mahkeme kararı ile ortadan kaldırılabileceği şartı ihmal edilerek çocukların ailelerinden alındığını kaydetti. Üstün, Gençlik Daireleri'nin çocuğu ailelerin elinden alması uygulamasının istisnai bur kural olması gerekirken, bu istisnanın kural haline getirildiğini belirti.
Üstün, "Daire önce çocuğu alıyor sonra 'almak istiyorsan mahkemeye ver' diyor. Ondan sonra da uzun süreçli, masraflı ve meşakkatli yargılama süreci başlıyor" dedi.
Ailesinden alınan çocuğun, kendi kültür ve yaşam tarzına en yakın akraba ve ailelere verilmesi gerektiğine işaret eden Üstün, "Ancak uygulama bunun tam tersi, en uç örnekler bile var" diye konuştu. Öz ailesi ile çocuk arasında çok sık şahsi ilişki kurulması gerekirken bunun yapılmadığını, çocuğun ailesinden tamamen koparıldığını, sadece yılda bir iki sefer görüştürüldüğünü ve görüşmede de kendi anadilleri yerine Almanca konuşmaya zorlandıklarını kaydetti.
- "İnsani boyut ihmal edilmemeli"-
Üstün, ailenin durumunun sık aralıklarla kontrol edilerek, negatif durum ve tutumun ortadan kalktığının tespit edilmesi halinde çocuğun aileye iade edilmesi gerektiğini ifade ederek, "Gençlik Dairesi çocuk 18 yaşına kadar kendi malıymış gibi davranıyor, ailenin durumunda iyileşme varsa çocuğu iade etmesi gerekiyor, ancak bunu yapmıyor" diye konuştu. Üstün, sürecin her aşamasında meselenin insani boyutu ihmal edilmeden ve süreç içerisine ticari kaygı ile hareket eden özel ve tüzel kişilerin katılımının engellenmesi ve sürecin bu kuruluşların eline terk edilmemesi gerektiğini vurguladı.
Komisyon Başkanı Üstün, Almanya'da 2011'de 38 bin 456 çocuğun ailelerinden alındığını, bunun 29 bin 247'sinin Alman vatandaşı, 9 bin 209'unun ise yabancı ülke vatandaşı olduğunu ifade ederek, ailelerinden alınan Türk çocuklarının sayısının yaklaşık 5 bin olduğunu söyledi.
-"Sistemin rehabilite edilmesi lazım"-
Üstün, şöyle konuştu:
"Böyle bir sisteme gerek var belki ama bu sistemi insanileştirmek lazım. Maddeci yaklaşımla sorunu çözemezsiniz çünkü konumuz çocuk ve insan. Kurumlar çocuklara iyi elbiseler ve yemekler vererek iyi yaptıklarını zannediyorlar ama çocuk ailesinden koparılıyor, bu çok kötü bir şey. Bu çocuklar muhtemelen ileride sorunlu bir kişilik olarak ortaya çıkıyor, hem kendisine hem de topluma zarar verecek bir konuma geliyor. O yüzden bu sistemin rehabilite edilmesi lazım. Ziyaretimizle bu meseleleri yerinde görme ve inceleme fırsatımız olacak. Buradan elde ettiğimiz bilgilerle de gerçek ve objektif bir rapor hazırlayacağız, bu raporu da hem kendi kurumlarımızla hem de Avrupa'daki kurumlarla paylaşacağız, çocukların daha insani süreçlerden geçerek korunmasını temin etmeye gayret edeceğiz.''
-NSU davası-
Almanya'da aşırı sağcı terör örgütü "Nasyonalsosyalist Yeraltı" (NSU) davasına katılacaklarını da belirten Üstün, şunları söyledi:
"Orada Alman parlamenterlerle birlikte kamuoyuna ortak bir mesaj vermek istiyoruz. Ayrıca mağdur ailelere destek olacağız. Mahkeme Başkanı ile görüşmemiz olacak. Elbette duruşmayı izlemek istiyoruz, bu konuda engel çıkaracaklarını tahmin etmiyorum, bu zamana kadar da aksi yönde bir bilgi bize gelmedi. Mahkeme heyetinin, olayın uluslararası boyutu olduğunu görerek daha geniş bir salon ayarlamak suretiyle konunun bu yönüyle değil de esası yönüyle tartışılmasını sağlayabilirdi. Bu belki şimdi yapılamadı ama inşallah bundan sonraki yargılamalarda bu tedbirler alınır ve işin özü konuşulur; ırkçılık, cinayetler, ailelerin mağduriyeti gündeme gelir. Davanın bu yönüyle gündeme gelmesini istiyoruz."