Ne güzel şeydir gençlik… Hani zaman zaman ninelerimizden, dedelerimizden duyarız;
‘Genç iken gücün yeter aklın yetmez, yaşlı iken aklın yeter gücün yetmez…’
İşte bu söz yılların tecrübesi ile ortaya çıkmış bir mirastır gençlere…

Yaşanmışlıklardan ders çıkarmak hayata bir adım önde başlamak demektir. Günümüzde çevremize şöyle bir baktığımızda ortaokul, lise mezunu genç nüfusun sayısının azaldığını yerine önlisans, lisans ve doktora dereceli gençlerin aldığını görüyoruz… Tabi toplumumuzda amacın sadece diploma almak olması maalesef ülkemizde ki işsizlik oranını büyük ölçüde etkiliyor… Gençlere ders geçmenin salt başarı olduğu o kadar inandırılmıştır ki mezuniyetleri sonrasında uzun dönemler işsizlik gerçeğinin karşısında bocalıyorlar. Teorik eğitimin yanında gençlere bence öğretilmesi gereken şeyler arasında hayat amacı ve girişimcilik gelmektedir… Diplomalardan önce gençlerin ilkelerinin, hayat amaçlarının, her daim öğrenme ve gelişme isteklerine sahip olmaları gerekli…

Hayat amacımız olmadığı sürece zaman kaybını önleyemeyiz… Az ya da çok girişimci ruhumuzu sorgulamazsak, farkında olmazsak içimizde bir yerlerde zamanı gelince tedavi edilmemiş yara, pişmanlığımız olacaktır. Günümüzde birçok başarılı şirketin kurucularına baktığımızda başarılarının altında diplomalarından daha çok amaçları ve girişimciliklerinin yatmakta olduğunu görebiliriz.

Üniversite günlerinde birçok öğrencinin hayat amacı son sınıfta KPSS kurslarına gitmek olmasa, dış dünyaya kapalı yüksek notlarla okulu erken bitirme telaşında olmasa ya da son sınıfa kadar yolunu çizmiş, belirlemiş olsa, belki potansiyel işsiz olarak diploma almayacak. Üniversitelerde çeşitli gruplar, kulüpler ya da organizasyonlar içinde eksik kalan yönlerini tamamlayarak, bulunarak içindeki girişimcilik ruhunun farkına varan öğrenciler muhakkak iş hayatında kariyer yolunda diplomadan çok girişimciliği ve bunun sonucunda gelen başarı ile ilerleyeceklerdir.

Çevremizde görebiliriz muhakkak, genç nüfusun yoğun olarak mavi yakalı pozisyonda çalıştığı sektörlerde birçok gencin hayat amacı sadece mesaisini doldurmak, asgari ücretle hayatını idame ettirmeye çalışmak… Aldıkları maaşlarını kendilerine ve topluma yatırım yerine maaşının iki katını verip son teknoloji ürünleri satın alıp taksit ödemekle geçirenler maalesef verebileceğimiz örneklerdendir. Oysa yatırımlarını kişisel gelişimine harcasa çalıştığı işe, içinde bulunduğu ortama daha faydalı olacaktır. Gençlerin amacı işini en güzel şekilde yapmaya çalışarak farkındalık yaratmak olmalı ki muhakkak karşılığını bulacaktır. İş dünyasında mavi yakalı olmak demek belli sorumlulukları da beraberinde getirir.

Yazık ki bu amaçsızlık ve gelişime isteksizlikleri devletimizin birçok memurunda da bulunmaktadır. Sallabaşını al maaşını düşüncesinde mesaisini doldurma derdinde olan hiçbir memur ülkemizin geleceği için faydalı değildir. İşini hakkıyla yapmayan, hizmet almak için gelen yaşlı, genç herkese yeterli hizmeti sunmayan memur, memur değildir. Çalışanların Devlete ödenen vergiler sayesinde maaşlarını aldıklarını unutmayarak sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmeleri gerekir. Kimi zaman bulundukları konumlarından daha farklı kademelerde daha faydalı ve başarılı olabilirler. Hangi konumda olurlarsa olsunlar gelişimlerini devam ettirip, sınavlara girebilir, eğitimlerini bir üst düzeye taşıyarak kendi yolunu açabilir. Yeter ki o oturduğu koltuğa yapışıp kalmamalı…

Günümüzde birçok genç içindeki girişimci ruhunun farkında değil, hayat amacı yok denecek kadar az, ya da basit düzeyde hayat amacı olmaktan uzak. İçindeki yeteneklerinin farkında olmayan birçok genç maalesef kariyer merdivenlerinde sadece emekliliğine yürümekte ve emeklilikle de bütün hayat amacı son bulmakta…

En güzeli dede ya da nine olmadan gençliğimizin farkına varmak…