ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Nemrut, Ulusalcılar ve Demokratikleşme Paketi

Salih Turnagül

02 Ekim 2013 Çarşamba 17:42
  • A
  • A

İnsanların anadillerini yasaklayan ve dini yaşamalarına engel olan kimselerle Nemrut arasında yakın bir irtibat mevcuttur. Kur’an-ı Kerim’de Allahü Teâlâ (cc); Hz. İbrahim (as) ile Nemrut arasındaki tartışma şu şekilde nakletmiştir:

“Allahü Teâlâ (cc) kendisine hükümdarlık verdi diye, Rabbi hakkında İbrahim’le tartışanı görmedin mi? Hani İbrahim ona: “Benim Rabbim odur ki, hem diriltir hem öldürür” dediği zaman: “Ben de diriltir ve öldürürüm” demişti. İbrahim: “Allahü Teâlâ (cc) güneşi doğudan getiriyor, haydi sen onu batıdan getir” deyince o kâfir herif şaşırıp kaldı. Öyle ya, Allahü Teâlâ (cc) zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.” (Bakara Suresi: 258)

Hz. İbrahim (as), Allahü Teâlâ (cc)’yı tanıtırken kimsenin ortak olamayacağı hayat ve ölüm delili ile tanıtmaktadır. Rivayetlere göre Hz. İbrahim (as) hayat ve ölüm delilini getirince Nemrut, zindandan iki şahıs getirtmiş ve birisini öldürüp diğerini serbest bırakınca “ben de öldürüp diriltirim” demiştir. Fahrettin Razi (rh.a) böyle bir olayın yaşanmasının aklen mümkün olmadığından bahsetmektedir. Çünkü Hz. İbrahim (as), diriltmenin ve öldürmenin hakikatine işaret etmiştir. Akıllı bir kimsenin bu şekildeki öldürme ve diriltmeyi yani birisini öldürüp diğerini serbest bırakmanın öldürme ve diriltme olmayacağını bildiği kesindir. Dolaysıyla Nemrud’un böyle demesinin başka bir sebebi olmalıdır.

Razi (rh.a), Nemrud’un cinsel ilişki neslin artmasına (yani hayata) zehir içmenin de ölüme sebep olduğunu dolaysıyla ölüm ve hayat delilinin o kadar da kuvvetli olmadığını dile getirdiğini kaydeder. Nemrut, adeta şöyle demektedir: “Ölüm ve hayat tabiatın bir kanunudur. Sürekli akıp gitmektedir ve biz bu kanuna müdahale etme imkânına da sahibiz. Bu sebeple nasıl Allahü Teâlâ (cc) kullar üzerinde kanun koyma hakkına sırf hayatı ve ölümü yarattığı için sahipse biz de (ben ve benim meclisim veya devlet) kanun koyma hakkına sahibiz. Bu konuda haksızlık söz konusu değildir. Madem yöneticiyim o zaman istediğim kanunu yapma hakkına sahibim.”

İşte bu noktada Hz. İbrahim (as); “Allahü Teâlâ (cc) Güneş’i doğudan getiriyor, haydi sen onu batıdan getir” diyerek cevap vermektedir. Bu söz Allahü Teâlâ (cc)’nın kudret ve kuvvetine yeni bir delil getirme değil hayat ve ölüm üzerine söylenen sözün açıklayıcısıdır. Şöyle ki; Allahü Teala (cc) tarafından meydana getirilen diriltme ve öldürme, her ne kadar bir takım gördüğümüz vasıtalarla meydana geliyorsa da bu vasıtaları da yaratan da Allahü Teala (cc)’dır. Siz her ne kadar dünyada bazı şeylere güç yetiriyormuş gibi görünse de dünyayı da güneşi de hareket ettirmek Allahü Teâlâ (cc)’nın elindedir. Dolaysıyla ölüm ve hayat da Allahü Teala (cc)’dandır. Eğer Allahü Teâlâ (cc)’ya ortaklık meselesinde samimi isen haydi sen de Güneş’i batıdan getir.

Kısaca özetleyelim… İnsan farz muhal bir hayat yaratacak dahi olsa bu âlemin içerisinde yani Allahü Teâlâ (cc)’ın yaratıp yine Allahü Teâlâ (cc)’ın idare ettiği âlemin içerisinde faaliyet göstermektedir. Her halükarda hayat ve ölüm delili insanlar üzerine ilahlık taslayan herkesi susturacak çok büyük bir delildir. Ama Nemrutlar ilahlık iddiasından asla vazgeçmemişler ve Allahü Teâlâ (cc)’yı ilah olarak tanıyan insanları ateşe atmışlardır.


Hükümet özgürlük alanını genişletirken bu yasaklar yüzünden öyle veya böyle hapse girmiş insanları rahatlatacak Terörle Mücadele Kanunu üzerinde hiçbir değişiklik yapmaması olabilecek en büyük hatalardan birisidir. Çünkü bu yasaklar yüzünden hapse girmiş insanlar hükümete destek veremeyeceklerdir. Hükümet şu anda Nemrud’un akrabası ulusalcılarla baş başa kalmıştır. Stratejik açıdan da hükümetin tavrı anlamsızdır. Ulusalcılar, darbe dâhil olmak üzere her yolu deneyeceklerdir.

Hükümeti zor günler beklemektedir. Çünkü bu ülkede terör başlarsa bir daha asla bitmez. Zira sınır komşumuz Irak ve Suriye’deki sıkıntılar aynen Türkiye’ye de intikal edecektir. Hükümet bir an önce TMK’daki maddeleri değiştirmeli ve eve dönüşün kapılarını bir an önce açmalıdır. Aynı gemide yaşıyoruz ulusalcılar yüzünden geminin batmasına izin verilmemeli. Terör başlarsa hükümet bir daha müzakere imkânı bulamayacaktır. Zaman hızla geçmektedir. Bir iki ay sonra iş işten geçmiş olabilir.

Not: Bu ülkede “terör başlarsa bir daha bitmez” hükmünün sebeplerini başka yazılarımızda daha derin inceleyebiliriz. Şu kadarını söyleyeyim. Terör Örgütlerine yakın olan kimseler bu ülkede on binlerce kişi. Binlerce insan hapishanede ve aileleri mağdur. Bölgede İran ve Esed’in de bir şeyleri tahrik etmek istediği malum. Uluslararası güçlerde artık Türkiye’yi yalnız bırakmayacaktır. Bölgede artık Kürt Mücadelesi olmayacağını farz etsek bile Hizbullah-PKK mücadelesi ve alan kazanma savaşı başlayabilir. İnsanların kaybedecek bir şeyleri yoksa bu mücadele sürekli büyür. Bu andan sonra TMK’daki değişiklikleriniz de bir işe yaramaz. Hükümet TMK konusunda açıklama yapmaz ve insanların umutlarını tazelemezse büyük savaş kapıda.

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.