ÖNE ÇIKANLAR :
GÜNDEMTÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 02 Eylül 2013 Pazartesi 15:24

Adli Yıl açılış töreninde Feyzioğlu'ndan sert eleştiriler

Adli Yıl açılış töreninde Feyzioğlundan sert eleştiriler

Adli Yıl açılış törenine Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun sert eleştiriler içeren konuşması damga vurdu.


Adli Yıl açılış törenine Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun sert eleştiriler içeren konuşması damga vurdu.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in de katıldığı açılış töreninde konuşan TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, Türkiye gündemine dair çok sayıda konuda sert eleştirilerde bulundu.

"MİLLİ İRADE DİYENLER OTORİTERLEŞTİ"

‘Milli irade’ tabiriyle ilgili konuşan Feyzioğlu, “Dünya ve Türkiye tarihine bakıldığında, milli irade tabiri daha ziyade, seçimle iş başına gelmiş ancak çoğulculuk yerine çoğunlukçuluğu benimsemiş ve giderek otoriter eğilimler sergilemeye başlamış siyasi iktidarların tercihi olmuştur” dedi.

Çağdaş demokrasilerin çoğulcu olduğunu vurgulayan Feyzioğlu, “milli irade tabiri, çoğunluğun azınlığa tahakküm ettiği, siyasi iktidarın her kurumu ele geçirdiği ve yaşamın her alanını düzenlemeye soyunduğu, insanların yaşam biçimine müdahale ettiği dönemlerdeki içeriğinden elbette ki farklı anlaşılmak zorundadır” diye konuştu.

Cumhuriyetin temel niteliklerinin çoğunluğun azınlığa tahakkümünü sınırladığını belirten Feyzioğlu, “Bu sınırlamalarla kastedilen, bazılarının ileri sürdüğünün aksine, azınlığın çoğunluğa tahakkümü asla değildir; kastedilen, demokratik uzlaşma kültürüdür, katılımcı demokrasidir, geçici bir çoğunluğun geçici bir azınlık üzerinde mutlak egemenlik kurmasının önlenmesidir; nasıl yaşayacağını, hangi okula gideceğini, hangi inanca sahip olacağını, nerede ibadet edeceğini, hangi ahlak kuralını benimseyeceğini kişilere dayatmaya kalkışmamasıdır” ifadelerini kullandı.

"DEMOKRASİ SANDIKLA SINIRLI DEĞİL"

Feyzioğlu eleştirilerini şu sözlerle sürdürdü:

- Demokrasilerde “seçim sandığı” kuşkusuz vazgeçilmezdir. Ancak demokrasi, sandıktan sandığa oy vermekle sınırlı bir rejim değil, bir yaşam biçimidir. Demokratik hukuk devletinde, siyasi iktidar, parlamentodaki çoğunluğu ne olursa olsun hukuk kurallarıyla bağlı olduğunu bilir. Hukuk kurallarını uygulayanlar da daima özgürlükçü pencereden bakarlar. Çünkü demokratik hukuk devletinde özgürlükler esas, özgürlüklerin kısıtlanması ise istisnadır.

"KUTSAL OLAN DEVLET DEĞİL İNSANDIR"

- Çağdaş devlet anlayışında kutsal olan devlet değil, devletin hizmetle yükümlü olduğu insandır. Devleti kutsallaştırmak isteyenler, aslında kendilerini kutsallaştırmak ve dokunulmaz ilan etmek isterler. Bu düşüncede olanlar halka sundukları hizmetleri bir görev olarak değil, bir lütuf olarak görürler. Kendi kendilerini halka hizmet ederken lütufta bulunduklarına inandıranlar, bireylerin muhalif düşünceler açıklamasına, toplulukların toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmasına öfkelenirler ve halkı kadir bilmezlikle suçlarlar.

"İKTİDARLAR DEMOKRASİ DALINI KENDİ ELLERİYLE KESMEZLER"

- Siyasi iktidarlar, demokratik kitle örgütlerinin eleştirilerinden elbette haz etmek zorunda değildir; ancak çoğulcu demokrasilerde, siyasi iktidarlar, bu eleştirileri değerlendirmek ve hoşgörüyle karşılamak zorundadır. Çoğulcu demokrasilerde siyasi iktidarlar hoşlarına gitmeyen siyasi düşünceleri hedef almazlar, parlamentodaki çoğunluklarına dayanarak demokratik kitle örgütlerini yok etmeye kalkışmazlar; bunları demokrasinin vazgeçilmezi olarak kabul ederler ve birlikte yaşarlar. Böylece bindikleri demokrasi dalını kendi elleriyle kesmezler.

- Esasen çoğulcu demokrasi, gerçek demokrasinin tek modelidir. Çoğunlukçu rejimler kendi kendilerini demokrasi olarak ilan etseler de, o düzenlerde özgürlük yoktur, siyasi iktidarın lütufları vardır.

ADALET BAKANI’NDAN CEVAP

Adalet Bakanı Sadullah Ergün, Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’na cevap verdi. Ergün, kendi oturduğu koltuğa çoğunlukçu yöntemle gelenlerin, kürsüden ‘çoğulcu tavsiyelerde’ bulunma hakkına sahip olmadığını belirterek, "Biz parlamento açıldıktan sonra, çoğulculuğu her alanda yaymaya ilişkin çalışmaları yapacağız. Barolar Birliği seçimlerinin de, oralardan gelen delegelerin seçimlerinin de çoğulcu yöntemle gelmesi için öneri getireceğiz. Umarım sayın başkan da, bu çoğulcu önerilerimize de destek verir.” dedi.

Adalet Bakanı Sadullah Ergün, adli yıl açılışı münasebetiyle gerçekleştirilen törenin ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı.

Bir gazetecinin Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun yaptığı konuşmayı nasıl değerlendirdiğine ilişkin soruya Bakan Ergün, törende konuşan yargıda temin edilen gelişmelere ilişkin Yargıtay Başkanı’nın görüşlerine katıldığını söyledi.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun başta Anayasa Mahkemesi ve bütün siyaset kurumunu eleştirdiğini ifade eden Ergün, “Elbette eleştirme yapar. Ancak bu değerlendirmeleri yaparken kendimizi de değerlendirmenin içine katmak durumundayız. Bütün kurumlar, eleştirilerden nasibini aldı, ama burada yılmaz şaşmaz bir Barolar Birliği’ görüntüsü ortaya çıktı. Çoğulculuğa vurgu yapan, çoğunlukçuluğu eleştiren bir bakış açısı ortaya koydu. Doğrudur, demokrasiler çoğulcu olduklarında kıymetlidirler. Ama sayın Barolar Birliği Başkanı kendi oturduğu koltuğa, çoğunlukçu bir seçim sistemi ile gelmiştir. 79 vilayette yapılan seçimlerde, yüzde 50 oy alan liste, kendi genel kurul delegelerinin tamamını alarak seçilmiştir. Ve çoğulculuğa asla kapı aralamayan bir sistemdir. Bu sistemin değiştirilmesi için girişim yapanlara da, çok büyük muhalefet yapmaktadırlar. Dolayısıyla şunu ifade etmek istiyorum: Kendi oturdukları koltuğa çoğunlukçu yöntemlerle gelenler, bu kürsülerden bize ‘çoğulcu tavsiyelerde’ bulunma hakkına sahip değiller. Ayrıca konuşma kendi içinde çelişik ifadeler barındırmakta. Bir yandan, inanç özgürlüklerini ifade ederken, diğer yandan Danıştay’ın avukatların başörtülü görev yapma kararını da eleştirmekte ve gerekçesini hazmedemediklerini ifade etmektedirler. Buna benzer, konuşmanın kendi içinde çelişkilerde var. Biz parlamento açıldıktan sonra, çoğulculuğu her alanda yaymaya ilişkin çalışmaları yapacağız. Barolar Birliği seçimlerinin de, oralardan gelen delegelerin seçimlerinin de çoğulcu yöntemle gelmesi için öneri getireceğiz. Umarım sayın başkan da, bu çoğulcu önerilerimize de destek verir.” diye konuştu.

“YENİ BİR AVUKKATLIK YASASI ÖNERİSİ BİZE GETİRİLMEDİ”

Düzenlemenin barolarla görüşülerek yapılıp yapılmayacağına ilişkin bir soruyu da Adalet Bakanı Ergün, şöyle cevap verdi: “ Biz bakanlık olarak yıllardır, barolar başkanları ile yaptığımız görüşmede, avukatlık kanununun değiştirilmesi konusunda ısrarla kendilerinin önerilerini istedik. Barolar Birliği maalesef, şu ana kadar yeni bir avukatlık yasasını, yasalaşmak üzere bizimle paylaşmadı. Küçük küçük talepleri oldu. Ama yeni bir avukatlık yasası değişikliği konusunda, özellikle, barolardan yapılacak delege seçimlerde çoğulcu yöntemlerle yapılacak seçim konusunda bize şu ana kadar, hiçbir barolar birliği yönetimi öneri getirmemiştir.”

“BAKIŞ AÇILARINI KAMUOYUNUN TAKDİRİNE BIRAKIYORUM”

Feyzioğlu’nun Ergenekon, Balyoz davalarına 'kara leke' ithamında bulunduğunun hatırlatılması üzerine de Bakan Sadullah Ergün; “Tabi o da yaman bir çelişki. Darbe yapanla, darbe yapma girişiminde bulunanla, darbeye muhattap olmuş, yargılanmış, idam edilmiş olanları aynı kefeye koymuş bir bakış açısının ne denli sağlıklı olduğunu kamuoyunun takdirine bırakıyorum.”

Başbakan Erdoğan’ın bir değerlendirmesinin olup olmadığı yönündeki bir soruya da Bakan Ergün, “Başbakan’ın bu konu ile ilgili bir değerlendirmesi olmadı.” diye cevap verdi.

Feyzioğlu’nun, 'Türk tipi Başkanlık Sistemi’nin otoriterleşmeye yönelik olduğu' yönündeki ifadelerinin hatırlatılması üzerine Bakan Ergün, “Ortada olmayan birşey üzerinden varsayım yapılıyor. Ona değerlendirme yapmayacağım.” dedi.

Ergün, Feyzioğlu’nun Mısır ve Gezi Parkı arasında benzerlik kurarak yaptığı eleştirilere ilişkin de; “Ora ile bir bağlantı kurduğunu düşünmüyorum. Sadece darbeleri olumsuz gösteren yaklaşımına ben de katılıyorum. Aynı zamanda, Türkiye’nin Mısır’daki darbe yönetimine koyduğu tepkiye ilişkin tepkiye de katılıyorum.” açıklamasında bulundu.

KAYNAK:
Ajanslar
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER