Dünya'da ki her Dünya görüşünün insanlar üzerine " ben kimim? niçin varım, nereden gelip nereye gidiyorum?" temel sorularına cevap bulmak zorundadır. İnsanlar üzerinde bu temel sorulara cevap bulamamış bir dünya görüşü iflas etmeye mahkûmdur...

Dünya’mızda bâtıl düşünce yapısına sahip olup genelde insanlığın mutluluğunu amaçladığını iddia eden bir çok görüş var. Bu görüşler antik ve çağdaş bâtıl dinlerin hemen hemen tümünün ortak iddiasıdır... Anlamadığım nokta insanları tanımadan, insanların temel sorularına cevap bulmadan bu vaat ettikleri mutluluk ne kadar gerçekçi olur onu da siz düşünün.

Bu bâtıl düşüncelerin şimdiye kadar vaat etmiş oldukları amaca hiçbir şekilde ulaşmadığı ve bundan sonra da ulaşamayacağını insanlık tarihimize bakarak apaçık görebiliriz. Yukarıda yazmış olduğum bu temel sorulara cevap ve çözüm bulamayan öğretilerin insanlığa her seferinde saadet değil felâket getirdiği apaçık ortadadır.

İslam nasıl bir evrensel Saadetin adı ise bugün ki batı uygarlığı da kızıl ve kara emperyalizmiyle evrensel bir felaketin ta kendisi ve adıdır.

Batı uygarlığının idaresinde bulunan insanların yukarıda yazmış olduğum temel sorulara cevap bulmaya fırsat tanımamak için ellerindeki tüm imkânlarını kullandıklarını görüyoruz. Bu kullanmış oldukları imkânlardan en korkunç ve en tehlikelisi teknolojidir. Tabi ki kullanmış oldukları teknoloji ürünlerine göre değişiyor.

Teknolojinin Dünyamızın ekolojik dengesini bozması ayrı bir konu bir de işin en acı tarafı teknolojinin bozduğu bir denge daha var ki, ben asıl ondan bahsetmek istiyorum: İnsanın tabiatını bozup, " Varlık Sancısı" çekmemesi için insanları teknoloji ile narkozlayıp uyuşturmak. Bu uyuşukluğun madde bağımlılıktan daha beter olduğunu maalesef görmekteyiz.

İnsanların kendilerine gelip "neden" ve "niçin" sorularını soracaklar diye çağdaş düzenin ödleri kopmaktadır. Bu yüzdendir ki insanların düşünce ve duygularını yönlendirmek için iletişim araçları ve batı eğitim sistemi ile insanları makine haline getirmektedirler. Bizler şanlı tarihimizin eğitim sistemini bırakıp bu çağdaş görünüp batıl medeniyetin eğitim sistemini müfredatımıza sokmaya çalışıyoruz. Bu neyin çabasıdır "neden" ve "niçin" sorusunu sormak biz narkoz yememiş insanların en doğal hakkıdır...

Çağdaş medeniyet gibi görünenlerin: sömürü çarklarını sorunsuz bir şekilde döndürmek için müziği, sporu ve hatta dinin bizzat kendisini bir "narkoz" olarak nasıl kullandıklarının örneklerini hepimiz maalesef acı bir gerçek gibi görmekteyiz.

Şunu iyi idrak etmeliyiz ki bütün bu oyunlar insanlığın kaybetmiş olduğu kimliği olan "İslam"ı yani insanların kendisini bulmaması için tezgâhlanan kötü bir oyundur...

Bu oyunları görmek için narkoz yememiş olmamız yada dirayet sahibi olup bu narkozlardan etkilenmemek lazım... Peki bu İslam camiasının idarecileri nasıl bir narkoz yemiş ki şuan uygulamaya sokulması veya sokulan tüm işlerin çağdaş görünen batı medeniyetinin sömürü sistemine malzeme olur halde...

İnsanlar öyle bir hale geldi ki çağdaş görünebilmek yada kendini çağdaş zannetmek için batı medeniyetinin sisteme ne koyduysa alan bir insanlık haline geldik.

Çağdaş görünebilmek adına İslam’ı terk edenler bunun hesabını nasıl verecekler hiç düşündü mü ?

Çağdaş görünebilmek adına aile yapısını bozup anne ve babaya sadece belirli bir yaşa kadar destek çıkan bir ebeveyn haline getiren ve bunu bir çağdaşlık gören zihniyet ne kadar mutlu olabilir?

Çağdaş görünebilmek adına adaletin tam tesisini engelleyen ne kadar çok kanun ve tasarı varsa anayasaya koyan ve sonra bir il büyüklüğünde adalet sarayı yaptıranlar, bunların hesabını nasıl verecek?

En önemlisi çağdaş bir ülke hayali kurup ve çağdaş bir yaşantı biçimi yürürlüğe sokmak adına Kuran-ı Kerim ayetleri ve Peygamber Efendimiz (S.A.V.) hadislerini yok sayanlar bunların hesabını nasıl verecekler?

Bu soruları sayfalarca çoğaltabilirim.

Yazımı Bir ayet ile bitirmek istiyorum.

Ve dediler ki: “Yahudi veya hristiyan olun ki, hidayete eresiniz.” De ki: “Hayır. İbrâhîm'in dîni haniftir (hidayete ermiştir).” Ve o, müşriklerden olmadı.” - BAKARA Suresi Ayet - 135

Selametle…