ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

KADİM MESELE İMTİHAN

yusuf ihsan

03 Ocak 2014 Cuma 16:22
  • A
  • A

İnsanoğlu var olalı beri, varlık hamuruna nakşedilmiş ve onunla birlikte yaratılmış bir varlıktır imtihan. Evet aslında insan imtihan için yaratılmış ve imtihan da ona bahşedilen iradesinin diyeti olmuştur. Esfel-i safiline veya ahsen-i takvime doğru yol alacak insanoğlunun karşısına imtihanlar; ya bataklık yada sıçrama tahtası olarak çıkacaktır. Hz.Adem ile başlayan bu süreç öyle veya böyle insanlık tarihinin her devrinde var olagelmiştir. Çoğu zaman da insanlarla çatışmayla meydana gelen bu olaylar silsilesi günümüze kadar devam edegelmiştir. Tarihte bildiğimiz ilk çatışma örneği ne yazık ki bir kardeş kavgasıdır. Hz.Adem’in çocukları Habil ile Kabil arasında olan ve ilk kan (maalesef kardeş kanı) ile sonuçlanan bu olay atalarından insanlığa büyük bir mesaj içeriyor mu ? Evet çatışmalar ve kavgalar insanların yakasını hiçbir devirde rahat bırakmamış her asırda ve herkesle olagelmiştir. Kimi zaman düşmanlarınızla kimi zaman da ne yazık ki en yakınlarınızla…
Tarihsel süreci şöyle bir göz önüne alırsak, bu gerçekler hepimize aşikar olacaktır.
Halihazırda süre gelen en büyük tartışma ve çatışmaların mü’minler arasında olduğunu düşünecek olursak; bunun tarih boyunca devam eden kadim bir mesele olduğunu ve dünya hayatının sonuna kadar devam edegeleceğini isterseniz gelin Söz Sultanı (sas) ‘den dinleyelim:
Medine-i Münevvere'de bulunan Mescid-i İcabe adlı mescitte Efendimiz secdede rabbine dua eder. Şefkat Peygamberinin duası da ümmeti içindir. Uzun uzun duaya dalan Efendimizin secdeden bir türlü kalkmadığını gören sahabe sorar:
"Ya Resullallah, niçin bu kadar uzun kaldınız secdede?"
Efendimizin cevabı şöyledir:
"Rabbimden üç şey istedim. Bana ikisini verdi, birini vermedi. Rabbimden ümmetimi kıtlıkla helak etmemesini istedim, onu bana verdi. Ondan ümmetimi suda boğarak helak etmemesini diledim, onu da verdi.
Felaketlerini kendi aralarında vermemesini (tefrikaya, ihtilafa, fitneye düşmemelerini) diledim, bunu bana vermedi" (Müslim, "Fiten", 20).
İnanan insanlar için bu hadis, diğerleri için de tarihsel süreçteki tüm toplum ve yaşantıları bu hakikati apaçık önümüze seriyor. O vakit aslolan nedir ?
İnsanlığın kaderi olan münakaşaların öncelikle milyonlarca farklı kişiliğe sahip İnsanlar olmamızdan kaynaklandığını unutmamalıyız. Hayatın içinde bunu normal kabul edersek, o vakit akıl ve vicdanımızın önüne bir şeyler koymamış ve yangına körükle gitmemiş olacağız Kesinlikle fikir ayrılıklarını çatışmaya dönüştürmemeye çalışacak, dönüşmüş ise de haksızlığımızı savunacak kadar kindar, haklılığımızı başa kakacak kadar da kibirli olmamayı başarmak daha kolay olacak.
Eğer yangın çıkmış, gürültüler kopmuşsa; Haklı haksız mevzusunu bir kenara bırakarak davranışlarımızın ve sözlerimizin kalp kırıcı olmamasına dikkat edeceğiz. Tozu dumana katan beyanlar,iftiralar, belgeler, silahlar ortaya saçılmış, sağduyu bir kenara itilmişse o vakit daha önce de söylediğim gibi Sükutun Paha Biçilemez Olduğu Zamanlardan Geçiyoruz demektir…

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.