ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Gençlik ve Milli manevi hedef

Tunar Çalışkan

10 Nisan 2013 Çarşamba 00:21
  • A
  • A

Gençlerimizin son günlerdeki içler acısı halini hep birlikte görüyoruz.
Geçmişine dair hiçbir bilgisi olmayan, mide ve cinsellik arasında mekik dokuyan, fikirsiz, şuursuz, amaçsız, embesil tiplerin sayısı gün geçtikçe artıyor.
Bir yerlerde buna alternatif bir gençlik yetişse bile, umutlar hep yeşil olsa bile yinede gençliğin bu bomboş hali hepimizi derinden yaralıyor.
Her işi devletten beklemenin yanlış olduğuna inansakta, milli şuur ve donanımlı gençler yetiştirme noktasında en büyük iş yine devlete düşmekte, devlet ise kendi içinde ideolojik kavgalarla uğraşmaktadır.
Düşmanlar ise malumunuz bir an bile boş durmamakta, ailelerin, devletin doldurmadığı boşlukları doldurmaktadır.
Peki başka ülkelerdeki çocuklar nasıl yetiştirilmektedir ?
Mesela ufak yaşlardaki bir Ermeni çocuğu ve yine ilköğretim yaşlarındaki Musevi çocukları bariz bir biçimde İslam düşmanlığı ile donatılmakta, gelecekteki en büyük düşmanları olarak bizleri görmektedirler.
Biz ise çocuklarımıza gelecek ve milli duygular açısından hiçbir şey vermemekte ısrar etmekteyiz.
Gençlerimiz hala Ermenileri kesip kesmediğimizi tartışmaktadırlar mesela.
Şu an az öncede belirttiğimiz gibi yabancı ülkelerin çok küçük çocuklarına gidip sorsanız ülkeleri için mutlaka bir idealleri vardır.
Mesela Ermeni çocukları doğu illerimizi almak ideali ile yetiştirilirler.
Musevi çocukları ‘Büyük İsrail İmparatorluğu’ hayalini daha küçücük yaşlarda öğrenmekte, gözlerini Fırat ve Dicle arasındaki topraklara dikmektedirler Yunanlı çocuklar gözlerini hala batı illerimize dikmekte, Megola İdea ( Helen Devleti ) hayaliyle büyütülmektedir.
Yani şu an bile yunan çocukları İstanbul’u yeniden almanın özlemi ile yetiştirilmektedirler.
Altta ise Rumlar hala ‘Enosis’ diyerek çocuklarını Yunanistan ile birleştirilmiş tek bir halktan ibaret Kıbrıs hayaliyle yetiştirmektedirler.
Fakat bizim siyasetçilerimizde kürsüye her çıkışlarında kimsenin bir karış toprağında gözümüz olmadığını haykırmaktadırlar.
Bizce artık bizimde başka ülkelerin topraklarında gözümüz olsun, bizlerde artık başka ülkeler için tehdit olalım, büyüyen İslami gücün bayraktarlığını zaten biz yapacağız, ama artık kendimize gelip çocuklarımızı donanımlı yetiştirmeye başlayalım.
Mesela ‘Turancılık’ isminde, genellikle Ülkücü Camiaya mensup kardeşlerimizin özlemini çektiği bir ülkü vardı, bu ülküye göre Türk ülkelerinin birlik ve beraberliği sağlanacaktı, Osmanlıda Enver Paşa dahil pek çok şahsiyet bunun için uğraşmıştı.
Bizlerde bugün bu tür faaliyetlere gereken önemi daha gelişmiş bir biçimde vermek zorundayız.
Sonuç olarak artık alan savunmasını bırakalım, belki gerçekleşmeyecek olsa bile gençlere ‘Turancılık’ benzeri fikirlerle geleceğe dair azim verelim, onları kamçılayalım, bu gayretler sonucu bir İslam Devleti mutlaka kurulur, ve bugün verilen gayretlerin meyvesini yarın mutlaka yeriz, biz yemezsek çocuklarımız yer, bizde bu gayretin neticesini ahiret hayatında fazlasıyla görürüz.
Dünya durmadan değişiyor ve düşmanlar asla boş durmuyor, Müslüman boş boş durmaz, duramaz, tarihten gelen misyonlarımız olduğunu unutmamalıyız, bizler İstanbulu’u alan o komutanın arkasında savaşan insanlarız, bizler o müjdelenen askerlerin devamıyız, lütfen kendimize gelelim.
Tarih yeniden yazılıyor, bir elimize kılıç, diğer elimize kalem alalım, bazen kalemle, bazen de kılıçla o tarihi biz yazalım..

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.