Rahman ve rahim olan Allah'ın (C.C.) adıyla
O'ki kudret elinde nefislerimiz ve kaninatları evirip çeviren,mülk'ün ve mülk'ün manasının sahibi olan Allahtır(c.c.) . "O" na kendi ilmi sayısınca hamd olsun. Yaratılmışların en şereflisi ve güzeli olan,alemlere rahmet olarak aramıza teşrife tenezülüyle yeryüzünü şereflendirmiş olan Ahmedi Mahmudu Muhammed Mustafaya (s.a.v.) ve onun ehlibeytine ve davasında onunula birlikte elif gibi dosdoğru duran ashabına binlerce kez salat'u selam olsun .
Günümüz dünyasında metanın eskilerin tabiriyle malayininin hüküm sürmesi hak erenlerini üzen ve telaşlandıran bir durumdur.
Sanki Kelamı İlahinin üzerinde en çok durduğu konulardan birisi olan emribilmaruf ilkesini beynime nakşetmek ister gibi "İnsanlara birşeyler anlatma derdin olsun" derdi bir büyüğüm.(Belki sırası gelmişken bu öğütü yerine getirmemde vesile olan yazete personelinede çok teşekkür etmem lazım..Allah onlardan razı olsun) -"Biz kimizki" derdim hep içimden ..Ne haddimiz..Ama ateşin insanların imanlarından birşey bırakmıyacağı bir yangın ortamını görünce , (A) harfini öğrenip (B) geçen bir kimsenin geride kalanlar için (A) harfinin bir öğretmeni olması gerekliliği insanı derinden etkiliyor.Ve birşeyler anlatma sıkıntısına giriyorsunuz ister istemez..Başta Kelam-ı İlahi dedik ya -"iyiyi emret kötüden ve fenalıktan sakındır" diye emretmektedir bizlere , işte Ashabı güzinin böyle bir derdi vardı,ceddimiz Osmanlının böyle bir derdi vardı. Onca gelmiş ve gelmekte olan eren ve evliyanın günümüz dünyasında ateşten mal kaçırır gibi insanları cehennemin ateşinden kurtarmaya çalışmalarının ve "kıyam" gününe kadarda bunu yapmaya devam etmelerindeki tek gayede yine aynı dert.
Bir keresinde büyük bir hocanın vaazında şunu dinlemiştim;
-" Bir arkadaşını evlenir yada ev alır ...ve sizde o arkadaşlarınıza gideceksenizdir.Onların ne eksiği var derdine düşersiniz.Güçünüz nispetinde veya birkaç arkadaş bir araya gelip o eksikliği tespit ve tedarik etmeye çalışırsınız.Bu güzel bir haslettir.Ne güzel bir hal..Ama asıl derdiniz eğer o arkadaşınız namaz kılmıyorsa,din ile diyanetle bir ilişiği yoksa yada dindar ama değişik günahların kıyısında dolaşıyor ve manevi dünyası bir çıkmaza girmek üzere gibiyse yani kabz halini üzerinde ise..
Ben ne desem? nasıl birşey söylesem'de o kardeşimin ruh dünyasın'da bir dalgalanma oluştursam ..nasıl yapsamda o gönülü ilahi kelamullaha karşı gayrete getirsem...işte asıl dert bu olmalıdır " demişti.Bu anlatım düşünce dünyamda bayağ etki oluşturmuştu.Bu gerçekten peygamberane ve onun yoluna yakışan bir düşünce ve faliyet alanıydı.Ve ücreti sadece Allah (c.c.) katında verilebilecek bir ticaretti...
İnsanlar bağzen (iyi ihtimalle bağzen) o kadar gaflet içinde olabiliyorlar' ki ..ve bu gaflet halini bir fazilet olarak görüyorlar kendilerinde..Öyle' ki zahirde mütedeyyin olarak görünen bir zat çok kolay bir şekilde -"Şu kafir,şu çıplak, şu bi namaz.." diye söylene söylene camii etrafında turlayıp vakit namaz beklerler..Belkide o zahiren suçladığı hiç bir insana hayatı boyunca bir kelam tebliğ yapmadan..Ki yapsa ve karşılık bulamasa bile böyle bir hakkı olmamasına rağmen..Bu aklıma bir hadis getirdi efendimiz eskilerden bir kavimi anlatmaktaydı;-"Allah meleklerine o kavmi yok edin ..diye buyurdu.Melekler denilen yere geldiklerinde gece yarısını epey geçmiş bir vakit olmasına rağmen neredeyse bütün evlerin pencerelerinden dışarı ışık süzülüyordu..bütün ahali evradı ezkar ile hem haldi..büyük bir şevkle Allaha ibadet ediyorlardı.Melekler bu hale şaşırıp Allahu tealaya -"Allahım biz yanlış yere geldik herhalde" diyince Allahu teala -"Hayır doğru yerdesiniz..Gecenin karanlığında kandilleri yanan evler gördünüz ve hanelerden ibadet yükselmekte semavata..Ama karanlık evlerde gördünüz ..ve o ibadet edenler o ışıkları yanmayan evlerdeki kardeşlerine irşad adına bir kelime bile söylemediler ..Sadece kendilerini ve ahiretdeki makamlarını düşündüler..o yüzden yıkın o beldeyi.." (hadis kaynağı tam olarak aklımda yok ama kütübü sidde 11 cilt olması ..illa örenmek isteyen olursa tekrar bir araştırırım.)..Yani benim bu hadisi kudsiden gönlüme düşen ..bir topluluk için artık değişme ve gelişme şansı kalmamışsa..o toplum içerisinde hala birilerinin kurtulma şansı kalmamışsa..yani kısacası bit toplumda tebliğ bitmişse ..o topluma Allahın ve insanlığın bir ihtiyacı kalmamıştır.Aslında tamda anlatmak istediğim şeyi muhteşem bir şekilde anlatan bir hadisi kutsi sadece bunu yazsaydım ,sizi kendi avam kelimelerimle yormamış olurdum hakkınızı helal edin
El Hasıl; Kıyam günü meçhul bir şekilde etrafımızda dönüp dururken ....Yan komşumuza,iş yerindeki arkadaşlarımıza,dilimizin döndüğü halimizin aksettirdiği kadarıyla doğru olanı aktarmak veya aktara bilecek zatlarla tanıştırmak derdimiz olsun ...Allah cümlemizi Affeylesin ..Amin