ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Öcalan’a Af Çıkmalı mı?

Tarık Güneş

06 Aralık 2013 Cuma 23:07
  • A
  • A

Dünyanın şu an içine girdiği en büyük kriz “değer üretme” krizidir. İnsani ve idari paradigma üretememektedir. Ayrıca sorun çözme kabiliyetini de yitirmiştir. Suriye’deki kriz Cenevre’de çözülemeyecektir. Kaldı ki, Batılı Güçler hala Balkanlar meselesini bile halledememiştir. Ekonomik açıdan da küresel sermaye, devletleri bile kontrol gücüne erişmiştir. Adeta devletler, sermayenin hizmetine girmiştir.

Mavi Marmara Olaylarında İsrail, açık denizde dokuz Türkiye Vatandaşını şehit etmiştir. Eş zamanlı olarak İskenderun’da Deniz Kuvvetleri’ne saldırı düzenlenmiştir. Mavi Marmara sonrası PKK Terörü de tırmanmıştır. Suriye olaylarından sonra Reyhanlı’da TKP Acilciler Terör Örgütü’nün bombalı saldırısı sonrası 52 kişi öldürülmüştür. Ayrıca sınırda da saldırı yapılmış 10 kişi de orada ölmüştür. Bir bayram gecesi Gaziantep’te bombalı araç saldırısında 12 kişi ölmüştür. Gezi Hadiseleri’nde “Hükümet” devrilmeye çalışılmış ve Başbakanlık Ofisi basılmaya çalışılmıştır. Hatta bazı çevreler Gezi Hadiselerini “Haziran Ayaklanması” olarak lanse etmektedir. Bu dönemde Alevi-Sünni çatışmaları konuşulur olmuştur. Aynı hadiseyi planlayanlar “sıcak Kasım Ayı’ndan” bahsetmişlerdir. CHP Lideri Reyhanlı saldırısından sonra “Hükümeti yıkacağız” demiştir. Son günlerde yapılan dershane tartışmaları hızla ivme kazanmış ve Hükümete ve Başbakan’a “Fir’avun” denilmiştir. “Askere üzüldüm” tezleriyle askerler tahrik edilmiştir. Aynı çevreler Kürt Meselesi üzerinden “ülke bölünüyor” yaygaralarını seslendirmeye başlamışlardır. Bütün bunları niye anlattım? Kronolojik olayları takip ettiğimiz zaman Türkiye için yakın tehdidin üç ana unsur olduğunu söyleyebiliriz: İsrail, Suriye (İran) ve Derin Devlet (Camia ve Ergenekon)!..

Şimdi saldırılara yeniden bakalım. Tüm saldırılarda Türkiye’nin fay hatları hedef alınmıştır. Alevilik, Din, Kürt Meselesi, Beyaz Türklerin Endişeleri ve Ordu’nun hassasiyetleri…

Bölücülük tehdidi Barzani’nin gelişiyle zayıflamıştır. Alevi-Sünni Çatışması’nın engellenmesi için DHKP-C’nin ve İran’ın etki ajanlarının üzerine gidilmesi yeterlidir. Esed’in Alevi-Sünni Savaşı çıkartacak kabiliyeti şu an için yoktur.

Türkiye’nin önünde çok büyük bir fırsat vardır. Değer üretebilir ve mağaradan çıkabilir. Ama fay hatlarından doğan tehlikeyi sıfırlaması şarttır. Fay Hatlarını sıralayalım: Alevilik, Kürt Meselesi, Türk Sorunu.

Alevilik meselesinde Dersim Kayıtlarının açılması yeterlidir. Türk Sorunu halletmek için Söğüt Sözleşmesi gündeme gelebilir. Kürt Sorunu için ise Çözüm Süreci’nin felsefi boyutları derinleştirilmelidir. Şimdi başlıktaki sorunun cevabını verelim yani Öcalan affedilmeli midir?

Af, ancak güçlü olanın yapabileceği bir iştir. Zayıfın affetmesi ancak soytarılıktır. Hz. Peygamber (sav) Efendimiz, amcasını öldüren Hz. Vahşi (ra)’ı affetmiştir. Hz. Muhammed (sav), Mekke’yi fethetmiş ve afla iktidarını muhkemleştirmiştir. Türkiye’de doksan yılda biriken fay hattı ya sarsılma ve iç savaşla boşalacak ya da afla… Evet, Öcalan’a af çıkmalıdır. Kimse Türkiye’nin fay hatlarıyla oynayıp, Türkiye’yi dizayn etmeye kalkmamalıdır.

Bu durumda Türkiye’nin önünde tek risk kalmaktadır. Nokta atış (suikast)lara karşı önlem almak. Türkiye, af ilan edebilirse yeni bir toplumsal sözleşmeye doğru adımını atabilir. Ve değer merkezli sosyal sözleşme Türkiye’yi lider ülke de yapabilir. Unutulmamalıdır ki, af; iktidarın teminatıdır.

Affın zamanına gelince… Türkiye seçimlere girmeden af meselesini halletmelidir. Af meselesi birçok çevrenin oyunlarını boşa çıkartacak ve siyasi ve sosyal mücadeleyi gerçekten değer üreten ve güçlü olanın kazanmasına vesile olacaktır. İktidar, tehlikenin boyutlarını görmeyebilir ama Mısır’ı kendisi gördü. İlluminati, Türkiye’yi dizayn etmeye hatta iç savaş çıkartmaya kararlıdır. Meclis Bütçe Görüşmelerine ara vererek “AF” ilan etmelidir. Gezi nasıl Türkiye için kırılma noktası az kalsın oluyorsa af da Geziciler için kırılma noktası olacaktır. Benim tahminim af ilan etmeden Türkiye’nin seçimleri bile görmesi çok zordur.

Abdülhamid (ra)’ın iki hatası vardı. Birincisi; kendisine komplo düzenleyen çapulculara karşı yumuşak davranması ama sosyal kesimleri yanına çekecek affı ilan etmemesiydi. Elbette yukarıdaki yakın tehlikeler göz ardı edilemez ama unutulmamalıdır ki, aslında bu güçleri ortaya çıkaran şartlar Türkiye’nin fay hatlarıdır. Bugün Hakkâri’de iki kişi ölmüştür.

YORUM YAZ
TOPLAM 4 YORUM

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.

  • - MİSAFİR YAZIYOR:13 Aralık 2013, Cuma 00:05

    SEN DE BEYFENDİ BEN SENİ AFFEDİYOR ALNINDAN ÖPÜYORUM DE BİZİM HALKIMIZI UYUTMAYIN STRATEJİNİZİ KENDİNİZE YAPIN.

  • - MİSAFİR YAZIYOR:13 Aralık 2013, Cuma 00:02

    SAYIN STRATEJİ ÜRETEN BEYLER ELMİ YAMAN BEY Mİ YAMAN SEHİTLER KORKMADI BİZ HİC KORKMUYORUZ AFMIS BİRİSİ GELSİN SENİN COCUGUNU ÖLDÜRSÜN HEMDE BÜTÜN COCUKLARINI

  • - misafir yazıyor:12 Aralık 2013, Perşembe 23:58

    sayın özal sayın Recep YAZICIOGLU MUHSİN YAZICIOGLU SAYIN MUMCU SAYIN KAHVECİ ÖLDÜRDÜLER GIK ÇIKTIMI BULDUNUZ MU

  • - misafir yazıyor:12 Aralık 2013, Perşembe 23:55

    adamlar mollayı asıyor bir sey diyen var mı bizim ülkede istedikleri adamı öldürüp suikast dediler ne oldu