İslam ahlakının özünde birlik vardır. Yeryüzünde zulmün bitmesi için tüm inananların birbirleriyle dost olmaları,ittifak kurmaları,birlik içinde olmaları gerekir.Fakat tüm İslam dünyasının bu birliği istemesi gerekir.Birlik istemeyen ayrılık istiyor demektir ve ayrılığın da hiçbir faydası yoktur.

Müslümanlara yapılan zulümler yalnızca dış dünyadan kaynaklanmıyor malesef.Farklı etnik kökenler,farklı mezhepler,farklı kökenden Müslümanlar arasında da birlik ahlakına tamamen aykırı çatışmalar yaşanmaktadır.Allah'ı bir, dini bir, Kitab'ı bir, Peygamberi bir olan ve Allah'ın emriyle kardeş olmaları gereken Müslümanların birbirleriyle çatışıyor olması hiç şüphesiz ibret verici bir durumdur.Oysa Kuran'a göre müminleri birlik olmaları farzdır.Müslümanlar birbirlerini gözetip kollamalıdır.Birbirlerinin kuyusunu kazmamalıdır.

Eğer İslam alemi güçlü, istikrarlı, müreffeh bir medeniyet olmak, dünyaya her alanda yön vermek ve ışık tutmak istiyorsa, birlik halinde hareket etmek zorundadır.Bu birliğin yokluğu masum Müslüman halklarını savunmasız bırakmaktadır.Dünya Müslümanlarının, güçlü ve aktif bir Türk İslam Birliği sağlayamamış olmaları, günümüzde yaşanan çeşitli sorunların temelinde yer alan önemli bir eksikliktir. Güçlü bir birlik sağlandığında bugün yaşanan sorunların benzerleriyle ya hiç karşılaşılmayacak ya da karşılaşılan tüm sorunlar tahmin edilenden çok daha kısa süre içinde çözüme kavuşturulacaktır.

İslam dünyası, ayrılıkları ve farklılıkları bir kenara bırakıp, tüm Müslümanların "kardeş" olduğu gerçeğini hatırlamalı ve bu manevi kardeşliğin getirdiği güzel ahlak ile tüm dünyaya örnek olmalıdır.