‘’Dil’’, Farsça kökenli bir kelime olup Türkçe’de ve Kürtçe’de ‘’Gönül’’ demektir. Dil kelimesi kadim Anadolu Coğrafyasında kendine Gönül olarak karşılık bulurken, ne tuhaftır ki başka dillerde bu manada kendine yer bulamamıştır.
Evet ‘Dil =Gönül’ demekken, gönül de; Sevgi, Aşk, merhamet, iyilik, kardeşlik, selam, barış ve güzellik manasına her ne duygu var ise onun kaynağıdır.
Dil, dolayısıyla yeri geldiğinde anadır, babadır. Bazen evlad-ı iyaldır. Yardır, yarendir,sırdır. Kimi zaman acıdır ve vicdandır çoğu vakit….
‘’Dil’’, konuşma fiilini ve tat alma duyusunu gerçekleştiren bir organ olmak dışında aynı zamanda, lisan anlamına da gelir.
Dil(lisan)’e, aynı toplulukta yaşayan insanların anlaşabilmelerini sağlayan en gelişmiş iletişim aracı ve sistemli ses bütünü de diyebiliriz.
Bu manada dil; bir toplumun kültürünü, yaşayış şeklini, inançlarını, ahlaki değerlerini yani tüm duygu ve düşüncelerini sese,söze döken bir vasıtadır. Dil, sadece iletişim kurmakla kalmaz, bu iletişim sonucu doğan kültür unsurlarının da nesilden nesle aktarılmasını sağlamış olur.
Sözün kıymetini ise Bizim Yunus şöyle dillendiriyor;
Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı
Söz ola ağulu (zehirli) aşı, yağ ile bal ede bir söz
Zaman yıpranırken, tüm dünyada buhranlar yaşanırken, Ruhlarımız beton yığınları ve hayat yarışımız arasında can çekişirken,dilin ehemmiyetini ve nelere vesile olacağını bizlere kendi dilimizde ‘’Gönül Dilimizle’’ anlatan bir organizasyon başladı yeniden…
Evet baharın gelişi kainat için yeniden doğuş demektir. Uykuya dalmış varlık sırasıyla havaya,suya ve toprağa düşen Cemrelerle uyanıp canlanıyor ve tüm güzelliklerini insanoğluna sunuyor. Tam da bu sırada Ruhumuzun oksijensiz kaldığı bu dünyada, bu sefer dünyanın insanlığa, barışa ve kültürel zenginliğe yeniden doğuşu 4.Cemrenin düşmesiyle gerçekleşiyor.
Dördüncü Cemre Dil’e düşüyor ve Bir Beşinci Mevsim yaşanıyor hem de bunu bize yaşatanlar bizim ülkemizden değil ama bizim kadar sıcak, sevgi dolu ve bizim kadar bizden olan Dünyanın tam 140 farklı ülkesinden gelen 2000 kardeşimiz…
Dini, dili, rengi, ırkı,kültürleri farklı ama ‘’Gönlü’’ aynı muhabbetle atan bir başka baharın habercisi kardeşlerimiz…
DİLİ ve GÖNLÜ birbirlerine tamamlayan, Selamla gelen... Herkese yaşanan bu buhranlar arasında azıcık nefes aldıracak olan 11.ULUSLARARASI TÜRKÇE OLİMPİYATLARI başladı.
Haydi GELİN TANIŞ OLALIM
İŞİ KOLAY KILALIM
SEVELİM SEVİLELİM ve
‘’EVRENSEL BARIŞA DOĞRU’’ adımlarımızı sıklaştıralım…